Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / Of all the

Of all the перевод на турецкий

93,401 параллельный перевод
It's the total of all the money spent...
- Harcanan para toplamının...
In this pocket right here, that's a history of all the assets that I've had under my management. The ROls of those funds.
Şuradaki kısımda da şimdiye kadar yönettiğim tüm mal varlıklarının listesi bulunuyor ve de yatırım getirileri.
So, I did a quick search of all the structures located on the unsub's anchor block, and I found a bank, a 24-hour drug store, and a four-story mixed-use building with 75 units.
Şüphelinin beklediği noktadaki tüm binaları taradım. Bir banka, 24 saat açık bir eczane ve 4 katlı, 75 dairelik karma kullanımlı bir bina buldum.
Gabe, are you finally paying penance for your parents'support of all the Bushes, including Jeb?
Gabe, ailenin tüm Bushları desteklemesinin kefaretini mi ödüyorsun? Jeb dâhil.
And to think, the Fuhrer has put you in charge of all of it.
Üstelik Führer, hepsinin başına seni koydu.
I will support and defend the Constitution and laws of the United States of America against all enemies, foreign and domestic that I will bear arms on behalf of the United States when required by the law.
Amerika Birleşik Devletleri'nin anayasasını ve kanunlarını tüm iç ve dış düşmanlara karşı... "Destekleyeceğim ve savunacağım." ... destekleyeceğim ve savunacağım.
Vice President Truman and the cabinet are meeting now at the White House to settle all matters of public importance.
Kamusal öneme sahip tüm meseleleri halletmek için Başkan Yardımcısı Truman ve kabine şu an Beyaz Saray'da toplanıyor.
All we need is the will and the funding, of course.
Tek ihtiyacımız ise, istek ve kaynak elbette.
He's out of the office all day with a family emergency.
Ailevi bir acil durum nedeniyle bütün gün ofis dışındaymış.
In light of all this, the board commends you on rising to the occasion.
Tüm bunları ışığında yönetim kurulu bu nedenle öne çıkışınızı övgüye değer buluyor.
As with all senior executive accommodations, the house includes four bedrooms, three and a half bathrooms, and, last but not least, the crown jewel of the house... A state-of-the-art heated swimming pool.
Bütün üst seviye yöneticilerin evlerinde olduğu gibi evde dört yatak odası üç buçuk banyo ve son olarak, en önemlisi evin baş tacı..... sanat eseri ısıtmalı yüzme havuzu var.
All the while, the number of overdoses in this country just blows up... like a fucking piñata.
Bu esnada ülke çapında aşırı dozdan ölenlerin sayısında patlama yaşanır, siktiğimin havai fişekleri gibi.
Folks tell all kinds of tales about the devious things that are going on on that farm, but who knows what is just urban legend.
O çiftlikte dönen tekinsiz işler hakkında türlü hikâye anlatılır. şehir efsanesi midir, kim bilebilir?
Well, we prefer to keep all options open at the start of an investigation.
Soruşturmanın başında tüm ihtimalleri değerlendiririz.
All of our personal assets are wrapped up in that goddamn bulldozed house and the church lot.
Tüm mal varlığımızı o dümdüz edilmiş eve ve kilise arazisine yatırdık.
Put the phone down, and let me finish telling you what all of this is about.
Telefonu bırak. Bırak da burada dönen her şeyi sana sonuna kadar izah edeyim.
Today, over 200 million starlings in North America consume nearly all the eggs of the nearly-extinct eastern bluebird.
Günümüzde, Kuzey Amerika'da sayıları 200 milyonu aşan sığırcıklar nesli tükenmekte olan doğu mavi kuşlarının neredeyse tüm yumurtalarını yiyorlar.
I mean, the economics of it all.
İşin ekonomik yanı da var.
All I heard were the mutterings of someone who lets the dog lick peanut butter off his feet.
Ayağına fıstık ezmesi sürüp köpeğe yalattıran birinin homurtularından başka bir şey duymuyorum.
Right now, we have the number one growth percentage in our industry throughout North America, and have provided all of the ceramic tiling, the high-end ceramic tiling, that you'll see in these recent condominium projects right here in Chicago.
Şu anda Kuzey Amerika'da, büyüme oranı açısından kendi sektörümüzde lideriz ve yakın zamanda gördüğünüz Şikago'daki kondominyum projelerinde son teknoloji ürünü seramik kaplamaların tamamını piyasaya sunmuş durumdayız.
But if you take a closer look, all of these accounts here, the decimal number is rounded up to an even number.
Ama detaylı inceleyince görüyorsun ki tüm bu hesaplarda ondalıklı sayıların tamamı artırılıp çift sayıya yuvarlanmış.
The universe is a funny, funny place - with all of its... chaos. - No, no, no!
Kaosla dolu evren o kadar eğlenceli bir yer ki.
Look, if I don't transfer the last of the $ 8 million today, we're all gonna be swinging from a bridge, all right?
Sekiz milyon doların son kısmını bugün yollamazsam hepimiz tahtalıköyü boylarız.
Darlene and Jacob... grow and control all of the heroin in this area.
Darlene ve Jacob bu bölgedeki tüm eroin yetiştiriciliği ve denetimine hâkimler.
And that's away from all of the land that you use for your growth operation.
Malı yetiştirdiğiniz arazinin de çok uzağında kalmış olur.
But, besides being incredibly profitable, a casino will be able to handle all of the money laundering needs of your operation... and of yours.
Çok kârlı bir yatırım olmasının haricinde, tek bir kumarhane sayesinde her iki tarafın da tüm para aklama ihtiyaçları karşılanacak.
So, do me a favor, all right? And get the fuck out of my house.
Şimdi zahmet olmazsa evimden siktir olup...
I thought you were gonna be an asshole like all the rest of Meg's boyfriends, but I think I'm gonna like you.
Meg'in önceki erkek arkadaşları gibi dallama çıkarsın zannetmiştim ama sana kanım ısındı galiba.
He said that he made a mistake and he's the reason that Danny had no other choice but to go back home and ask all of you for help.
Bir hata işlediğini ve bu yüzden Danny'nin eve dönüp sizden yardım istemekten başka çaresinin kalmadığını söyledi.
Just when I thought I'd seen it all, a young country girl jumps out of the stands, into the ring, winning it all.
Tam her şeyi gördüğümü düşündüğümde bu genç taşra kadını yerinden kalkıp ringe atladı ve bunu kazandı.
They jacked up the rent on all the stores down here because of that hotel you made us think we wanted.
Senin bize istediğimizi düşündürdüğün otel yüzünden buradaki tüm dükkânların kiralarını arttırdılar.
Chip, it's all part of the chain of cause and action, man.
Chip, bunun hepsi sebep ve eylem zincirinin parçası dostum.
So that was the back yard, lots of space to hang your wetsuits and store all those awesome boards.
Burası arka taraf, ıslak giysilerinizi asmak ve tüm o harika tahtalarınızı koymak için bolca yer var.
All because of the color of your skin.
Sırf ten renginiz yüzünden.
If these efforts prove successful, annihilation of all life on earth will have been brought will have bee brought within the range of what is possible.
Bu çabalar başarılı olursa yeryüzündeki bütün yaşamın yok edilmesi artık imkânlar dâhilinde olacak.
And if that's true, then how come my cat's milk doesn't slop out of her saucer and spill all over the floor when the moon's flying over?
Doğruysa, Ay tepemizden geçerken neden kedimin sütü kabından dışarı dökülmüyor?
All we have to do is spread it in front of the outer wall. Then when the army gets close...
Hepimiz ordu yaklaştığında dış duvarların önüne döküp yaymalıyızki...
I dreamed I was at a funeral in the middle of a river, and... people all brought the same flowers.
Rüyamda bir nehirin ortasında cenazedeydim ve herkes aynı çiçekten getirmişti.
The answer was all of it.
Cevap'hepsi'ydi.
We have video of them all getting into a cab later in the evening.
Elimizde gecenin devamında topluca taksiye binme görüntüleri var.
Yeah, Grayson and Jessica were both English teachers at the same school, but two weeks ago, she blocked him from all of her social media, which currently is a surefire sign that there's an issue between a man and a woman.
Evet, Grayson da Jessica da aynı okulda İngilizce öğretmeniymiş, ama iki hafta önce Jessica onu sosyal medyada bloklamış, bu da çift arasında sorun olduğunun sağlam bir göstergesi.
We thought that the way the bodies were dumped spoke to an organized male offender, and considering that 90 % of all serial killers are male, it was a pretty good bet...
Cesetlerin atılma şeklinden organize bir erkek olduğunu düşündük, seri katillerin % 90'ı da erkek olduğundan gayet muhtemeldi.
If we are looking at one of Geonwoo's exes for this, then what's the mutilation of the victims'faces all about?
Geonwoo'nun eskilerinden birini arıyorsak kurbanların yüzlerindeki kesikleri nasıl açıklayacağız?
She deleted all of her social media after the engagement to Geonwoo ended.
- Hayır. Geonwoo'dan ayrılınca tüm sosyal medya hesaplarını silmiş.
The bad news is, all the memories you lost when you took the cure that turned you from a zombie back to human? None of them were restored by the serum you took yesterday.
Kötü haber ise zombiden insan formuna döndüğün tedaviyle kaybettiğin anılar var ya dün aldığın serum hiçbirini yenilemedi.
After a couple of days, the memories of your life and your loved ones, they'll all start to fade.
Birkaç gün sonra anıların ve sevdiklerin, hepsi solmaya başlayacak.
We all mourn the loss of our sister Patricia McCready.
Hepimiz kardeşimiz Patricia McCready'nin yasını tutuyoruz.
It's my responsibility to ensure that nothing gets in the way of a brighter future where we can walk our streets again without fear, safe in the knowledge that we all share one collective purpose for one common good.
Hiçbir şeyin, caddelerimizde tekrar korkusuzca ve herkesin iyiliği için tek bir müşterek gayemiz olduğunun bilincinde olmanın verdiği güvenle yürüyebileceğimiz daha parlak bir geleceğe engel olmasına asla müsaade etmeyeceğim.
- That's the centerpiece of the reception. - All right.
- O resepsiyonun en önemli kısmı.
We are here today for the purpose of seeing that justice is done... and done for all.
Bugün burada adaletin uygulandığını görmek amacıyla buradayız ve herkes için.
I have left my divine elimination in the font of all magic.
Ilahi eliminasyonumu terkettim Tüm büyünün yazı tipinde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]