Other than me перевод на турецкий
736 параллельный перевод
Is there any Tosun Pasha in Egypt other than me?
- Ulan benden başka Tosun Paşa var mı Mısır'da?
Bigger than the biggest thing ever - other than me.
En büyük şeyden daha büyük... ben hariç.
Yes, that's correct. He's instructed me not to let anyone else other than the two of you in there.
Evet, ikiniz dışında kimsenin girmemesini emretti.
"Believe me, Helius, other peoples than us know your plan..."
"İnan bana, Helius, bizden başkaları da senin planını biliyor..."
You know, we discovered, for some strange reason that Nick seems to irritate me less than any of the other servants.
Hani, nedeni bilinmez ama Nick'in beni diğer hizmetlilerimden daha az kızdırdığını farkettik.
And I do further solemnly swear that I will permit no concern other than the good of the state to influence me in the exact performance of those duties which herewith I undertake.
Üstlendiğim bu görevlerde canla başla çalışacağıma ve vazifemin devletin çıkarları dışında beni etkilemesine izin vermeyeceğime namusum üzerine yemin ederim.
You taught me England is bigger than Normans and Saxons fighting and hating each other.
Bana İngiltere'nin savaş ve nefret içindeki Normanlar ve Saksonlardan büyük olduğunu öğrettin.
Other than Lison breaking down on me.
Lison'un bozulması dışında.
If I come here, I shall have to ask you to call me by some other name than Desportes.
Ama buraya gelirsem bana Desportes'den başka bir isimle hitap edilmesini isteyeceğim.
What you say to me now means more to me than any other verdict.
Şu an söyleyeceklerin benim için herhangi bir hükümden çok daha anlamlı olacaktır.
All the other girls seem much younger than me.
Diğer tüm misafirler benden küçüktü.
You grant me I know more than you. But on the other hand you know more than me.
Ben daha çok şey biliyorum ama sen de benden fazla şeyler biliyorsun, ha?
Kate was only trying to help me the other night. Which is more than you've ever done, Younger.
Kate, geçen gece bana sadece yardım etmeye çalıştı,... senden daha fazlasını yaptı, Younger.
You better start scraping and bowing now because the lady with me happens to be none other than the famous Miss Turnstiles.
Eğilmeye başlasanız iyi olur çünkü yanımdaki Turnike Güzeli.
You never told me why you're stronger than other men.
Neden diğer erkeklerden kuvvetli olduğunu hiç söylemedin bana.
Herr Moyzisch, do not look at me as if you had a source of income other than your salary.
Bay Moyzisch, lütfen maaşınızdan başkaca bir gelir kaynağınız varmış gibi... bakmayın bana..
Tell me, are the girls in the other room more beautiful than me?
Diğer odadaki kızlar benden güzeller mi?
It would take a lot more than wages to make me lie for Mr Lowry, or any other employer.
Bay Lowry ya da başka bir iş veren için yalan söyleyeceksem daha fazlasına patlardı.
Better than flesh and blood. Like her so much I've a mind to have me other arm cut off.
Onu çok seviyorum, diğer kolumu da kestirmeyi düşünüyorum.
Lane told me you've brought more whites out of Comanche country than any other man in this territory.
Lane bana dedi ki ; Komançi topraklarından, bu bölgedeki herhangi birisinden. daha çok beyaz adam getirmişsin..
One more stacked than the other. If you don't believe me, ask my friends.
Bana inanmıyorsan arkadaşlara sor.
I forget you have other patients more important than me.
Benden daha önemli başka hastalarınız olduğunu unutmuşum.
Forgive me, my darling, Oh, you must forgive me, I don't desire anything other than your forgiveness,
"Affet aşkım." "Yalvarırım, affet beni." "Senin bağışlamandan başka hiçbir şey istemiyorum."
Believe me, sister, of all the men alive I never yet beheld... that special face which I could fancy more than any other.
İnan bana abla, yaşayan tüm erkekler arasında, birini ötekinden çekici kılan O güzel yüzü henüz görebilmiş değilim.
I only repent if you don't love me more than any other woman in the world.
Ben yalnızca bir bakışa kadını benden çok seversen pişmanlık duyarım.
I know stacks of other kids that's worse than me, but they seem to get away wi'it.
Benden daha kötülerini tanıyorum ama yaptıkları yanlarında kalıyor.
The most important thing for me, other than dignity was that it was truly a classless society. The problems of everyday life ceased to exist.
Komünistlere olan zaafıma rağmen bakan olduğum gün ailem beni kabul etti.
In other words, if all of you simultaneously were to rush me, not a single one of you would get any closer than you are right now.
Diğer bir deyişle, içinizden biri bana doğru hamle yaptığı anda hiçbiriniz bana şimdi olduğundan daha yakın olamaz.
I may have committed bigger sins than other humans, but just because I'm different is not a reason to send me to hell.
Diğer insanlara nazaran daha büyük günahlar işlemiş olabilirim, ama farklı olmam... cehennem için yeterli bir sebep değil.
As a man of letters, I'm being annoyed, insulted, but I swear that for nothing in the world would have made me change my home country or have any other history than the history of our forbears,
Bir yazar olarak kızıyorum, aşağılanmış hissediyorum. Ancak yine de ne ülkemi değiştiririm ne de atalarımın tarihinden başka bir tarihi seçerim.
Except for the life of me, I cannot figure out why would a mugger take off a victim's coat unless he was gonna remove something other than cash or credit cards.
Şu kadar var ki, soyguncu nakit para ve kredi kartları dışında bir şey almamışsa kurbanın ceketini niçin çıkardığını çözemiyorum.
You're several times more interested in each other than you are in me.
Birbirinizle benden çok daha fazla ilgileniyorsunuz.
No news other than what Bart " gave me.
Bardi'nin verdiklerinden başka haber yok.
For no other reason than he loves me.
Bana olan sevgisinden, başka ne olacak?
Really, tonight you please me more than any other woman.
Gerçekten de bu gece beni diğer kadınlardan daha fazla mutlu edebilirsiniz.
But it just affected me more than, I think, it would affect other people.
Fakat sanırım beni fazla etkiledi, herhalde, diğerlerinden daha fazla.
If I marry a man other than Kaish life will become hell for me.
Kays, tan başka birisi ile evlenmem hayatın benim için cehennem olması demek
The right of ownership and use of all movable and immovable company assets, with the exception of the above limitations, and of my entire personal estate, with the exception of the above limitations, shall pass in one moiety to Maria Braun, who gave me more joy than any other person in the world.
Taşınabilir ve taşınamaz şirket mallarının yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında kullanımı ve mülkiyeti ve tüm kişisel mal varlığım yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında tek bir hissede bana dünyadaki her insandan daha çok neşe veren Maria Braun'a geçecektir.
And just because I needed some kind of creative or emotional outlet other than my child, that didn't make me unfit.
Çocuğumdan başka, yaratıcı veya duygusal çıkış yerine ihtiyacım olması uygun olmadığım anlamına gelmiyordu.
That if things were left to my choice I would much rather marry him than any other and that he adds to the dread that I have of the husband they want to force upon me.
Eğer bana kalsaydı ondan başkasını asla seçmezdim. Beni başgöz etmek istedikleri koca yüzünden çektiğim acılarda onun da payı yok değil.
We have other matters to talk about than supper and I want you to tell me what has become of the money which has been stolen from me.
Bana paramın nerede olduğunu söyle bakalım. Nerede söyle! Söyle!
Well, Ben Parsons told me that Wheeler had to let her go because she hadn't turned anything in that he could use, other than some story about a cop that went over there to drive a police department ambulance.
Ben Parsons, Louise polis ambulansı süren bir polis hakkında bir hikâyeden başka işe yarar bir şey yazmadığı için Wheeler'ın ona yol verdiğini söyledi.
They tell me no bargain ever was completed other than quickly... when both parties really care to make a deal.
Her iki taraf da gerçekten iş yapmak istiyorsa, pazarlıklar çok çabuk sonuçlanırmış.
- More things bother me than other guys.
- Kafama fazla şey takılıyor.
And passes for me and my two best friends to the private party afterwards to be hosted by none other than Mr Burt Reynolds himself.
Ayrıca galadan sonra Bay Burt Reynolds'ın ev sahibi olduğu özel partiye iki arkadaşımla beraber davetiye.
When I reminded myself that all this was the work of the hand and soul of one man, with no mechanical help, it seemed to me that men could be as effective as God in tasks other than destruction.
Makinelerden yardım almayan tek bir adamın elleri ve ruhundan çıkmış iş olduğunu hatırladığımda şu sanıya kapıldım yıkıp dökme dışındaki alanlarda insan sanki Tanrı kadar etkili olabilirdi.
I don't think anybody thought about me other than I looked good next to him.
Kimse yanında iyi görünmemin dışında farklı bir şey düşündüğünü sanmıyorum.
If he put me through this for no fucking reason other than his own incompetence.
Kendi beceriksizliği yüzünden beni bu duruma soktuysa...
He said to me the other day that winning his medal was a lot easier than wearing it.
Geçen gün bana o madalyayı kazanmanın, taşımaktan daha kolay olduğunu söylemişti.
I have never seen David any way... other than cordial, friendly to me as he could be :
David'in bana karşı hiçbir zaman düşmanca yaklaştığını görmedim. Bana her zaman :
And, Lord, I'd just like to say, other people get to eat like this all the time. Animals at the zoo eat better than me, and more often, I might add.
Birlikte olduğumuz eğlencenin zirvesinde olduğumuz, en romantik aktivitelerimizde, aşkımızın vücutlarımızdaki fiziksel izdüşümü anında, ve Bundy'ler de her ne yapıyorsa... kişisel mahremiyetimiz ihlal edildi.
other than that 315
other than you 19
other than 30
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
other than you 19
other than 30
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235