Our parents перевод на турецкий
2,044 параллельный перевод
Don't do it. Clearly these are not our parents.
Yapma bunu.
Yeah, you know- - last trip before we lose all freedom and become our parents.
Tüm özgürlüklerimizi kaydedip kendi ailemiz olmadan önceki son tatili diyorum.
Our parents both died in a car accident when he was 12, and since then, he's always been so cautious.
Anne-babamız o 12 yaşındayken trafik kazasında öldü. O zamandan beri hep çok dikkatli yaşamıştır.
Next to our parents, nothing screws a person up more.
Biliyorsun ailelerimizin yanında bir insanı bundan daha çok etkileyecek bir şey yoktur.
Maybe our parents thought that their mistakes would be some sort of... burden on us.
Belki ailelerimiz yaptıkları hataların üzerimizde bir yük olacağını düşündüler.
Can it really be Christmas when one of our parents is facing the German army?
Ebeveynlerimizden biri Alman ordusu ile savaşırken Noel'i kutlamak doğru mu?
Both are like our parents. There is no bias.
Her ikisi de bizdendir, aralarında fark yoktur.
And make your parents and our school proud.
Ve Anne babanız sizinle gurur duyacak.
Our parents knew about this.
Ailelerimiz burayı biliyor.
We have righteousness and our parents anniversary on our side.
Biz dürüstüz ve ailemizin yıl dönümü de bizim tarafımızda.
You know, it can be... it can be very empowering to start to understand our parents as fallible and to see how often their actions spring from their own insecurities, rather than our inadequacies.
Ailemizi hatalı olarak anlamamız, ve hareketlerinin kaynağının kendi yetersizliklerimizden değil de onların kendi güvensizliklerinden geldiğini görmemiz çok güçlü olabilir.
From Salonica to Beni Saf to our parents.
Translated by Synertic. Altyazı Senkrolama : AtheNOX @ Team [9]
Our parents drag us around Europe for my father is hungry for glory.
Ailem, babamın şöhret tutkusu yüzünden bizi bütün Avrupa'da dolaştırıyor.
It's not like they're going to call our parents or something.
Ebeveynlerimizi falan çağıracak değiller ya.
Is it because our parents are our only friends on Facebook?
Ailelerimiz sadece facebookta arkadaş oldukları için mi?
Your parents'field work has made a great contribution to our universities collections.
Ailen bizim üniversitedeki araştırmalarımızda ve bulduğumuz koleksiyonlarda bize çok yardım etti.
What were our parents thinking?
Ailemizin aklı neredeydi?
Well, it was our parents'.
Bizim ailemizdi.
Jesus. Remember when we were kids and our parents would say don't do something? You were the guy to say, "Let's do it now."
Hatırlar mısın biz küçükken ebeveynimiz bir şey yapmayın dediğinde "Hemen yapalım" diyen kişi hep sen olurdun.
None of us wants to be kicked out of school or... Or upset our parents... - Yeah.
Hiçbirimiz okuldan atıImak ve ailelerimizi hayal kırıklığına uğratmak istemez...
But nothing was the same after our parents died.
Gerçi anne babamız öldükten sonra her şey değişti.
We will find us, our friends, our parents...
Kendimizi, arkadaşlarımızı, ailelerimizi biz bulacağız...
They must have Whisper 119 preprogrammed for each of us, to imitate our parents.
Fısıltı 119'u ailelerimizin seslerini taklit edebilecek bir şekilde yeniden programlamış olmalılar.
If that's the case, Ian, then Headmaster must go to those lengths because our parents truly do not know that we're here.
Ian, eğer durum böyleyse, yani Müdür bu yollara başvurmuşsa bu demek oluyor ki ailelerimiz açık ve net yerimizi bilmiyor.
So maybe it's lucky our parents didn't want us around anymore.
Belkide ailelerimizin bizi yanlarında istememeleri iyi birşeydir.
Making me look bad in the eyes of our parents? Ruining my life by falsely accusing me? Yes, my brother deserves to die.
Ailemizin gözünde beni küçük düşürdüğü ve, beni haksız yere suçlayarak hayatımı mahvettiği için evet, kardeşim ölmeyi hak ediyor!
Our parents are protective of their children.
Ebeveynlerimiz, çocuklarına karşı koruyucular.
So I was trying to work out where... where we could be alone, away from our parents and everyone.
Ben de mekan düşünüyordum. Nerede yalnız kalabiliriz, ailelerimizden ve diğer herkesten uzakta.
Our parents forced us to spend the holy week... in a house we have in Sitges.
Ailemiz paskalyadan önceki haftayı Sitges'deki bir evde geçirmemiz için bize baskı yaptı.
- Let him go, dude, or else we'll totally tell our parents on you.
Bırak gitsin, yoksa sizi ailemize söyleriz.
Our parents will be looking for us.
Ailemiz bizi arayacak.
It's alright Thaddäus, give your parents our regards... and be careful on the way home.
Pekala Thaddäus, ailene selamlarımızı söyleyiver eve giderken de dikkatli ol.
Having knowledge about something doesn't mean you have to tell our parents about it.
Bir şeyi biliyor olman onu ebeveynlerimize söylemek zorunda olduğun anlamına gelmez.
in exchange for you not telling our parents about this little incident, I will complete all of your outstanding lab work.
Bu önemsiz olayı annemlere söylememen karşılığında bütün zor laboratuar işlerini görürüm.
Treat him with the respect, as we would our parents!
Ona saygılı ol. Büyüklerimize olduğu gibi!
Sis, I've avenged our parents.
Abla, ailemizin intikamını aldım.
They are our parents.
Onlar bizim ebeveynlerimiz.
Our parents are flying back tonight.
Ailem yarın gece uçakla geliyor.
I have to think about our parents, and I have to think about Haeshin.
Ailemi ve Haeshin'i düşünmek zorundayım.
So, what I'm gonna suggest is that we contact your parents, let them know what's going on, and then we refer you to one of our outpatient services.
Peki, ailenle temasa geçersek, neler olduğunu onlara anlatacağım, ve sonra seni bir poliklinik hizmetine sevk edeceğim.
I mean, our parents hate each other.
Yani, anne babamız kanlı bıçaklı.
Okay, uh, listen, we're-we're all concerned parents here, but I think instead of getting up and just talking about our own kids, we should take a deep breath and really talk about what's best for the school, the community,
Peki, dinleyin : Tüm endişeli veliler buradayız. Çocuklarımız hakkında konuşmak yerine neden şöyle derin bir nefes alıp okul için en iyisini, yani toplumumuzu düşünmüyoruz.
My parents have decided to pursue our tour.
Ailem turneye devam etmeye karar verdi.
Parents... Angsty teenagers who might decide to egg our house later.
Ayrıca aileleri ve ilerleyen saatlerde evimize yumurta atabilecek olan sıkıntılı ergenleri.
It's troubling that some parents whose children die in this horrible way face criminal liability, while others don't, but our system gives the prosecution that discretion, and it is no small thing to take it away.
Bazı ailelerin böyle trajik kazalarda ceza alması bazılarının ise almaması bir sorun, kabul ediyorum. Fakat kanunlarımız gereği bu iddiayı takip etmemiz gerekiyor ve bu kolayca göz ardı edilebilecek bir ihmâl değil.
Creeps me out, the thought of sharing our table with the parents of a serial killer.
Soframızı bir seri katilin anne babasıyla paylaşma düşüncesi ödümü koparıyor.
Are we bad parents, leaving our kids alone like this?
Çocukları böyle yalnız bıraktığımız için kötü ebeveynler mi oluyoruz?
- I don't want you to drop it... but if it will make my parents stand against our marriage then screw it.
- Vazgeçmeni istemiyorum... ama eğer bu, ailemin evliliğimize karşı çıkmasına neden olacaksa, boş ver.
Thanks for not telling my parents about, you know, you busting our poker game the other night.
Evvelki gece bizi poker oynarken bastığınızı annemlere söylemediğin için sağ ol.
We don't have birth parents anymore, but we do have our adoptive parents.
Artık gerçek ailelerimiz olmasa da, bizi evlat edinen ailelerimiz var.
But, our People Friend Party Decided. All the Candidates election cost fees. To be fully donated to Society Teen Parents Group.
Demokratik Partimiz, genç halka bütün desteğini teberru edecek adaylar seçti.