Où перевод на турецкий
841 параллельный перевод
Où est-ce quil est encore?
Où est-ce qu'il est encore?
D'où je suis, c'est tout à fait ça!
Benim durduğum yerden tam da öyle görünüyor!
Pardon, madame, où est Anglaise?
Afedersiniz bayan, İngiltere ne tarafta?
Pardon, monsieur, où est Anglaise?
Afedersiniz bayım, İngiltere ne tarafta?
Allez vite, n'importe où.
Allez vite, n ´ importe ou.
N'importe où! Vite!
N ´ importe ou!
Oú desirez-vous aller?
Où desirez-vous aller?
We'll try it.
Ou deneyelim.
Et puis comprenez, monsieur, que ceci est une caricature... et dites-vous bien que le but d'un dessin ou d'une peinture... n'est pas de reproduire une vulgaire photographie... mais de faire ressortir les caractéristiques d'un fasciès... vues selon la personnalité de l'artiste, même en les exagérant.
Ama şunu iyi anlayın bayım, bu sadece bir karikatür ve böyle bir çizim ya da resmin amacının kaba bir görüntüyü yeniden oluşturmak değil bir suratın özelliklerinin, onu yapan sanatçının kişiliklerine dayanarak hatta biraz da abartarak altını çizmek olduğunu bilin.
Monsieur Chambers ou Monsieur Curtis.
Bay Chambers ve Bay Curtis.
Xiao Ou, get on the car quickly
Xiao Ou, arabaya bin.
Xiao Ou, Xiao Ou
Xiao Ou. Xiao Ou.
Xiao Ou, you see, you see
Görebiliyor musun?
Well, everyone returns
Biraz ara verelim. Xiao Ou, yoğun olduğunu biliyorum.
Xiao Ou, I know that you are already very tired
Odana gidelim.
Xiaoou, forever we will not separate
Xiao Ou, sonsuza dek birlikte olacağız.
Xiao Ou, Xiao Ou
Xiao Ou, Xiao Ou.
Xiao Ou, you know me only
Şimdi de benimle dalga mı geçiyorsun? Xiao Ou, beni tanırsın.
Me, Sun Xiaoou
Benim. Sun Xiao Ou.
Xiao Ou, he... he is Tang Jun
Xiao Ou, bu Tang Jun.
I am not Song Danping, I am Sun Xiaoou
Ben Song Danping değilim. Ben Sun Xiao Ou'yum.
♪ Y ou'd better stick to your dance ♪
"Sen dansa sarılırsan daha iyi edersin"
♪ Y ou'll have to sing for romance ♪
"Romantizm için şarkı söylemelisin"
♪ Y ou're easy to dance with ♪
"Seninle dans etmek rahat"
♪ Y ou'll be the grandest lady ♪
Sen en muhteşem hanım olacaksın,
♪ Y ou'll be easy to sing to ♪ ♪ And you're ♪
- Şarkı söylemek için rahat olacaksın - Ve sen...
- Ou est le matron? - Qui?
- Baş hemşire nerede?
If they do it, ou will be my worthy promissory.
Eğer gelirlerse görmeye gelecekleri şey benim tablom olmayacak.
Because I can identify him.
Çünkü ou teşhis edebilirim.
I knew it, it's the ITA.
Ou biliyordum, o ITA.
Grand ou petit?
- Tek mi, duble mi?
I'll sleep, it's late. ou know what, Kurt?
Çok geç oldu, uyuyacağım ne olduğunu biliyor musun, Kurt?
My duty was to get you to base without losing one of ou to the law of averages.
Benim görevim birinizi bile kaybetmeden sizi üsse ulaştırmaktı.
IF WE DELAY OU R TIME OF DEPARTU RE,
Burada kimse programınızı kontrol etmez.
ABOUT OU R BEING GON E.
Öbür tarafa gidenler.
THE DATE IS TU ESDAY, SEPTEM BER 1 1, 1 864. " THE CITY WAS OU RS.
Binbaşı Skelton'un günlüğünden birkaç pasaj okuyayım.
I've come to realise that I love her, and am helplessly bound up with her.
Ou sevdiğimi, ne olursa olsun, kendimi sıyıramayacak kadar ona bağlı olduğumu biliyorum.
TIhe futu re Is ou rs.
Gelecek bizimdir.
We sta rt talking about ou r age, aI ready At 35 o r 40 we mmhentIon It a bit mmho re often
# Yaşımız hakkında konuşmaya # # 35'te ya da 40'ta Daha sık bahseder oluruz #
In spite of ou r tea rs and t rIcks
# Gözyaşlarımıza ve numaralarımıza rağmen #
First I don't feed him right.
İlk olarak ou düzgün beslemiyorum.
Excusez-moi, monsieur I'agent, ou est l'Hôtel George V?
Affedersiniz memur bey, George V. Oteli nerede?
# And yo-o-ou #
Bir de sen
Kuou-ou?
Kuou-ou?
Bring them ou tfrom the jail immediately
Onları hemen buraya getirin
Just say oui ou non.
Sadece "oui" veya "non" de.
Ou est la direction de la Tour Eiffel... s'il vous plait? - That's pretty good.
Çok güzel.
Why has the Shang family done this to you
Neden shang'lar bunu sana yaptılar? ou
'ou'll come thank me when you're 5 (
Elli yaşında teşekkür edersin.
That soul who hath horses and golden robes, sayeth the beggar, and jars overflowing with gold and precious stones, e sa po ace at t y eet s ces, woma, o t ou at ee to oe pou cased
Dilenci der ki, atları, altın kisveleri, kavanozlar dolusu altını ve kıymetli taşları olan âdemoğlu, tüm bu zenginliğini, sahibi olmak istediği kadının ayaklarına serer.
Y ou pout m dow oecause you dot kow M M c tock
Ama sen Bay McIntock'u tanımadığın için tenkit ediyorsun.
ouais 17
our honeymoon 20
ounce 23
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
our honeymoon 20
ounce 23
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17