Panic перевод на турецкий
6,343 параллельный перевод
Just don't... don't... don't do anything, don't panic, I'll...
Bir şey yapma, panikleme. Ben gelec...
I don't think this is more than it is. Don't panic.
İlişkimizi olduğundan daha fazlası olarak görmüyorum.
Don't a-panic!
Panikleme!
All right, listen, don't panic, all right?
Pekâlâ, bak, panikleme tamam mı?
I couldn't tell what sucked more, being drenched in panic pudding At a cruising altitude of 36,000 feet.
Daha kötü ne olabilirdi bilmiyorum.. .. 36,000 feet yükseklikte uçarken kusmukla sırılsıklam olmak mı.
Right, I jump up in a panic, knock over my chair, make a run for it, but you grab me.
Doğru, panikle ayağa kalkıyorum, sandalyem devriliyor. Kaçmaya çalışıyorum, ama beni yakalıyorsun.
No, I... Listen, I don't think there's any need to panic.
Hayır bak, bence panik yapmaya hiç gerek yok.
Max, we're not gonna panic or jump to conclusions.
Max, panik yapmamalıyız yada hemen sonuca varmamalıyız.
Don't panic, he'll pull through.
Merak etmeyin, iyileşecek.
Don't panic.
Panikleme.
It seems he was physically fine but suffering from... Here we are. Regular panic attacks after a car crash last year.
Fiziksel olarak sağlıklı ama geçen sene geçirdiği bir araba kazasından sonra düzenli panik atağı olmuş.
Now, I don't want to panic anyone, but if you see a firebender with a red scarf... I see him.
Şimdi, kimseyi telaşlandırmak istemem ama eğer kırmızı atkı takan bir ateş bükücü görürseniz...
We don't panic like that.
Panik yapmayın.
It has a lot of panic here.
Aşağıda bir panik havası var.
So you gonna tell me why you hit the panic code and then took down the man that you were with?
Neden panik kodunu aktif ettiğini, yanındaki adamı alaşağı ettiğini söylemek ister misin?
Why not? You had a panic attack when we went through the car wash.
- Arabayı yıkatırken panik atak geçirdin.
I may be having a panic attack.
İnternetteki bir forumda yazana göre panik atak geçiriyor olabilirim.
So much so that I started to panic.
- Evet. Panik yapmaya başlayacak kadar fazla hem de.
This is a panic attack.
Panik atak geçiriyorsun.
We're not gonna panic.
Panik yapmayacağız.
Walter, I'm reading a textbook panic response to normal financial stressors.
Walter, normal finans stresi etkenlerine verdiğin klasik panik tepkisini görüyorum.
These are my clients, and when they call in a panic, I need to be the voice on the other end of the line.
Onlar benim müvekkillerim ve panik içinde aradıklarında telefonun diğer ucunda ben olmalıyım.
There's going to be mass panic.
Herkes paniğe kapılacak.
No need to panic.
Panik yapma.
Emily. I want to see you underwater long enough for you to feel that twinge of panic when you need air and you can't get it.
Panikten kıvranana kadar suyun altında kalmanı nefes almak için çabalayışını görmek istiyorum.
Why did you tell miss adinolfi That you fainted because of a panic attack?
Bayan Adinolfi'ye niye panik atak geçirdiğini söyledin?
Since when do you have panic attacks?
Ne zamandır panik atağın var?
Your mom might be mad at me for getting you into lacrosse, but maybe we should both wait for the X-ray before we panic.
Seni lekrosa bulaştırdığım için annen bana kızabilir ama panik yapmadan önce röntgeni beklemek ikimiz için de daha iyi olabilir.
You ever had a panic attack?
- Hiç panik atak geçirdin mi?
- I think she's having a panic attack.
- Sanırım panik atak geçiriyor.
No one starting a panic. Looks like we're all just going to have to wait here and see what happens.
Görünüşe göre mecburen burada bekleyip neler olacağını göreceğiz.
Frankly, you should all be in a permanent state of panic.
Doğrusu, hepiniz sürekli panik halinde olmalısınız.
- And you don't want a panic.
- Panik yaratmak istemiyorsun.
If Vanderhaus and his Jackboots start flipping over beds and rooting through underwear drawers, it will cause a panic.
Eğer Vanderhaus ve adamları yatakları arayıp çekmecelere bakmaya başlarsa bu paniğe neden olur.
- To prevent a panic.
- Paniği engellemek için.
Don't panic!
Panik yapmayın.
I guess so,'cause he went into total panic mode, said he had to use the phone.
Çünkü bir anda paniklemeye başladı ve telefonu kullanmak istediğini söyledi.
What a panic!
Nasıl bir panikleme böyle!
Love is all you need, " and it sends you into a panic.
"Kimi seviyorsun?" diye "Tek ihtiyacın olan aşktır." derler, sen de endişeye kapılırsın.
I don't want there to be panic, especially not tonight.
Panik yaşanmasını istemiyorum. Özellikle de bu gece.
If you observe this in your newborn, ladies, do not panic.
Bebeğinizde bunu fark ederseniz hanımefendiler, panik yapmayın.
There's an increasing sense of panic in the city.
Şehirde artan bir panik yaşanıyor.
Sooner or later, my brother's gonna panic.
Er ya da geç, kardeşim bir noktada panik yapacak.
Try not to panic.
Panik yapmamaya çalış.
'Cause now I might panic.
Çünkü şimdi panikleyebilirim.
We don't have the manpower to deal with a panic.
Panik ile başa çıkmak için insan gücümüz yok.
He hasn't touched his panic button.
Alarm butonuna dokunmamış.
But there's no need to panic.
Ancak paniğe gerek yok.
Don't panic
- Hizada kalın. Panik yapmayın.
As witnesses describe near-panic among participants.
Olay yeri tam bir karmaşaya döndü.
Do not panic.
Panik yapma.