Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / Participant

Participant перевод на турецкий

221 параллельный перевод
The 40 % participant... refused to telephone the 60 % partner.
% 40'lık ortak, % 60'lık ortağa telefon etmeyi reddediyordu.
The participant put it around his body in this manner.
Katılımcı onu bu şekilde bedeninin etrafına takarmış.
( interviewer ) These are the weapons of a modern-day gladiator a participant in the most rugged sport. :
Bunlar günümüzün modern gladyatör silahları. Karşınızda en zorlu spor dalı olan motor yarışlarına katılacak bir yarışmacı.
Then, pretend that once inside the dream, he could become an active participant in it.
Öyleyse, şunu da diyelim. Bir kez rüyaya girdikten sonra o rüyaya aktif katılımda bulunabiliyor.
Just remember that the first time out, all we want you to do is make contact, so once you get inside his dream, you're an observer, not a participant, okay?
Şunu unutma, bu ilk seferde tek yapmanı istediğim bağlantıya geçmen. Rüyasına girdiğinde gözlemci olacaksın, katılımcı değil. Tamam mı?
Participant Award. "
Katılımcı Ödülü. "
Taking leave of our late friend today,... the winner of eleven international gold medals ... and participant of many exhibitions
Aramızdan ayrılan 11 uluslararası altın madalya sahibi dünya çapında sergi sahibi dostumuza son vedamız için burada toplandık.
You know, I want to get back to this participant thing...
Biliyorsun, Bu yapılan şeyi geri almak istiyorum...
Since yesterday you became a bit excited, today I want you to distance yourself from the events you're watching, as if you were only a witness, not an actual participant.
Dün biraz heyecanlandığın için bugün seyrettiğin olaylara mesafeli olmanı istiyorum, sanki olaylara katılan biri değil de bir tür tanık gibi.
Have you ever been an actual participant in a human wedding?
Bir insan düğününde hiç gerçek bir katılımcı oldun mu?
Jade Kong, of the city of Martial Arts. Small Fry, a new participant.
Büyük şehirden Yeşim Kong ne üdüğü belirsiz Küçük Balık!
I was a participant in what the Army later called the Geronimo Campaign.
Ordunun sonradan Geronimo Harekatı diye anacağı kampanyada yer aldım.
I've been a participant in some of the most insidious lies and witness to deeds that no crazed man could imagine.
En sinsice hazırlanmış yalanlardan bazılarında parmağım vardı en çılgın adamların bile hayal edemeyeceği olaylara şahit oldum.
I've been a participant in some of the most insidious lies... and witness to deeds that no crazed man could imagine.
En sinsice hazırlanmış yalanlardan bazılarında parmağım vardı en çılgın adamların bile hayal edemeyeceği olaylara şahit oldum.
OK, the last participant has arrived.
Son katılımcı da geldi.
You will be an observer in the memory but not a participant.
Siz anı içinde bir gözlemci olacaksınız katılımcı değil.
Uhh, essentially, we all enter into a contract... whereby the last surviving participant... becomes the sole possessor of all them "perty" pictures.
Esasında, hepimiz son hayatta kalan kişinin çizimlerin gerçek varisi olacağına dair bir anlaşma yapıyoruz.
Specifically tailored to each participant.
Her katılımcıya göre özel olarak ayarlanmış.
Does any participant challenge the composition of the court?
Mahkemeye karşı gelen katılımcı varmı?
From 89-93, scientific participant in expeditions to the ice cap, the Arctic Ocean, and arctic North America. "
89-93 yılları arasında Archtic Okyanus..... Archtic Kuzey Amerika adına... bilimsel görevli olarak araştırmalara katılmış.
I will never be a participant in that kind of crap.
O tarz pisliklerin asla parçası olmam.
You can only be an observer of their lives, never a participant.
Onların hayatlarını sadece gözlemleyebilirsin, herhangi bir parçası olamazsın.
Which brings me to the other participant.
Bu da lafı diğer kahramanımıza getiriyor.
When she got on the bus and became a participant on the accident, it was fate.
Otobüse bindiğinde ve kazanın bir parçası olduğunda, bu onun kaderiydi.
Next participant is Anjali Khanna.
sıradaki yarışmacı Anjali Khanna.
Stop there, are you a participant in the competition?
Orada dur Sende müsabakanın bir parçasımısın?
I have agreed to function as a member of your crew, but I will not be a willing participant in my own destruction or the destruction of this ship.
Bu geminin bir mürettebatı gibi çalışacağımı da kabul etmiştim, ama bu geminin yok olmasında pay sahibi olacağım bir işi yapma konusunda gönüllü olmayacağım.
- As a participant of the great war.
- Bu bir savaş silahı en mükemmelinden.
Yes, but you`re a willing | participant, Catherine.
- Evet, ama sen bunu gönüllü, olarak yapıyorsun Catherine.
Unlike the stars of the studio era He would not be a passive participant in His own career.
Stüdyo dönemi yıldızlarının aksine... kariyerine yön verirken pasif davranmak istemiyordu.
I wondered if the speed of the scooter would allow me to become less of an observer, and more of a participant in their dance.
Acaba scooter'ın hızı yunusların dansında benim daha az gözlemci, daha çok katılımcı olmamı sağlayabilir mi?
So, every time you make a concession to one participant...
Pekâlâ, başvuru dilekçeniz usulüne uygun görünüyor.
- We wish you to be a participant. - What do you wish me to do?
- Sizin de katılmanızı istiyoruz.
- Dylan was a willing participant.
- Dylan bunu isteyerek yaptı.
- On leaving this end participant, put this on one side, who do you think will win this coming election?
Desteklediğiniz partiyi bir kenara bırakın,
AND I DON'T THINK I WANT TO BE A PARTICIPANT TO THIS.
Buna ortak olmak isteyeceğimi sanmıyorum.
WHAT IF I DO WANT TO BE A PARTICIPANT OF THIS?
Peki ya ben bunun bir ortağı olmak istiyorsam?
Ever since then, Welshie has been a welcome participant in our escapades.
O zamandan beri, Welshie de maceramizin bir parçasi oldu.
- You know, Mr. Hahn... I appreciate you taking the time to meet with me today... and I know that the only reason you did is because of my mother... but she's really here today as a kind of silent participant.
- Bugün bana vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.Bunu sadece annem için yaptığınızı biliyorum.
Not even actually a participant, just a silent.
Hatta katılımcı bile olmayacak. Sessiz olacak.
Let me guess, Byron was a participant.
Byron da katılmış.
Opposite, close to the panel, it is a former participant, a rival of Arlong,
! Tam karşınızdaki tabelanın altındaki ise denizadamı ırkından eski yarışmacı, Willy.
I wanna be a participant in the world.
Dünyanın bir parçası olmak istiyorum.
Sometimes I'm the watcher and sometimes the participant.
Bazen gözlemciyim, bazen katılımcı.
And that however the memories were extracted, the precision with which it was done indicates you may have been a willing participant.
Hafızan her nasıl silindiyse o kadar kesin yapılması, senin bunu bildiğini gösteriyor.
She was a willing participant.
O da istekliydi bu işe.
I was once called the worst audience participant Cirque Du Soleil ever had.
Cirque du Soleil'in gelmiş geçmiş en kötü katılımcı seyircisi denmişti bana. *
- You're a profit participant.
- Sen kar ortağısın.
Happy Krumholtzes equal lots of profits, participant.
Mutlu Krumholtzlar eşittir bir sürü kar ortak.
This patient is no longer a participant in our research program.
Bu hasta araştırma programımızın bir parçası değil artık.
She was a willing participant in all this.
- Kız isteyerek dahil olmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]