Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / Pay up

Pay up перевод на турецкий

2,699 параллельный перевод
Feel like to playing some cards? sure, but when are you gonna pay up?
- Evet ama.. ne zaman bitecek?
We have to let the Qing court understand, if they don't pay up, we won't move.
Qing hanedanlığı izin vermek zorunda anlıyormusun, eğer ödeme yapmazlarsa, hareket etmeyeceğiz.
Tell me and I'll pay up.
Söyle de parasını ödeyeyim.
Go pay up everything owed. Move.
Git tüm borçlarını öde.
well, you told me to go pay up everything... because I Ioved the boss. I thought I had to pay with my money.
Patronumu sevdiğimi söyleyince parayı cebimden ödeyeceğimi sandım.
If he doesn't come back here and pay up in full in the next couple of days, I'm throwing his shit out.
Eğer buraya gelip birkaç gün içinde borcunu ödemezse eşyalarını komple sokağa atacağım.
That way, you can read real time stock quotes and see just how far your company's gone in the toilet because their leader is about to die a horrible death unless they pay up.
Bu yolla, gerçek zamanlı olarak borsa değerlerini okuyabilir ve fidyeyi ödemedikleri taktirde patronlarını bekleyen korkunç ölüm sebebiyle şirket tahvillerinin nasıl tuvalet kağıdı olacağını görebilirsin.
And tell him that he should pay up in a week.
Ve o gerektiğini söyle Bir hafta kadar ödersiniz.
Will your dad pay up?
Baban para verir mi?
Pay up or I will destroy you. "
Öde ya da seni mahvederim.
Pay up or I'll destroy you. "
Öde ya da seni mahvederim. "
You're using our suit, our donor suit to get your firm to pay up?
Firmandan para koparmak için davamızdan mı faydalanacaksın?
- Pay up!
- Ödeyin hadi!
Pay up.
Ödeyin! Ödeyin!
He said, "If that son of a bitch doesn't pay up, he's a dead man."
"O şerefsiz ödeme yapmazsa, kendini öldü bilsin." demişti.
PAY UP, maurice!
MAURICE'YE ÖDEME YAPIN!
I'm going to pay up front.
Ben peşin vercem.
Pay up.
Sökül bakalım.
Prove it or pay up.
Ya ispatlarsın ya da ödersin.
Pay up, Mary-Kate and Ashley.
Ödeyin bakalım, Mary-Kate ve Ashley.
And on my watch, you fucking pay up front.
Benim saatime göre, ön ödeme zamanı geldi.
But you're sure that we don't have to pay anything up front?
Öncesinde bir ödeme yapmayacağıma emin misiniz?
Now it's time to pay it up.
Şimdi ödeşme zamanı.
Hypothetically, let's just say that your boss set you up, positioned you to take the fall because Matthew wouldn't pay his fee.
Varsayalım, patronun seni öne sürerek suçu üstlenmeni sağladı çünkü Mark ona ödeme yapmıyordu.
These people pay you to give up your dreams.
Bu insanlar için hayallerinden vazgeçme.
deeply in the hole and can't pay austerity measures are applied the corporations swoop in set up sweatshops and take their natural resources.
Sonrasında da, bu ülkeler tamamen bu borca battıklarında ve geri ödemelerini yapamayınca tasarruf önlemleri alınıyor ve şirketler bu ülkelerin üzerine çullanıp, düşük ücretle işçi çalıştırıp,... doğal kaynaklarını ele geçiriyorlar.
( Tony ) Ahhh. Look who showed up, you going to pay your respects to the King?
Bak kim gelmiş, krala saygılarını sunmayacak mısın?
The good news is I have come up with a way For you to pay me back.
Ama iyi haber, bana bu iyiliği geri ödeyebileceğin bir yol buldum.
And Pennywise work means... getting up on stage... and entertaining those who are willing to pay money to see them do so.
Pennywise için çalışmak demek sahneye çıkıp onları görmek için para verenleri eğlendirmek demek.
You have alimony, you have college tuitions up the road you are suspended without pay.
Nafaka ödüyorsun, ilerde üniversite masrafı çıkacak maaşsız meslekten uzaklaştırıldın.
Uh, ever since my dad's accident, it's been kind of up to me to pay the bills.
Babamın geçirdiği kazadan sonra faturaları ödeme işi bana kaldı.
I'm not fine that he volunteers our apartment for a giant fund-raiser and that he's not thinking about how we're gonna pay any of our bills and that, apparently, we've given up on trying to have kids.
Evimizi devasa bir bağış gecesi için millete açması hoşuma gitmiyor. Faturalarımızı nasıl ödeyeceğimizi düşünmüyor. Belli ki artık çocuk sahibi olmaktan da vazgeçtik.
But I picked up an extra shift So I could pay for us to go on a cruise.
Gemi turuna gidebilelim diye ekstradan çalışıyordum.
We bought the house and this man said he'd pay more and then we said we'd pay even more and then he gave up.
Biz evi aldık ve sonra bir adam daha fazla ödeyeceğini söyledi... - Sonra biz daha da fazla ödeyeceğimizi söyledik ve sonra adam pes etti.
Obviously he had to pay for that, but he tightened up security, so we needed someone on the inside and a local like me wouldn't have stood a chance, so I got a job as a Russian.
Açıkçası, bunu ödemeliydi ama güvenliği arttırdı. İçeriden birini bulmalıydık ve yerel birinin şansı yoktu. Böylece işe Rus olarak başladım.
He came up through their young talent programme and they've been waiting for this day, when their hard work would pay off, and they could recoup the money they'd invested in the lad, with his transfer fee to a bigger club.
Altyapıdan yetişti ve kulüp de tüm bu sıkı çalışmanın, yaptıkları yatırımların karşılığını büyük bir kulüpten gelecek transfer ücretiyle almak için bu günü bekliyordu.
Ex-footballer himself, he set up Footstar with the insurance pay-off he got from an injury and used the skills he learnt on the pitch, cheating and intimidation mainly, to make it successful quickly.
Adam eski futbolcu, bir sakatlık sonucu aldığı sigorta ödemesiyle Footstar'ı kuruyor ve sahada öğrendiği hile ve tehdit yetenekleriyle çok kısa sürede çok başarılı oluyor.
And that allowed me to put up Nim's teachers in magnificent surroundings and not pay any rent.
Bu benim hiç kira vermeden Nim'in öğretmenlerini harika bir alana yerleştirmemi sağladı.
He has just picked up his things. I did pay attention, that he let go with nothing.
Eşyalarını almaya geldi.
At least give me heads up that you can't pay it back.
Ya da geri ödemeye gücünün yetmeyeceğine dair bir uyarı verseydin.
It's up to you to make him pay for it.
Bunun cezasını çekmesini sağlamak sana düşüyor.
All you gotta do is convince her you can communicate with the afterworld, set up a private reading, and she'll pay... big time.
Tek yapman gereken, öteki dünyayla iletişim kurabileceğine onu inandırmak özel bir görüşme ayarlamak ve parayı ödeyecektir. Büyük an geldi.
If you don't pay, I can sentence you to up to three weeks of community service.
Eğer ödemezseniz, size üç haftalık kamu hizmeti cezası verebilirim.
I think the gym owners said, "We'd better call it something fancy, " cos they won't pay if we just call it feckin'jumping up and down. "
Bence jimnastik salonu sahipleri "hoplayıp zıplamaya çağırsak para mara ödemezler diye daha hoş bir isim bulalım" demişler.
Shut up and pay attention to this.
Kes sesini de dikkatini şuna ver.
Get up and pay for that booking round.
Git de sıradaki içkiler öde.
These people pay 50 grand to get choppered halfway up the mountain, then they climb to the peak, having a dozen guides carrying their luggage.
Bu tür insanlar, dağın yarısına kadar helikopterlerle gitmek için 50 bin dolar öderler,... sonra zirveye tırmanırlar,... tabii yanlarında onların bagajlarını taşıyan bir düzine rehberle.
But you must pay for it all, bear the consequences... and clean up the mess you have made.
Ama yaptıklarının bedelini ödemek, sonuçlarına katlanmak ve pisliğini temizlemek zorundasın.
And if they pay with a credit card, he'd just tear up the transaction.
Hemen işlemi sonlandırıyor.
He'll show up to play anywhere if you pay him!
Parasını verirseniz istediğiniz her yerde çalar!
But she couldn't pay back, so she started working at bars and ended up here.
Geri ödeyememiş, bu yüzden barlarda çalışmaya başlamış sonuç olarak bu hale gelmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]