Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / Police officers

Police officers перевод на турецкий

1,103 параллельный перевод
These are police officers, Miss Van den Haas.
Bunlar polis memurları, bayan Van den Haas.
I think sending two undercover police officers to this location may give us the break that'll crack this case wide open.
İki sivil polis gönderirsek bu olayı gün ışığına rahatlıkla çıkarabiliriz.
Ladies and gentlemen, our honored police officers -
Bayanlar baylar, değerli polis memurlarımız.
Police officers!
Memur bey!
Police officers!
Ben polisim.
But the most compelling evidence in this trial... Comes not from doctors, or police officers... Or other expert witnesses.
Ancak bu davadaki en ikna edici kanıt... ne doktorların, ne polis memurlarının... ne de uzman tanıkların ifadeleri.
The candidates were all fine men, respected police officers.
Adayların hepsi saygın polis memurları.
Sir, police officers may not be the best candidates for our purposes.
Efendim, polis memurları belki de bizim için uygun adaylar değildir.
Police officers!
Polis!
2 police officers were seriously injured 3 suspects are wanted now
2 polis memuru ağır yaralandı Polis 3 şüphelinin peşinde
Another wave of attacks by the Dark Riders left three police officers...
Karanlık Sürücülerin bir başka saldırısı altında kalan üç polis memuru,
He killed 17 police officers that night.
O gece 14 polis memurunu öldürdü
Suspect two : White male fitting description of the individual wanted for the murder of police officers in 1984.
İkinci şüpheli : 1984 teki polis memurlarının... öldürülmesinden aranan kişinin tanımına uyuyor.
Police officers, freeze!
Polis! Kıpırdamayın!
That was Gale Gayley being escorted into the hotel by police officers.
Polislerin otele kadar eşlik ettiği kişi Gale Gayley idi.
When I was in Phoenix, I used to hire off-duty police officers to ward the club.
Ben Phoenix'de iken kulübe göz kulak olmaları için mesaisi biten polisleri kiralardım.
He is not going to try it now with the trace full of police officers.
Asla denemeyecektir. Yarış alanı polis doluyken...
Two months ago, outside of Joburg, five good police officers were burned to death by a Molotov cocktail.
İki ay önce, Yohanesburg'un dışında atılan bir molotof kokteyli yüzünden dört iyi memur öldü.
Domestic altercations require two police officers.
Aile içi sorunlarda iki memurun bulunması gerekir.
We're police officers!
Biz polis memuruyuz!
I can't even conceive of what police officers did before it was developed.
Bu geliştirilmeden önce polis memurları ne yaparmış hayal bile edemiyorum.
Police officers, ma'am.
Polis memuruyuz, bayan.
You expect this jury to believe that decorated police officers... would risk their career and their reputation... by threatening your father?
Madalya almis polis memurlarinin BaBanizi tehdit ederek, kariyerlerini ve sÖhretlerini tehlikeye ataçaklarina, Bu jürinin inanaçagini mi saniyorsunuz?
And we are expected to believe a man who claims he stole from a prostitute... before we would believe ten police officers who stood here on oath... and called you a liar?
Burada yemin edip sizi yalançilikla suçlayan on polis memuruna degil de, Bir fahisenin parasini çalan adama, inanmamizi mi Bekliyorsunuz?
We're police officers.
- Biz polisiz.
We don't fire on police officers! You're out of line, McDaggett.
Polis memurlarına ateş edemeyiz!
Hello, Miss Wilson. It is good to see that the police officers also they are human.
Bir akşam ara vermek iyi geldi.
There are police officers and detectives on the whole side.
Her yerde polisler ve dedektifler var.
Pardon me, but I would like to see this money... spent on more police officers.
Pardon ama ben bu paranın daha fazla polis memuru alınması için harcanmasını istiyorum.
I find that sometimes the least likely cadets make the finest police officers.
Bazen en kötü adaylar arasından en iyi polis memurları çıkar.
... where a 60-mile high-speed car chase ended early this evening- - the suspect alluding capture by leaping into the harbor, but not before reportedly injuring several Ardis police officers.
Şüpheli, iskeleden atlayarak tutuklanmaktan yakasını sıyırdı,... ama söylentilere bakılırsa, birçok Ardis polisini yaralamayı da başarmış.
- Police officers, sir.
- Polis memurları, bayım.
I've got two police officers in the hospital!
İki polis memurunu hastanelik etti!
Police officers from three jurisdictions... apparently including special tactical unit personnel... have now been mobilized to control the growing thousands of onlookers... here in Fresno, California.
Anlaşıldığına göre özel taktik birim görevlileri de dahil olmak üzere... üç ayrı bölgenin polis memurları... sayıları giderek artan binlerce meraklıyı kontrol etmek üzere... California " Fresno ya gönderildi.
five Texas Rangers, eight police officers, three civilians.
5 Texas Rangers, 8 polis memuru, 3 sivil.
You mean narcotics information is a two-way street? That police officers can be informed about dealers... and dealers can be informed about police officers?
Polisler uyuşturucu satıcıları hakkında bilgi edindikleri gibi satıcılar da polisler hakkında mı bilgi edinebiliyorlar?
The address book had the names of fifteen police officers. The fifteen officers were, and are presently, in the Six-four, the Six-five and the Seven-four.
Hepsi de 6-4, 6-5 ve 7-4 bölgelerinden.
I'm saddened to announce the indictment this morning of five police officers on on charges of bribery and dealing in narcotics.
Beş polis memurunun bu sabah rüşvet almak ve uyuşturucu işine karışmaktan suçlandığını duyurmaktan üzüntü duyuyorum.
Police officers, freeze right there.
Polis memuru, orada durun.
Last night, a man thought to be the long sought after slasher... was surrounded by police, only to escape in a burst of new killings... that left four officers dead and a police department in shock.
Polis, dün gece katil olduğunu sandığı şüpheliyi kıstırdı. Kaçmayı başaran şahıs, geride dört ceset bıraktı. Polis şokta.
Police officers.
Polis.
We're in a war zone, Dave : two motorcycle officers horribly wounded in a crossfire, the police seemingly unable to rescue them in spite of several desperate, heroic attempts.
Şu an çatışma mahallindeyiz, Dave. Çapraz ateş altında kalan iki polis çok kötü şekilde yaralandı polisin birkaç ümitsiz denemesine rağmen onları kurtarabileceklermiş gibi görünmüyor.
We're police officers.
Biz polis memurlarıyız.
They attacked police with rocks, bricks and bottles... before some 100... officers sealed off the four-block area... in the vicinity of 116th Street and Avalon Boulevard.
Polise taş, tuğla ve şişelerle saldırdılar 100 kadar polis memuru 116. Cadde ve Avalon Bulvarı civarındaki dört blokluk alanı kuşattı.
They gave me the police combat cross "for his act of self-defence... one of extraordinary heroism, saving the lives of other officers."
Bana madalya verdiler nefs-i müdaafada bulunurken müthiş bir kahramanlık göstererek diğer polislerin de hayatını kurtardı.
Our live pictures are beamed from police headquarters... as Chief Delario reels his officers in for the night.
Şu an ki canlı görüntülerimiz polis merkezindekinden. Şef Delario memurlarını gece için hazırlıyor.
Attempting to escape police custody, even the most inept, by assaulting officers of the law is a bit riskier.
Polis gözetiminden kaçmaya çalışmak, hele en acemice olanı, görevli polise saldırmaya çalışmak... biraz riskli bir harekettir.
On August 6th... after the police seized those 80 packs of opium... the Boss invited the customs officers to dinner.
6 Ağustos'ta polis 80 paket afyona el koyduktan sonra Patron Gümrük Müdürü'nü akşam yemeğine davet etti.
Is it safe to assume that because of the death count involved... and the loss of life of law enforcement officers, that the Bureau, the Rangers and the police force are taking this manhunt personally?
Olaydaki ölü sayısı ve polis memurlarının kaybı yüzünden büronun Rangerleri ve polis kuvvetlerinin bu insan avını kişisel olarak aldığını öne sürmek güvenli olur mu?
This city just recently buried three police officers.
Bu şehirde çok yakın zaman içinde üç polis gömüldü.
The other two dead officers and the wounded police officer... had bullets in their bodies that came from... the defendant's gun.
Diğer iki polis ve yaralı polis sanığın silahından çıkan kurşunlarca vuruldu. Aslında her şey çok basit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]