Privacy перевод на турецкий
4,222 параллельный перевод
Just between you and me, if you happen to see Mrs. du Pont, just give her her privacy.
Bunu ben kendim söylüyorum. Bayan du Pont'u burada görecek olursan ona biraz mahremiyet göster.
You need to respect your mother's privacy.
Annenin mahremine saygı göstermelisin.
You don't have to worry about payment or privacy or quality of care.
Maaş, mahremiyet ya da bakımından endişe etme.
- Can't a man have any privacy?
- Bir adamın mahremiyeti olamaz mı?
Annie's ovulating, and I figured they could use the privacy.
Annie ovülasyonda, yalnız kalmak isterler diye düşündüm.
She's shy, she enjoys her privacy.
Kendisi biraz utangaçtır, mahremiyetine önem verir.
I have private rooms, your mistress will appreciate the privacy.
Özel odalarım var, eşiniz bundan memnun kalacaktır.
I respect his privacy.
Onun özeline saygı duyuyorum.
Would you mind giving me some privacy?
Biraz yalnız kalabilir miyim lütfen?
I need privacy.
Yalnız kalmamız gerek.
Or a whisper of hope to take a shit in privacy, huh.
veya bir umut fisiltisida, ha.
Five pals just looking for privacy and fun without the hassle of Visa statements and hotel bills the missus might find.
Etrafta dalgasına bakarken biraz mahremiyet isteyen beş arkadaş. Arkada otel faturası falan bırakmadan. Bilmem anlatabildim mi?
She probably saw what it was and stopped watching it immediately because she has so much respect for our privacy.
Büyük ihtimalle videoyu gördü ama bizi görünce, özelimize saygısından dolayı anında videoyu kapattı.
I like him too, but so what as a privacy you can forget.
Ben de ondan hoşlanıyorum, ama bu gizlilik...
So then I'm like, You know what? Do whatever you want, but I need privacy.
Ben de ne istiyorsanız yapın dedim.
It's larger... both you girls would have your own rooms, more privacy.
Orası daha büyük. İkinizin de kendi odanız olur, mahremiyetiniz artar.
You can have your privacy back right now, if you like.
İsterseniz mahremiyetinizi hemen şimdi geri alabilirsiniz.
No sound. Privacy law, I imagine.
Ses yok, özel hayatın gizliliği yasası nedeniyle.
Relationship with a dissident is way beyond privacy.
Muhaliflerle ilişki mahremiyetin çok ötesinde.
There's a code... of privacy.
Özel hayat diye bir şey var.
Social media as an invasion of privacy.
Sosyal medya ise tam olarak mahremiyet ihlali.
The doors are soundproof, and I'm sure she's gonna respect our wishes and our privacy, so...
Kapılar ses geçirmez. Eminim bize ve mahremiyetimize saygı gösterecektir
Don't you know the meaning of privacy?
Gizliliğin anlamını bilmiyormusun?
Knowing the value of privacy, if I hadn't telecasted your footage in TV.
Gizliliğin değerini bilmek, eğer senin görüntülerini TV de yayınlamamış olsaydım.
Fine. I know the value of privacy so I'm going right now.
Güzel.Gizliliğin kıymetini biliyorum ve hemen şimdi gidiyorum.
Don't you know the meaning of privacy?
Gizliliğin anlamını bilmiyor musun?
I need privacy.
Gizliliğe ihtiyacım var.
I need a little privacy.
Biraz yalnız kalmak istiyorum.
Fellas, we're gonna need some privacy.
Beyler, biraz yalnız kalmamız lazım.
- And I'll give you your privacy.
- Sizi yalnız bırakayım.
Well, you're so quick to violate his privacy.
Adamın özel hayatını ihlal etmek istiyorsun.
There's something called as privacy.
Gizlilik denilen bir şey var.
For three harrowing months, the Phantom stalked the back roads of Texarkana, following young couples looking for privacy to isolated areas, where their screams for help would go unanswered.
Acı verici üç ay boyunca Hayalet, Texarkana'nın arka sokaklarında baş başa kalmak isteyen genç çiftleri çığlıkları cevapsız kalan ıssız yerlere kadar takip etti.
Um... privacy and respect- - this is why we have those rules.
Mahremiyet ve saygı. Bu kuralların olmasının bir sebebi var.
They're children, let's give them some privacy.
Çocuk onlar, biraz yalnız bırakalım.
- If these are my last few days before I never have privacy again.
- Birkaç gün sonra hiçbir özel hayatım... kalmayacağını düşünürsek...
We provide an oasis of privacy and discretion.
Biz gizlilik ve temkin vahası sunuyoruz insanlara.
Perhaps your friend would grant us a moment's privacy?
Dostun bize biraz mahremiyet bahşeder belki de?
Could we have a little privacy, guys?
Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz, çocuklar?
You came to my home, you violated my privacy...
Evime geldin, özel hayatıma tecavüz ettin...
This is my privacy.
Bu benim özelim.
You want privacy from me? !
Özelini benden mi saklıyorsun?
I would appreciate a little privacy.
Yalnız bırakırsanız minnettar olurum.
I'll give you a little privacy here.
- Size biraz mahremiyet vereyim.
FISA warrant. Big brother's excuse to invade our privacy courtesy of the Patriot Act.
Sam Amca'nın vatanseverlik adı altında özel hayat ihlal bahanesi.
I went to O'neill's to give you guys privacy, had a few drinks, and when I got back, Donnie was drunk, too, and alone.
Ben sizi biraz yalnız bırakmak için, O'Neill'in yerine gittim,... biraz içtim ve geri döndüğümde Donnie'de sarhoştu,... ve yalnız.
I need my privacy, please.
Beni yalnız bırak lütfen.
- Whatever happened to privacy, huh?
- Özel hayata saygı yok mu?
Well, I wanted to make sure that we had privacy for you to say yes to the deal that I'm about to offer you.
Sana önereceğim anlaşmaya evet demen için gizlilik sağladığımızdan emin ol istedim.
Can't a guy get any privacy?
Biraz yalnız kalamaz mıyım?
Privacy?
Özelin mi?