Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / Programmer

Programmer перевод на турецкий

287 параллельный перевод
I'm a programmer, second class
Ben bir programcıyım, 2. sınıf
Kano. We need a link up through our computer programmer to Voyager One.
Kano, bilgisayar programlayıcımız aracılığıyla Voyager 1'le bir bağlantı yap.
Computer programmer?
Bilgisayar programcılığı?
The second time I did a tour, my wife had skipped off with some computer programmer.
İkinci görevime çıktığımda eşim bir bilgisayarcıyla kaçtı.
They call the programmer daddy.
Bilgisayarcıya baba diyorlar.
I can't afford to have an independent programmer monitoring me.
Bağımsız bir programın beni izlemesine kesinlikle dayanamam.
The best programmer ENCOM ever saw, and he winds up playing space cowboy in some back room.
Enkom'un gördüğü en iyi programcı ve o buralarda oturmuş uzay kovboyculuğu oynuyor.
Five oceanography degrees and a talented programmer.
Oşinografi master'ı var ve bu programın başarılı olmasında büyük pay sahibi.
The kid broke into the war game using a password left by the original programmer.
Çocuk, orjinal programcının yazdığı bir şifre ile, savaş oyunlarının kodlarını kırıp, içeri girdi.
Who is your programmer?
Senin programcın kim?
Fact is, I have a decoding programmer disk in my car.
Aslında arabadan şifre çözücü bir program diski var.
That would have required the talents of a master programmer.
Bunu yapmak için usta bir programcının yeteneklerine sahip olmak gerekir.
They still have Laura Gayley, the computer programmer.
- Aynı şey. Bilgisayar programcısı Laura Gayley hâlâ duruyor.
Why do you think they want the most innovative programmer in this hemisphere?
Bu yarıküredeki en yaratıcı programcıyı neden istediklerini sanıyorsun?
Can a virus just start up without the programmer there to initiate it?
Bir virüs programcısı onu başlatmadan kendiliğinden başlayabilir mi?
I am married to Guido, a computer programmer.
Guido ile evliyim. O bir bilgisayar programcısı.
A level-two programmer.
İkinci seviye bir programcı.
I was a systems programmer at Severnaya facility until...
Severnaya tesisinde sistem programcısıydım, sonra...
- Computer programmer.
- Bilgisayar programcısı.
I have an English spy, a programmer and a helicopter...
Bir İngiliz ajanım, bir programcım ve bir helikopterim var...
A second-level programmer.
İkinci sınıf bir programcı.
Transporting a listed programmer out of the country violates our arms export treaty.
Bizim kayıtlı bir programcımızın yurt dışına çıkarılması askeri antlaşmalarımıza tes düşer.
Oh yes, thanks for your help with that programmer defection.
O evet, programcı hatası konusundaki yardımın için teşekkürler.
From some programmer.
Bri programcıdan.
And who do you think the project's main programmer was?
Ve projenin ana programcısının kim olduğunu düşünüyorsun?
I didn't, a programmer at Cathedral sent a disk to me.
Ben yapmadım, Cathedral'da çalışan bir programcı bana bir disk yolladı.
The programmer always gives you a clue as a game.
Programcı her zaman sana oyunla ilgili ipuçları verir.
- Have they found the programmer yet?
- Programcıyı hala bulamadılar mı?
Lindenmeyer was your programmer, Mr Wallace.
Lindenmeyer Sizin programcınızdı Bay Wallace.
Let me guess. Computer programmer?
Tahmin edeyim, bilgisayar programcısı mı?
I can only speculate about my programmer's motives.
Beni programlayan benden böyle söylememi istiyor.
Activate programmer interface.
Programlama arabirimini çalıştır.
Access to programmer interface has been denied.
Programlama arabirimine giriş, ret edildi.
To be quite honest, I didn't really want to be a programmer.
Açıkçası programcı olmak istemiyordum.
But you are a great programmer.
Ama harika bir programcısın. İşte maaş günü.
Kenny is the hottest young programmer in New York City.
Kenny New York'taki en ateşli programcılardan biri.
They say you and such programmer are spies.
Sen ve Kanadalı bir bilgisayar programcısı. Ne?
I was saving Voyager from annihilation when you were only a gleam in your programmer's eye.
Sen daha kısa pantolonla dolaşırken, ben Voyager'ı yok olmaktan kurtarıyordum.
I am not getting help from some geeky computer programmer.
Ahmak bir bilgisayar programcısından yardım almayacağım.
Kevin Mitnick is a computer programmer run amok, and officials cannot seem to catch up with him. "
Kevin Mitnick zarar vermeyi sürdüren bir bilgisayar programcısı ve kanun koruyucular onu birtürlü ele geçiremiyor.
He's a computer programmer.
Ne rastlantı.
He's a really good programmer.
En iyisiydi. Çok iyi bir programcıydı.
Welcome! This is Hara, our managing director and programmer!
Yazılım bölümü şefimiz Bay Hara.
- -Thanks! He's a brilliant programmer, but also very childish...
Yazılım konusunda dâhi sayılır ama çocuktan farkı yok.
TV's, cell phones and PC's were interrupted world-wide last night by a rogue broadcast initiated by programmer Milo Hoffmann.
Milo Hoffman, tüm dünyadaki TV'lere, Cep Telefonlara ve PC'lere girerek büyük bir canlı yayın yaptı.
In order for Linux to grow beyond the world of the computer programmer
Dunyanin bilgisayar programcilari sayesinde Linux un gelismesi saglandi
That's the form that you can understand if you're a programmer.
Bu, bir programcının anlayabileceği bir formattır
A computer programmer.
Bilgisayar programcısıdır.
Your company had a bank check cut to a computer programmer named Alex Goldsmith.
Şirketiniz, Alex Goldsmith adına açılmış bir hesaba para yatırmış.
Modeled after the head programmer's daughter.
Programcının kızından modellenmiş.
I am a programmer.
Ben programcıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]