Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / Put him here

Put him here перевод на турецкий

352 параллельный перевод
After all, it was the Bishop himself did put him here.
Hem onu buraya gönderen de Piskopos'tu.
I've put him here so he won't run away.
Kaçamasın diye onu buraya oturttum.
All right. Can I put him here?
- Onu buraya koyabilir miyim?
'Cause I put him here.
Ben koydum.
I've taken out the real bullets and put in blanks, so when he fires, you pretend to die and I'll get him out of here and you make your escape.
Hakiki mermileri çıkartıp kurusıkı olanları koydum, kocam ateş ettiğinde, siz ölü numarası yaparsınız ben de onu buradan uzaklaştırayım ki, kaçabilesiniz.
Put him in the room till Frank Buck gets here.
Frank Buck gelene kadar odaya yatir.
Put him down here on the trunk.
Şu sandığın üstüne oturtalım.
French authorities may find a reason to put him in the concentration camp here.
Fransız yetkililer, onu burada toplama kampına sokacak sebep bulabilirler.
When Sloss gets here, put him in my office and see that nobody gets to him.
Sloss gelince benim büroma sokun, yanına kimse girmesin.
Take him to my room. Here, put your arm around my neck.
İşte, kolunu boynuma dola.
He came in here a little while ago and demanded that I put him in a cell. To keep him from committing murder, he said.
Buraya biraz önce geldi ve cinayet işlemesini engellememiz için kendisini hücreye kapatmamızı talep etti.
Then I'd bring him in here, make some small talk to put him at his ease, probably offer him a drink,
Sonra buraya getirir rahatlaması için biraz laflar herhalde içki teklif eder...
How come the put him in here with us generals?
Nasıl olur da onu bizim gibi generaller ile aynı odaya koyarlar?
Last night, you put on Paine's coat and hat and carried his bag out of here at 1 : 10, after you'd killed him and stuck his body away somewhere.
Dün gece Paine'ni öldürüp cesedini bir yere tıktıktan sonra... onun montu ile şapkasını giydin ve... saat 1.10'da çantasıyla dışarı çıktın.
His master brought him here and said, "Put him to sleep."
Onu sahibi buraya getirdi ve "ötenazi" yapmamı istedi.
We'll put him over here.
Onu şuraya koyalım.
Whoever he was, and for whatever reasons he came here, hearing the real love of these people, they put their faith in him just as I did and he didn't fail them.
Kim olursa olsun, ve buraya ne için gelmiş olursa olsun, bu insanların sevgisini kazandı. Ona güvendiler... tıpkı benim de güvendiğim gibi. Ve o da güvenlerini boşa çıkarmadı.
You take any one of them, say even Frank Thurlowe Pulver here put him into a B-29 over in Japan and do you know what you'd have?
Herhangi birini, mesela Frank Thurlowe Pulver'i al... Japonya'ya ya giden bir B-29'a koy. Ne olur, biliyor musun?
I can't put my finger on it, but if one came in here right now I'd know him in a minute.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama bir tanesi içeri girecek olsa... anında anlardım.
Look here! Bodan has eaten all that I have put out for him!
Bak, Bodan önüne koyduğum her şeyi yemiş.
That would have put him here before dark.
Karanlık çökmeden burada olması gerekirdi.
I don't suppose that Mr. Carter even knows the name of the man who sent him here to put an end to Phastkleaners for the good of Nucleaners.
Bay Carter'ın, Nucleaners'ın başarısı adına Phastkleaners'ın işini bitirmesi için... kendisini buraya kimin gönderdiğini... bildiğini sanmıyorum. Ne var?
Put him out, and never let him come in here again!
Onu dışarı at ve geri gelmesine kesinlikle izin verme!
A welfare agency put him in here after he knocked up 13 girls.
13 kızı hamile bırakınca sosyal yardım kuruluşu onu buraya yerleştirmiş.
Oh, put him down here, please.
- Şuraya koy lütfen.
Yes - this was put here for him to follow them!
Evet - bu yaşlı adamın onları takip edebilmesi için buraya konuldu!
Me and him put in the years here.
Onunla buraya yıllarımızı verdik.
- But we did what they told us, they said put him in here.
Ama bize söyleneni yaptık ; onu buraya koymamızı söylediler.
Put him up here.
Onu buraya koy.
Here, darling, put this on him.
Bunu ona giydir.
Put him down here.
Yere yatırın.
Put him in that chair right here.
Onu koltuğa oturtun.
OK, Me Lay, put him down in here.
Tamam, Yataşağı, onu buraya koy.
If we get out of here, I'm gonna put a bullet in him.
Burda çıkarsak, Benim kurşunumu yiyecek.
- Why'd you put him in here?
- Neden burada?
I better put him over here to dry, though. He's still wet.
Şuraya koyayım da kurusun, hala kurumamış.
I've had no news of him since I was put here.
Hapsedildiğimden beridir ondan hiç haber almadım.
I've put it up for him but he's never here.
Her şeyi onun için yaptım ama o buraya hiç gelemedi.
Put him in a room. Take care of me! I'll get the fuck out of here.
Benimle ilgilenin, buradan çıkmak istiyorum!
Get him out of here and put him with those people we're gonna ship out.
Onu çıkarıp götüreceğimiz adamların yanına koyun.
Take these two, go back there and drag the hero out here and put him behind the bar.
Bu ikisini alıp arkaya git ve o kahramanı buraya barın arkasına taşıyın.
Will you take it easy? Put him up here.
- Şuraya koyun.
Put him down here.
Onu buraya koy.
Your Honour, I move to bar this witness as inherently unreliable... and ask here to put four questions to him regarding his reliability.
Sayın Yargıç, bu tanığın reddini talep ederek güvenilirliğiyle alakalı dört soru sormak istiyorum.
Put him down here.
Onu şuraya yatır.
- Now, we go in here and we put out an a.p.b., and i bet we'll catch him in three, four hours tops.
şimdi içeri giricez ve güvenlik birimlerini harekete geçirecegiz bahse girerim üç, dört saate yaklarız onu.
I can't put him in here.
- Onu buraya kapatamam.
So his mother put him in his backyard with all his toys and carrots... and vegetables and said, "You play here with all your stuff."
Annesi onu oyuncakları, havuç ve sebzeleriyle bahçeye bırakır ve "Hadi sen burada oyuncaklarınla oyna." dermiş.
Arsehole. Put him down here.
Sersem!
You can put him in my place down here.
O adamı benim yerime yatırabilirsin, aşağıya.
That's 25 decks up from here- - quite a climb, but I wouldn't put it past him.
Tam 25 güverte yukarıda. Sağlam tırmanış. Ama o adamdan her şeyi beklerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]