Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / Put me down

Put me down перевод на турецкий

2,174 параллельный перевод
Put me down!
Yere indir beni!
Put me down, robin thinks we're weird.
Beni yere indir yoksa Robin garip olduğumuzu düşünecek.
Put me down for one pitchfork in the belly!
Karnıma bir yaba geçirmen yeterli!
Put me down!
Yere bırak beni!
Put me down!
İndir beni!
Will you put me down? !
Beni bırakacak mısın?
Put me down this instant!
Çabuk beni aşağı indir!
You had better put me down!
Beni aşağı indirsen iyi edersin!
Come on, put me down.
Hadi, beni aşağı indir.
Don't put me down in front of the kid.
Beni çocuğun önünde küçük düşürme.
Can you put me down?
Lütfen yerime koyabilir misin?
Put me down for a plus one to the wedding.
Düğün için benim yanıma bir kişi daha ekle.
So I'd like to re-Double my order. If you could put me down for, um... Wait.
Yani sizin için de uygunsa eğer siparişimi iki katına çıkarmak
Put me down.
Beni yere bırak.
Put me down.
Beni yere indir.
put me down!
Susturun şunu!
Put me down.
Beni bırak.
Put me down. I'll walk.
İndir beni, yürüyeceğim.
Just put me down.
İndir beni.
But if you put me down, I'll show you where she is.
Ama beni bırakırsan, sana kızın nerede olduğunu gösteririm.
- Put me down!
- Bırak beni!
Put me down!
Sana indir dedim!
Please put me down, already!
Lütfen beni yere indir!
Hey, Doug, put me down.
Hey, Doug, indir beni.
Put me down, Doug.
İndir beni, Doug.
Put me down.
Düşün yakamdan.
- Put me down, A-hole!
- Beni yere bırak göt herif!
Put me down!
Beni yere indir!
- You told me to put him down!
- Yere bırak dedin ya!
Put down the umbrella and be fun with me.
Şemsiyeyi bırak ve eğlen benimle.
Well, you put it down, but you're not being fun with me.
Bıraktın ama hiç eğlenceli olamıyorsun.
I hired you to help calm my wife down and now the city's hired you to help put me away.
Ben sizi eşimi sakinleştirin diye tuttum ve şimdi de şehir beni ortadan kaldırmak için.
So, you want to track down those Mexis that put me in the middle of that shooting gallery?
Beni atış poligonun ortasına yerleştiren Meksikalıların izini sürmek istiyor musun?
Give me "Put the gun down." "Gun down."
"Silahını yere bırak" nasıl denir? "Silahı indir"
So me and Randy cleaned up, put on our Sunday clothes, and went down to Big Bros, Little Bros.
Randy'le ben yıkanıp pazar günü kıyafetlerimizi giyerek Büyük abi - Küçük kardeş'e gittik.
Let me just put in the right search words, and I'm sure we'll be able to track down her case.
Doğru kelimelerle aratırsam o olayı buluruz.
Put the gun down. Trust me.
Rachel silahını indir.
Just put the gun down. Put the gun down and you can take me instead, okay?
Silahını indir, silahını indir ve onun yerine beni al?
Listen to me, just put the gun down, okay?
Silahı indir tamam mı?
Listen to me. Just put the gun down, okay?
Silahı indir tamam mı?
They told me to put the rock down. I did it.
Taşı koy dediler, koydum bana ne.
So simply put, if you tracked me down to ask
Uzatmayacağım.
You put me in charge, and now you shoot down all my ideas?
Bana görev veriyorsun, sonra da söylediklerimi bir tarafa mı atıyorsun?
- Why should I put it down for you when you don't have the decency to put it up for me?
- Sende kapağı benim için kaldırma nezaketi yoksa ben neden indireyim.
Santos and DeMille dragged me off to die, so I put them down.
Santos ve DeMille beni ölüme ittiler, ben de onların icabına baktım.
Yeah, communications got knocked down so they put me in a tree.
Evet. İletişimler koptu ve bu yüzden beni bir ağacın içine koydular.
When I read the New Testament, it reads to me as the record of eyewitnesses who put down what they saw.
Yeni ahiti okuduğum zaman bana göz tanıklarının gördüklerini yazan... kayıtları söylüyor.
I got a guy down there says he can put me next to Pablo Escobar.
Orada beni, Pablo Escobar'ın yanına götürebileceğini söyleyen bir adamım var.
He was robbing me on the side and I put him down.
Beni soymaya çalışıyordu, ben de onu indirdim.
- You want me to put it down?
- Silahı yere atmamı mı istiyorsun?
Seattle was down and I was on the verge of choking another 10,000 which would put me at 80,000 in the hole.
Seattle gerideydi ve toplam borcumu 80 bin yapacak bir 10bin daha kaybetmek üzereydim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]