Quiet down перевод на турецкий
1,014 параллельный перевод
Quiet down long enough to hear your heartbeat.
Kalp atışını duyabileceğin kadar uzun süre sessiz kal.
Let's quiet down and have a nice chat.
Gel sakinleşelim ve şöyle güzel güzel konuşalım.
I think it's better if you get away from here for a few days till things quiet down.
Kanımca ortalık sakileşene dek birkaç günlüğüne uzaklaşman en hayırlısı.
If you shoot him now, things will quiet down.
Şimdi onu vurursam, sessizce halledilmiş olacak.
Keep things quiet down there.
Olabildiğince sessiz halledin.
All right, quiet down, everybody.
Pekala, sessiz olun, Herkes.
Quiet down!
Sussun!
- Quiet down.
- Sessiz ol.
- Quiet down, will you?
- Kapar mısın çeneni?
Quiet down and come with me.
Sesini kıs ve benimle gel.
Hey, be quiet down there!
Hey aşağıdakiler, sessiz olun!
You be quiet down there.
Aşağıdakiler, sessiz olun biraz.
Quiet down!
Sessiz olun!
Sure will die if she don't quiet down.
Eğer sakinleşmezse, gerçekten ölecek.
All right, you no-good little bum let's walk nice and quiet down to the station house.
Pekâlâ küçük serseri. Uslu uslu karakola gel bakalım.
Now, just quiet down.
Şimdi, biraz sus.
Quiet down.
Sessiz olun.
Quiet down, I say.
Sessiz olun dedim.
And now, if you will quiet down, we shall begin our program.
Ve şimdi, eğer sakinleşirseniz, porgramımıza başlayacağız.
Okay, everybody, quiet down a minute.
Pekala millet, bir dakika sessiz olun!
Quiet down, please!
Sessizlik lütfen!
If you'll just quiet down a minute... I'll tell ya somethin'.
- Eğer bir dakika sessiz olursan sana bir şey diyeceğim.
All right, folks. Quiet down.
Pekala, millet sessiz olun.
Yes, sir, I've decided it's time for me to quiet down.
Evet efendim, kesin kararım, zamanımı huzur içinde geçireceğim uygun birini bulmak.
Now, you just quiet down.
Kesin sesinizi.
Alright, ladies and gentlemen, quiet down, listen :
Pekâlâ beyler bayanlar, susun ve dinleyin :
- Quiet down, everybody.
- Susun, hepiniz.
I'm sorry for you guys, but now the town will quiet down.
Senin için çok kötü. ama kasabaya huzur gelecek.
I think I'll settle down in a quiet place... get a little business, hardware, grocery store... spend the better part of my time reading comics and adventure stories.
Sanırım sakin bir yere yerleşirim... küçük bir iş, bir dükkan açarım... vaktimin çoğunu çizgi roman ve hikayeler okuyarak geçiririm.
The footsteps, one loud, one quiet, came down the stairs
Bir gürültülü bir sessiz adımlarla merdivenlerden aşağı indi.
Quiet, down there!
Aşağıdaki, sessiz ol!
Quiet down!
Sakinleş!
But with you, business before pleasure, every time. Do all your personal laundry. Make yourself spic-and-span, get all the mending out of the way, and then, and only then, sit down for a nice, quiet hour with the Good Book.
Ama sizinle, iş her zaman zevkten önce gelir, bütün çamaşırlarını yıka, tertemiz yıkan, bütün tamiratları yap, ve sonra, ancak o zaman oturup güzel bir kitapla saatlerini geçir...
Come on, get down in here and keep quiet.
Hadi, buraya gel ve sessiz ol.
Oh, quiet down.
Sessiz ol.
- Quiet down!
- Susun!
- Can't you quiet her down?
Susturamıyor musun?
With nobody around to quiet it down the sound could travel all the way to certain mining camps deep in the jungles of South America
Gecenin sessizliğinde ortada kimseler yoksa bu ses Güney Amerika ormanlarının ortasındaki bazı maden ocaklarına kadar ulaşabilir.
Sit down and keep quiet or you'll be here all night.
Oturup sessiz olun yoksa tüm gece burada olursunuz.
Quiet, or we'll have an avalanche down on us.
Kesin sesinizi yoksa çığ düşürteceksiniz.
Settle down, now. Quiet!
Oturun.
It will quiet you down.
Seni güzelce sakinleştirir.
You men sit down and stay quiet.
Beyler, oturun ve ses çıkarmayın.
Sit down and keep quiet.
Otur ve sessiz ol.
I'm going to ask you to sit down... and be real quiet.
Lütfen oturun ve hiç ses çıkarmayın.
I'd better quiet those steers down.
Şu başıbozukları yatıştırsam iyi olacak.
First thing I think we should do is to try to get the sheet down as quiet as we can.
Bence ilk yapmamız gereken şey, çarşafı çabucak üstünden atmak.
So please sit down and be quiet.
O yüzden oturup sessiz ol lütfen.
We have to quiet them down!
Onları sakinleştirmemiz lazım!
Sit down, sit down and be quiet.
Oturun, oturun ve sessiz olun.
Quiet down, guys.
- Susun, çocuklar.
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the road 38
down the line 26
down the stairs 50
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down the road 38
down the line 26
down the stairs 50
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down in one 23
down now 22
down to 41
down in front 26
downing street 23
down on the ground 130
down to business 31
down in one 23
down now 22
down to 41
down in front 26
downing street 23