Refresh перевод на турецкий
608 параллельный перевод
Refresh yourselves and rest.
Dinlen ve kendine gel.
Let me refresh your memory, ma'am just on 3 years ago,
İzninizle hafızanızı tazeliyim madam. Sadece 3 yıl önce...
Just 10 minutes will refresh you.
Hadi ama Parker. 10 dakika seni kendine getirir.
- Let me refresh your memory.
- Hafızanızı tazelememe izin verin.
This is all that Mr. Song hopes you can refresh yourself with patience
Bay Song tekrar yaşamayı öğreneceğinizi ümit ediyor.
Erm... look here, Your Highness. Is there any way in which I might refresh your memory?
Bakın ekselansları, hafızanızı tazelemek için yapabileceğim bir şey var mı?
I'll refresh your memory!
Hafızanı tazeleyeceğim!
Will the moonlight and a breath of air refresh you?
Ayışığı ve bir nefes taze hava seni canlandırmaz mı?
- Would $ 500 refresh your memory?
- 500 dolar versem hafızanız tazelenir mi?
I know you're an old hand at this... but just to refresh your memory here's what you do.
Deneyimli olduğunu biliyorum... ama hatırlatmak için göstereyim, böyle yapacaksın.
Perhaps this photograph will refresh your memory.
Bu fotoğraflar hafızanızı tazeler.
Drink your drink. Then we'll go to the Louvre and refresh our souls.
İçkini iç Henri, sonra Louvre'a gidip ruhlarımızı tazeleriz.
- Then I'll refresh your memory.
- O zaman hafızanızı tazeleyeyim.
Just to refresh your memory as to what we discussed this morning.
Bu sabah konuştuğumuz gibi hafızanızı tazelemek açısından.
Oh, true. Rest and refresh yourselves.
Doğru, biraz dinlenin.
You've traveled far. Refresh yourself.
Çok yoruldun, bence sen biraz dinlen.
Reverend, let me refresh your memory.
Peder, hafızanızı tazeleyeyim.
Officer Bohlen, you want to refresh his memory a little?
Memur Bohlen, belleğini biraz tazelemek ister misin?
Just to refresh your memory,
Sadece belleğini tazelemek için.
Maybe this'll refresh your memory.
Belki bu hafızanızı tazeler.
You can forget how beautiful a beautiful woman can be, but it doesn't take long to refresh your memory.
Güzel bir kadının ne kadar güzel olabileceğini unutabilirsiniz. Ama hatırlamanız fazla zaman almaz.
May I refresh your drink?
Beni heyecanlandır İçeceğinizi tazeleyebilir miyim?
May I refresh the witness'memory for Mr. Dancer?
Bay Dancer için tanığın hafızasını tazeleyebilir miyim?
Come into my tent and refresh yourself.
Çadırıma gelip yorgunluk at.
Refresh yourself.
Biraz dinlen.
- Refresh my memory.
- Bir daha söyle.
Just 10 minutes will refresh you.
10 dakika seni kendine getirir.
Some port to refresh you after the drive?
Yolculuğun üzerine biraz şarap iyi gelir.
Refresh yourself with my bath, and then, little bit later, I'll take yours.
Siz benim sıramda yıkanın, sonra sıranızı ben alırım.
- Maybe this'll refresh your memory.
- Belki bu hatırlamana yardımcı olur..
- Then let's refresh your memory.
Söyle de anlatsınlar sana. Selam çocuklar.
If you don't mind, will you refresh me on the first three dimensions?
Sakıncası yoksa, bana ilk üç boyutu hatırlatır mısın?
But I can refresh your memory.
Ama hafızanı tazeleyebilirsin.
Wait a minute, while I refresh myself.
- Beni bir dakika bekleyin. Serinleyeyim! - Olmaz, olmaz.
Let me refresh your memory.
İzin ver de hafızanı tazeleyeyim.
While you refresh yourself in the bath, we'll see to some new robes for you.
Sen banyoda temizlenirken biz de sana yeni cübbeler ayarlayacağız.
It always did refresh you.
Size hep enerji vermiştir.
A bout in the Academy Hall will refresh me
Akademi salonunda bir karşılaşma beni canlandıracaktır.
Good, I just wanted to refresh myself.
Güzel. Dalıp çıkarmak istiyorum.
He sealed the agreement with his signature we will finally refresh the royal blood
Anlaşmayı imzalamış. Taht'ta yeni bir kanın geçmesine az bir zaman kaldı.
That's exactly why I came here, to refresh myself.
Buraya tam da bu yüzden geldim, kendime çeki düzen vermek için.
Speaking of which... Let me refresh your memory.
Bu konu hakkında biraz hafızanızı tazelemek isterim.
Take him to solitary, to refresh his memory.
Hafızasını tazelemesi çin bunu hücreye kapatın.
You will join me for something to refresh yourselves?
Şöyle rahatlamak için bana katılın.
women... Anything that can refresh my master's sensual pleasures.
Kitaplar, eşyalar, kadın... sahibimin tensel zevklerini tazaleyebilen herhangi birşey.
I think I have to refresh your memory.
Sanırım, hafızanı biraz tazelemem gerekiyor.
Perhaps we can refresh your memory.
- Belki hafızanı canlandırabiliriz.
About last night- - you were asking me... to refresh my memory.
Dün geceyle ilgili hafızamı tazelememi istemiştin. Bana yardım edebilecek birisi var.
But you may want to refresh your speech to the police academy graduating class.
Fakat polis akademisi mezuniyet törenindeki konuşmanıza göz atarsınız demiştim.
Refresh Master Salter's memory, Stearne.
Bay Salter'ın hafızasını tazele, Stearne.
Refresh yourself, my son!
Karnını doyur evlat.