Refreshments перевод на турецкий
363 параллельный перевод
Time out for refreshments.
Yiyecek için mola veriyoruz.
would you care to pause for some refreshments, Mr. Hopkins?
Biraz ferahlamak için durmak ister miydiniz, bay Hopkins?
Mulcahy, you'll not be spiking the refreshments this year like you did last.
Mulcahy, bu sene içkilere geçen yıl olduğu gibi alkol katmayacaksın. Sadece bir şişe.
I made some refreshments.
İçecek hazırladım.
I could well understand Henry's visits to the village inn and his stock of refreshments in the darkroom.
Henry'nin hana yaptığı ziyaretleri ve karanlık odasındaki stoğu daha iyi anlıyordum.
There'll be refreshments afterwards.
Daha sonra atıştırmak için birşeyler de var.
Refreshments are over there.
İçecekler hemen şurada.
Come aboard and I'll send for refreshments.
Gemiye binin, içecek bir şeyler getirtirim.
After the wedding they didn't even have light refreshments!
Düğündn sonra bile hafif içecekler yoktu!
On a day like this, refreshments are on the house.
On a day like this, refreshments are on the house.
If you'll just step into the parlor, I'll see about refreshments.
Eğer oturma odasına geçerseniz yiyecekleri getireceğim.
- Let's have some refreshments.
- Birer içki alalım.
Well, come on, honey, refreshments.
Tamam buraya gel tatlım, içecekler.
Maybe we can follow this one up with a little dancing and refreshments!
Belki sonra da bunu küçük bir dans ve yiyeceklerle tamamlarız!
Refreshments my friends, help yourselves.
Benimle gelin. İstediğiniz her çeşit yiyecek ve içecek var.
Refreshments?
- İster misiniz?
Who provided the refreshments?
- Bu içecekleri kim gönderdi?
Gordo, give them some refreshments.
Gordo, onlara içecek bir şeyler ver.
Why don't you offer this man some refreshments?
Bu beye bir şeyler ikram etmiyor musunuz?
Can we get you ladies some refreshments?
Bir şey içer misiniz bayanlar?
SO, PLEASE, THERE'S REFRESHMENTS FOR EVERYONE DOWN IN THE CHURCH BASEMENT.
Bu yüzden, kilisenin bodrumunda herkes için yiyecekler var.
Refreshments!
İçkiler!
Sit down, Mr. Hilliard, I'll have Lurch serve some refreshments.
Şakalaşmayı keserseniz minnettar kalacağım. Oğlum fena halde yaralandı ve ben bir özür bekliyorum.
The refreshments stink.
Meşrubatları rezil.
- Refreshments over here, please.
- Yiyecek ve içecekler burada.
10 cents, girls. For decorations and refreshments.
On cent, kızlar, süsler ve içecekler için.
Refreshments on the way.
Atıştırmalıklar geliyor.
To get the refreshments.
İçkileri hazırlamaya.
le.. phonic sound... and... there was no interval for refreshments, either!
le... fonif sesli. ve... ikramlar için de ara verilmedi!
Partake of the refreshments, and may no one feel lonely.
İkramları paylaşalım ve hiç kimse kendini yalnız hissetmesin.
So, while the kids are resting and being attended to by our medical staff, why don't you visit our beautiful Palm Garden, where we serve refreshments of all types.
Gençler dinlenip sağlık kontrolünden geçerken her türlü içeceği sunduğumuz güzel bahçemizi gezebilirsiniz.
I'll be there. I have to, I'm serving refreshments.
Konserde olacağım. Olmak zorundayım, yiyecek dağıtacağım.
Eat some refreshments.
Bir şeyler iç.
Here we go. Champagne and refreshments for everyone.
Herkese şampanya ve yiyecek, içecek verilsin.
With the takings of today's tour and the refreshments we're still a hundred pounds short.
Bu günün turu sonunda ve içecekler, hala 100 sterlin eksiğimiz var.
AFTER WE STOP AT OUR PICNIC AREA FOR REFRESHMENTS, WE'LL GO ON AND LOOK AT SOME OF THE INLAND PROPERTIES.
Piknik alanımızda kısa bir dinlenme için mola verdikten sonra daha iç taraftaki mülk alanlarına bakmaya gideceğiz.
Refreshments on the patio, everyone.
Yiyecekler ve içecekler avluda, herkes için
My lord invites you to partake refreshments... on the deck.
Efendim sizi güvertede... eğlenceye davet eder.
We'll be happy to share refreshments with you.
Bizim kendi suyumuz var. Herkes sessizce beklesin.
Yeah. with real good music and organic refreshments.
Evet. Gerçek kaliteli müzik ve organik içeceklerle.
I hope you will excuse me, my dear but I forgot to order refreshments for you, before you went out.
Lütfen beni affedin güzelim, gitmeden önce yiyecek bir şeyler ikram etmeyi akıl edemedim.
Major, ladies, we'd be honoured if you'd join us for refreshments.
Bizimle bir şeyler içerseniz çok mutlu oluruz.
I arranged for some refreshments.
Size ufak bir kahvaltı hazırlattım.
I have refreshments for the navigators
Mürettebat için içecek bir şeyler hazırladım.
It was worth a try. Well, well, would you two like some refreshments?
Denemeye değerdi.
Come on indoors, my dear, and get some refreshments.
İçeri gel hayatım, bir şeyler yiyelim.
Refreshments.
İçecekler!
- I'll go upstairs for refreshments.
- Yukarı çıkıp içki alayım.
Refreshments, ladies?
- İçecek bir şeyler, hanımlar?
Some refreshments for the boss.
Patrona yiyecek birşeyler almaya.
The refreshments are right over there.
Yiyecek ve içecekler orada.