Responding перевод на турецкий
2,102 параллельный перевод
Medic 78 responding.
Ekip 78 görevi alıyoruz.
It's hard to know exactly when his toothy grin gave way to darker thoughts, but in 1991, the police were responding to a complaint at Jeff's apartment when one of them noticed an unusual smell.
Kocaman gülümsemesinin yerini ne zaman karanlığa bıraktığını söylemek zor. Ama 1991'de polis şikayet üzerine Jeff'in apartmanına girdi. İçeriden garip bir koku geliyordu.
And they're not responding.
Çağrılarıma cevap vermiyorlar.
You're not responding, fuck.
Cevap ver, lanet olası!
Her pupils are barely responding to light.
Göz bebekleri ışığa zar zor tepki veriyor.
When the responding officer arrived,
Memur eve varınca,
- Her pupils aren't responding.
- Göz bebekleri tepki vermiyor.
But she's not responding.
Şu an tepki vermiyor.
I felt I was really talking with David and that he was really responding, you know?
Gerçekten David'le konuştuğumu hissettim ve gerçekten cevap veriyordu! Bilirsin...
She was writing to him and then... she thought he was responding.
Ona yazıyordu ve onun da kendisini yanıtladığını düşünüyordu.
All right, at the height of lovemaking, you know, the very height, when she's starting to climax, and she's really responding to you now, you know, her eyes widening in that way that's both, you know, surprise and recognition, which not a woman alive could fake or feign if you really look intently at her, really see her.
tamam, sevişmenin en üst kısmı gibi, bilirsini, çok yüksek, en uç noktaya ulaştığında, ve gerçekten sana cevap verir, bilirsin, gözleri sana doğru açılır birlikte,, sürpriz ve tanınma, numara yapmayan bir kadın... içten bir şekilde onlara bakarsan, onu gerçekten görürsün.
Dispatch, this is unit 316 responding to a possible 911.
Merkez, burası 316, olası 911 durumuna bakıyorum.
Unit 316, all units are responding.
316, tüm birimler dinlemede.
It's responding well to signal, right?
Sinyallere iyi tepki veriyor, değil mi?
They wanna know why Galactica's not responding to their halls.
Galactica'nın neden çağrılarına cevap vermediğini öğrenmek istiyorlar.
They're not responding to my halls.
Çağrılarıma cevap vermiyorlar.
He's not responding.
Kendinde değil.
That was challenger Ted Johnson responding to the latest scandal to rock the highly contested Senate race between he and incumbent senator Jackson Wyatt.
Ted Johnson, mevcut senatör Jackson Wyatt'la arasında geçen son derece çekişmeli senato yarışında, rakibinin son skandalına cevap verip meydan okuyan kişidir.
Might she be responding to your own suggestion? You know I'm wary of hypnosis.
Onların durumunda yaşasaydınız, belki de bu sorunlara bir çare bulurdunuz.
Responding to an attack by the press is like Hercules's attempt to cut off the Hydra's head...
Basına saldırarak karşılık vermek... Herkül'ün Hydra'nın kafasını kesmeyi denemesine benzer bir sonuç verir.
Megan is not responding well.
Megan tedavimize yanıt vermiyor.
Mr. Zuckerberg hasn't been responding to any of our e-mails or phone calls for the last two weeks.
Bay Zuckerberg iki haftadır telefonlarımıza ve e-postalarımıza cevap vermiyor.
602 responding. Happen to be right outside. Put me on it.
602 cevaplıyor, tam önündeyim, göreve beni atayın.
Here 745, Roger show is responding.
Burası 745, ben Roger, cevap veriyorum.
Responding.
Dinlemedeyiz.
- Alpha 1-4 responding.
- Alfa 1-4 dinlemede.
Responding.
Dinliyoruz.
Are these experiences "spiritual experiences" or otherwise are they created by physiological processes or is the brain itself responding to something that's going on?
Bunlar spiritüel deneyim mi yoksa fizyolojik süreçle mi yaratıIıyorlar ya da beyin halihazırda devam etmekte olan birşeye mi tepki veriyor?
- She's not responding.
- Yanıt vermiyor.
The elevator's not responding for some reason.
Kaldıraç bir nedenden dolayı yanıt vermiyor.
Maya is not responding to the treatment!
Maya tedaviye yanıt vermedi..
Look, I'd say Jack's got a better than even chance of responding well to chemotherapy alone.
Bak, diyorum ki Jack'in kemoterapiye karışı cevap verme şansı varsa bile daha fazla olacak.
A passenger went into the restroom half an hour ago, and he's not responding when we knock.
Bir yolcu yarım saat kadar önce tuvalete girdi ama şimdi kapıyı çalınca cevap vermiyor.
1-F-21 responding.
1-f-21 cevap ver.
Still not responding to any radio calls.
Telsizine de hâlâ cevap vermiyor.
Rush isn't responding to his radio, either.
Rush da telsizine cevap vermiyor.
Sir, they're responding to the ransom offer.
Komutanım, fidye teklifimize cevap geldi.
A-43 responding.
A-43, yoldayız.
K-54, show us responding to A-43's location, code two.
K-54, A-43'ün peşinden gidiyoruz, Kod 2.
I'm not responding.
Zeki görünmek için yapmıyorum bunları.
My responding variable is how long it takes for the building to collapse. Right.
Karşılıklı değişken olarakda bunların yıkılma sürelerini aldım.
I tried contacting the agents transporting Gruber, but they're not responding.
Gruber'ı götüren ekiple temas kuramıyorum.
Officers responding.
Memurlar cevap verin.
Well, again, we're responding to an anonymous tip.
Tekrar söylüyorum. İsimsiz bir ihbar aldık.
You decided you didn't want to live together, and that's fine... but you told me the day before I arrived... after barely responding for weeks to any of my calls.
Birlikte yaşamak istemediğine karar verdin, ve bu iyi ama varmamdan bir gün önce söyledin haftalarca aramalarıma zar zor cevap verdikten sonra.
Controls aren't responding.
Yön vericilerde tık yok.
Controls aren't responding.
Yön vericilerde cevap yok.
Unit 72 responding.
Birim 72 cevap veriyor.
She's not responding.
Cevap vermiyor.
She's responding well so far.
Şu ana kadar iyi idare etti.
It's not responding.
Cevap vermiyor.