She knew him перевод на турецкий
423 параллельный перевод
She knew him intimately?
Onu yakından tanıyor muydu?
As if she knew him.
Sanki onu tanıyordu.
She knew him as well as I, she'd think scolding him would do him little good.
O kadın, efendimi yakından tanısaydı, onunla ağız dalaşına girmekten kaçınırdı.
She knew him.
Adamı tanıyordu.
She knew him so we took the drinks and he sat down and we started talking.
Arkadaşım onu tanıyordu, içkileri kabul ettik, o da yanımıza oturdu konuşmaya başladık.
She knew him the longest.
Onu uzun zamandır tanıyordu.
Because Lydia was immune to his werewolf bite, Peter knew that she was the only one that could bring him back from the dead.
Peter onun ısırığa karşı bağışıklığı olduğunu bildiği için bir tek Lydia'nın onu geri getirebileceğini biliyordu.
Before I knew what happened he made me tell him what you said. That she deserved to die.
Ben ne olduğunu anlamadan önce senin, kadının ölmeyi hak ettiğiyle ilgili sözlerini de söyletti bana.
I knew she'd stand him up
Onu ekeceğini biliyordum.
Everything she knew or ever became was because of him.
Kız, bu adam sayesinde çok şey öğrenir ve yaşar.
I knew that she was in love with him.
Onun Shelby'e aşık olduğunu biliyordum.
When it all came out, she made me promise not to say anything... because she knw I knew she'd been out with him.
Her şey açığa çıkınca kimseye bir şey söylememem için benden söz aldı. O da ben de birlikte olduklarını biliyorduk.
He knew because she told him.
Çünkü eşi söylemişti.
She knew her brother was about to commit her, so she came here to discredit him.
Kardeşinin hastaneye yatıracağını biliyordu, güvenilirliğini sarsmak için buraya geldi.
Inspector, my wife simply means that as far as she knew she never saw him before.
Müfettiş bey, karım bildiği kadarıyla adamı daha önce görmediğini anlatmak istedi.
I knew she was no good for him.
- Onun için iyi olmadığını biliyordum.
She never knew him.
Babasını hiç tanımamıştı.
Father knew him and liked him,... but he couldn't stop laughing when Iris told how she said no,... simply because the fellow wanted her to give up her dancing and just be his wife.
Babam onu tanırdı ve severdi ama Iris, adam ondan dansı bırakıp da sadece ona karılık yapmasını isteyince teklifi reddettiğini söylediğinde, babam kendini gülmekten alamadı.
And by then I'm sure he knew she didn't love him.
O sırada, Iris'in onu sevmediğinin farkına vardığından eminim.
She marched Alec to the altar before he knew what struck him.
Daha ne olduğunu anlamadan Alec'i nikahlanmaya razı etti.
# She kissed him and the moon exploded # Like a big balloon # Before they knew it, they were married
Kız öptü oğlanı ve ay patladı güm diye d d Koca bir balon gibi d d Bunu bilmeden önce, zaten evlenmişlerdi d d Ve balayındalar d
I knew when he came home with a pair of green socks she'd knitted for him.
Eve onun işlediği bir yeşil çorapla geldiğinde bunu anlamıştım.
He knew that despite her lovers... her gestures... her frantic goings and comings... she'd end by giving in to him
Âşıklarına olan nefretini, jestlerini, hummalı geliş gidişlerini biliyordu.
She even knew it was him who double-crossed her father.
O biliyordu. Babası yaşındaki bir adamla neden beraber olsun?
As she leaned over her dead husband to give him a final kiss, in a sudden flash, she knew.
Müteveffa eşine uzanıp son bir öpücük verirken bir anda hatırlayıvermiş.
I wrote to him out in the East told him your mama wasn't a good wife and she never knew why he turned so cold on her.
Babana mektup yazdım Anne'nin iyi bir eş olmadığını ve ona neden bu kadar soğuk davrandığını hiç anlamadığını söyledim.
Seeing him like that, whom she knew so well,
René'yi çok iyi bilen biri olarak, onu bu halde görünce,
She took me to the Frigidaire store where the man was advertising'. This record was goin''round, and Mama told him I knew how to sing.
Beni buzdolabı mağazasına götürdü ve erkekler reklamı yapıyordu ve plak dönüp duruyordu ve annem adama şarkı söylemeyi bildiğimi söyledi.
She knew how I felt about Tiberius and she wanted us to marry, but Agrippa had the same idea, and Augustus needed him more than he needed her son, so she had to wait.
Tiberius'a olan duygularımı biliyordu, bizi evlendirmek istedi ama Agrippa'nın hedefi de aynıydı, Augustus oğlundan çok Agrippa'ya ihtiyaç duyuyordu, o yüzden Livia beklemek zorunda kaldı.
In his bad grammar Latin, he told me that even he knew nothing about this lovely and mysterious lady. She had turned to him, asking for protection as if she feared something or someone.
Bozuk Latincesiyle bu gizemli kadını onun d fazla tanımadığını kendisine birinden veya bir şeyden korunmak için geldiğini söyledi.
She knew absolutely nothing about him, so I had him checked out.
Onu tanımıyordu. Hakkında araştırma yaptırdım.
I knew she couldn't just drop him like that.
Onu öylece bırakamayacağını biliyordum zaten.
He never knew that she's a cripple because of him.
Adam, onun kendisi yüzünden topal kaldığını hiç bilmemiş.
I'm sure if Irene knew how strongly the Coach still felt, she'd make an effort to talk to him and straighten him out.
Eğer Irene, Koç'un kendisini ne kadar sevdiğini bilse onunla konuşup onu ikna etmek için uğraşırdı.
He knew it was just a matter of time before she gave him up.
Onu gammazlamasının an meselesi olduğunu biliyordu.
He knew she had to be stopped, Or she would leave him forever. So he tied a cow bell to her ankle,
Kadının durdurulması gerektiğini, yoksa onu sonsuza dek, terk edeceğini biliyordu.
Why she suddenly forgave him, nobody knew.
Onu aniden neden affettiğini kimse bilmiyordu.
- She knew about him?
- Onu tanıyor muydu?
I remember once, she said that she knew he was using her, but she said she was using him, too.
Bir keresinde, kocasının onu kullandığını bildiğini... ama kendisinin de... onu kullandığını söylemişti.
The woman believed him because she knew him.
Kadın ona inandı çünkü onu tanıyordu.
" He knew almost nothing about her, and she didn't know much more about him.
" Hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordu, ve kız da onun hakkında pek bir şey bilmiyordu.
When I knew that savage fiend was dead and she was free of him I reckon I done the best nights work of my life.
Zalim adamın öldüğünü görünce kadının ondan kurtulduğunu ve hayatımın en hayırlı işini o gece yaptığımı sandım.
She finally knew that, like him, she must find her destiny on her own.
Farkına vardı ki, onun gibi, kendi kaderini kendisi çizmeliydi.
She was stuck on him. He was called "Golden Tonsils". I knew all his tunes.
Ona vurgundu. "Altın Ses" derlerdi, bütün şarkılarını bilirim.
My bet is she told him whatever dirt she knew about Mike and Bobby and who knows what else.
Bahse girerim kız Mike ve Bobby hakkında bildiği tüm pislikleri ona anlatmıştır.
- She said Sam knew who killed him.
Sam kendisini öldüreni biliyormuş.
Now, they meet and they don't connect, only she noticed him, he could feel it, and he noticed her and they both knew it was gonna happen.
Tanışıyorlar ama bağlanmıyorlar, kız onu fark ediyor, adam onu hissedip fark ediyor ve ikisi de bir şeyler olacağını biliyorlar.
Well, I knew him as well as she did.
Onun tanıdığı kadar, tanırım onu.
Even though my father had come to propose... to my mother's old sister, Rosa, my mother knew she was in love with him.
Babam, annemin ablası Rosa'yı istemeye gelmiş olmasına rağmen, annem o an ona aşık olduğunu anlamış.
Stallone was dead but I knew he'd return... at least to pick his mother up because she always asked him to.
Stallone ölmüştü fakat hiç olmazsa bir kez... Annesi kucağına almak için döneceğini biliyordum. Çünkü Annesi bunu hep isterdi.
If she knew, she wouldn't be so worried about him.
Eğer bilseydi, onun için bu kadar endişelenmezdi.
she knew 114
she knew that 17
she knew it 21
knew him 21
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
she knew that 17
she knew it 21
knew him 21
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60