Shushing перевод на турецкий
115 параллельный перевод
- ( SHUSHING )
- Nasıl yaptı bunu? - Ne fark eder?
They were forever shushing one another.
Sürekli olarak birbirlerine sus pus işareti yapıyorlardı.
( SHUSHING )
( SUSTURUYOR )
[shushing] I DON'T WANNA GO UP THERE, PLEASE.
Oraya gitmek istemiyorum, lütfen!
[shushing] THERE ISN'T ANY FACE.
Orada yüz yok.
[shushing] PLEASE LET HER DO IT.
Seni öldürmeye çalışıyor.
In fact, I think I see my shushing hunk skiing down the mountain right now.
Hatta yanılmıyorsam yakışıklım şu an dağdan hızla kayıyor.
( SHUSHING ) Oh, don't. Do be quiet.
Hey, sessiz ol.
He's always shushing me.
Lafı ağzıma tıkar.
[SHUSHING] Darling.
- Güven bana.
There's a lot of shushing in movie theatres.
Sinemada yüzlerce şşş filmi var.
People are always shushing.
İnsanlar sürekli olarak şşş diyor.
Everyone around them is shushing them.
Etraftaki herkes onlara şşş diyor.
What are you shushing me for?
Merhaba, sevgilim. İş mi? !
What's wrong? - ( SHUSHING )
Sorun ne?
Why are they always shushing?
Neden hep'şşş'lerler?
I'll do the shushing around here, young man!
Şiştlemeyi ben yaparım burada, genç adam!
Shushing is the job of the librarian and not some snotty little kid with hair that looks like the rear end of a porcupine.
Şiştleme kütüphanecinin işidir kirpi gibi saçları olan küçük bir çocuğun değil.
People started shushing us.
Etrafımızdakilerde "Susun artık" demeye başladı.
- We're shushing because we're trying to hear something.
- Şşş yapıyoruz çünkü bir şey duymaya çalışıyoruz.
Hey, I got a real thing about shushing.
Hey, "ŞŞ" konusunda gerçekten sorunum var.
- I wanna say the deep thoughts... without you shushing me...
- Derindeki düşüncelerimi söylemek istiyorum.
Do it now. [Shushing] You're trembling.
- Titriyorsun.
Hey, do you think he- - [shushing]
Hey, sizce de...
You know, if you bounce a little, and make a shushing sound, it usually helps.
Biraz, sıçrama ve bir shushing ses yaparsanız Biliyor musun, genellikle yardımcı olur.
Well, the shushing sound supposedly reminds them of the womb.
Peki, shushing ses sözde rahim hatırlatır.
Don't you be shushing me when I'm talking!
Ben konuşurken susturma!
- Why are you shushing me?
Neden sus diyorsun?
( SHUSHING )
Her şey yolunda.
Why you ain't shushing the old man?
Moruğu sustursana.
What about the five planes? Someone pass that back. [SHUSHING] Just a second.
Arkadakilere söyleyin.
I hate shushing, you know?
Biliyormusun?
That is one big table, I'm gonna tell you that right now. [SHUSHING]
Büyük masa diye işte buna derim Sana şunu söylemeliyim ki...
You can't... ( SHUSHING )
Yapamazsın...
( SHUSHING )
Kızımın ihtiyacı vardı.
You have to stop shushing me.
Beni susturmaktan vazgeçmelisin.
- Ssssh! - Who are you shushing?
Sen kimi susturuyorsun?
Then I heard her shushing him, and... then her voice got all echoey, like, she went into the bathroom to finish the conversation.
Sonra onu susturduğunu duydum..... ve sonra sesi ekolu gelmeye başladı sanki konuşmayı bitirmek için tuvalete gitmiş gibi.
I was shushing her. I was just trying to calm her down.
Onu susturmaya, sakinleştirmeye çalışıyordum.
- They're shushing us constantly.
- Bizi sürekli uyarıyorlar.
You know, shushing won't do any good, sweetheart.
Susturmanın sana bir yararı dokunmaz, tatlım.
( SHUSHING ) What is it?
Ne oldu?
There's no sound.Why are you shushing me?
Ses yok ki! Neden susturuyorsun beni?
( SHUSHING )
- Ev gibi.
I don't understand the shushing.
Bu'şşş'lama olayını anlamıyorum.
( SHUSHING )
Durmuyoruz- -
[Shushing] Guys, don't worry about it.
Beyler, bu konuda endişelenmenize gerek yok.
Why're you shushing me?
Neden beni susturuyorsun?
No, I wasn't shushing you.
Hayır, sana sus demiyordum.
- You dead son of a - - ( shushing )
Seni geberik orospu ço- -
( SHUSHING ) What are you doing going through my purse?
Neden çantamı karıştırıyorsun?