Status перевод на турецкий
5,520 параллельный перевод
What's our engine status?
Makinelerin durumu ne?
This perp has been elevated to serial-killer status.
Duruma göre, bir sapık seri katil statüsüne yükselmiş oldu.
I did notice that your status popped up to single.
Durumunun yeniden bekâr göründüğünü fark etmiştim.
What's your status?
Durumunuz nedir?
We're offering you permanent status.
Size kalıcı olanını öneriyoruz.
I'm confident that they will grant me permanent status.
Bana kalıcı izin vereceklerine eminim.
Chief Engineer, give me a status!
Başçarkçı, durum nedir?
Cruz, what's your status?
Cruz, durumunuz nedir?
I need a status update.
Durum bilgisi istiyorum.
What is your status?
Durumunuz nedir?
Perhaps you wish to return to this status?
Belki de bu konuma dönmek istiyorsundur.
You've turned out to be like those who with status turn arrogant
Demek sen de şu zengin züppeler gibi oldun ha?
Are you so shallow that you're afraid your social status will be diminished by a big brother who doesn't
Perşembe akşamı dışarı çıkmayan abinin sosyal statünü azaltacağından korkacak kadar sığ mısın?
- So as vice-principal, you were unaware of the financial status of the school?
- Yani müdür yardımcısı olarak okulun finansal durumundan bir haberdiniz?
Is that why your guardian asked the psychologist Dr. Joseph Bowman to perform an evaluation of your mental status?
Bu yüzden mi velin, Psikolog Doktor Joseph Bowman'dan zihinsel durumunla ilgili bir değerlendirme yapmasını istedi?
Your organs and tissues will be reverted to stem cell status, one by one, and then re-differentiated into healthy human organs, purged of the bonded retroviral fragments that dictate upir-ism.
Organların ve dokuların kök hücre durumlarına geri dönecek. Teker teker. Sonrasında tekrardan sağlıklı insan organlarına dönüşecekler.
Status report.
Durum raporu.
And you can say goodbye to your trustee status... And say hello to a triple-murder charge.
Ve mütevelli statüne veda edip üçlü cinayet suçlamasına merhaba diyebilirsin.
No, I said companies that apply for and receive 501 not-for-profit organisation status under the Internal Revenue Code were exempt from taxes.
Hayır, Milli Gelirler Yasası altında 501 kar amacı gütmeyen organizasyon statüsü için başvurup onu alan şirketler muaf oluyor dedim.
And the right packaging is what will allow us to get our tax-exempt status so we can get through this audit in one piece.
Ve doğru ambalaj, bizim vergiden muaf olmamızı sağlayacak böylece denetimden hasarsız biçimde çıkabileceğiz.
The status of the President is not yet known, but we are hearing reports that the attack occurred on the same floor as the President's operating room and that biochemical agents may be involved.
Başkanın durumu henüz bilinmiyor,... ama alınan bilgilere göre saldırının yapıldığı kat,... Başkanın ameliyathanesinin olduğu kat,... ve biyokimsayal etkenler karışmış olabilir.
Family chaos is my status quo.
Aile kaosuna alışkınım ben. Patatesleri uzatır mısın?
Your brother's criminal record and your mother's immigration status.
Abinin sabıka kaydı ve annenin göçmenlik durumu.
You will be let through and at the end of it your mother's immigration status will be fixed.
Bu işi layıkıyla bitirdiğinde annenin göçmenlik durumuyla ilgili bir sorun kalmayacak.
He's made an art of combing through cyberspace finding the status updates financial records and location blips that virtually everyone leaves behind in the modern age.
Siber uzay aracılığıyla bir tarama sanatı yarattı modern çağda herkesin sanal olarak geride bıraktığı durum güncellemelerini, finansal kayıtları ve lokasyon görüntülerini buluyor.
I want you to notify me of any changes of their status or position.
Durum veya pozisyonlarındaki herhangi bir değişiklikten beni haberdar etmeni istiyorum.
I need a status update.
Durum güncellemesine ihtiyacım var.
I'm not at liberty to comment on your status but your father has prepared a glowing press release honoring your services to the unfortunate in the zone. even one as misguided as you.
Bayan Jacobs, durumunuza yorum yapma özgürlüğüm yok ama babanız bölgedeki talihsiz hizmetlerinizin onuruna göz kamaştırıcı bir basın konuşması hazırladı. Hammond, senden hiç hoşlanmadım, ama akran bir polisin batışını görmekten nefret ediyorum, senin kadar yanlış yönlendirilmiş birisi olsa bile.
But while I came here for status, that's not why I stayed.
Buraya statü için gelmiş olabilirim ama kalma sebebim bu değil.
That's why I wanted to see for myself the financial status of the candidates before choosing the prey.
Bu yüzden avı seçmeden önce adayların maddi durumlarını kendi gözlerimle görmek istedim.
What's the status?
Durum nedir?
I say again, D.C.A., what is the status?
Tekrar ediyorum. Hasar Kontrol, durum nedir?
What's the status on the U.A.V.?
Hava aracının durumu nedir?
Rescue seven, status?
7. Kurtarma Ekibi, durumunuz nedir?
Okay, let's see how Herrmann's plan of the status quo's gotten us.
Bakalım Herrmann'ın yenilikçi planı bizi nasıl etkiliyormuş.
Severide, status, now!
- Severide, durum bildir!
Status.
Durum bildir!
Anibal has always been a person who likes the status quo.
Anibal her zaman içinde bulunduğu durumdan memnun olan biri oldu.
An early-Renaissance status symbol, really.
Gerçek bir erken Rönesans statü sembolüydü.
I'm not sure they ever made it to boyfriend status, but, yeah, that's who Mandy's talking about.
- O kadar ilerlediler mi bilmiyorum ama Mandy'nin bahsettiği kişi o.
He's on Naloxone for his altered mental status and benzodiazepine to control his seizures.
Zihinsel durum degisikliginden dolayi Naloxone ve nobetleri yuzunden benzodiazepin verdik.
We're married. Our professional status has flipped, like, five times.
Evliyiz, mesleki ünvanlarımız beşer kere falan değişti.
And this party will determine his social status for the next hundred years!
Kız birinci sınıflara hükmediyor resmen. Ve bu parti, çocuğun, önümüzdeki 100 yıldaki sosyal statüsünü kurtaracak.
MYSTHIC STATUS AMONG HATE GROUPS AND POLITICAL EXTREMIST AROUND THE WORLD.
VE MARJİNAL TOPLULUKLARIN MİSTİK BİR KAHRAMANINA DÖNÜŞTÜ.
What's the status, sir?
Durum nedir, efendim?
Now, he wants to fly her over, but since she's not immediate family, she's been declined refugee status.
Oraya gitmek istiyor. Ama birinci dereceden aile bireyi olmadığından mülteci statüsü reddedilmiş.
I'm filling out this application, and there's this line here, and they want my marital status and my husband's name.
Şu formu doldururken bir satırla karşılaştım medeni durumumu ve kocamın ismini istiyorlar.
With the traditional male-female dynamic changing in society, your reluctance to commingle your finances implies that it touches on issues of manhood and your status in the relationship.
Toplumdaki geleneksel kadın-erkek dinamiklerinin değişimi düzleminde incelendiğinde finansal bağlamda eşinle bir araya gelmekteki tereddütün, durumu erkekliğine ve ilişkideki konumuna dair algılarına bir tehdit olarak algıladığını düşündürüyor.
We know about your expired visa and your illegal status.
Vize sürenin dolduğunu ve kaçak statüsünde olduğunu biliyoruz.
Status report?
Durum raporu nedir?
- What's our status?
- Durum nedir?