Ten bucks перевод на турецкий
563 параллельный перевод
Ten bucks for the loan of my cat, 225 if anything happened to it.
Kedimi kiralamak için 10 dolar. Eğer bir şey olursa da 225 dolar.
- Give her ten bucks.
- Bir onluk ver.
A new suit and ten bucks.
Yeni bir takım ve 10 dolar.
Not bad, that's ten bucks.
Fena değil, on dolar eder.
I owe you ten bucks already, don't I?
Zaten senden bir yüzlük borç almıştım, değil mi?
- Sally, give me ten bucks.
- Sally, bana 10 dolar ver.
Ten bucks!
On dolar!
Yeah, ten bucks.
Evet, on dolar.
Ten bucks just to look at my wife?
Eşime baktım diye 10 papel mi?
Nothing will bring a cop like a busted taillight, and they'll soak you ten bucks for it too.
Patlak stop lâmbası polisleri gıcık eder. On papelinizi kesmeden de bırakmazlar.
Ten bucks. Is that right, Mike?
10 dolardı değil mi, Mike?
That'll be ten bucks.
On papelinizi alayım.
I bet you ten bucks the steps of that train don't stop no more than... _... one foot from that line.
On kağıdına bahse girerim ki tren durduğunda basamaklar bu çizgiyi... -... 30 santimden fazla geçmeyecek.
I need one more to make it ten bucks.
On dolar olması için bir bahis daha gerek.
- Two a night, ten bucks a week.
- Gecesi iki, haftalığı on papel.
Ten bucks each, winner takes all.
Herkesten 10 papel, kazanan hepsini alır.
The fiancée of any guy with ten bucks in his pocket who doesn't mind risking a dose of several diseases for 15 minutes of phoney moans on a dirty mattress!
10 doları olan ve kirli bir yatakta 1 5 dakikalık sahte inleme ve hastalık tehlikesini göze alan herkesin nişanlısı!
You're on. Ten bucks.
Yazdım.10 dolar.
Lend me ten bucks, huh?
Bana on kağıt borç versene.
That son of a bitch just left me ten bucks short.
Bu namussuz yüzünden on kağıt eksik kaldı.
Ten minutes, ten bucks.
- On dakika, on dolar. - On dolar mı?
Ten bucks? How about eight bucks?
Sekiz dolara ne dersin?
The room'll cost you ten bucks.
Bu oda sana on kağıda patlayacak.
I got these photos at a Hollywood memorabilia shop for ten bucks.
Bu resimleri Hollywood harırası satan dükkanlarda 10 dolara satın aldım.
- Ten bucks he says the guys at work.
- On koyarım arkadaşlarım der.
- Ten bucks, wife and kids.
- On da benden, karım der.
I got about ten bucks.
Ben de yaklaşık on dolar var.
Only ten bucks each.
Her biri sadece on dolar.
You know, Ann... they could have you killed for ten bucks
Biliyorsun Ann.. ... 10 dolar karşılığında seni de öldürebilirdi.
- I've got ten bucks.
- Bende on kagit var.
Ten bucks on the half-breed, right here.
Meleze on dolar koyuyorum.
I can't lose, so I bet ten bucks.
Kaybetmem imkansız. Hemen 10 dolar yatırdım.
Just gimme your name and address and ten bucks.
Bana adınızı, adresinizi ve 10 dolar verin.
OK, bird-brain, it's gonna cost you ten bucks.
Tamam, kuş beyinli bu sana 10 dolara patlayacak.
- And he'll do it for ten bucks.
- ve bunu da on papele yapacak.
- Ten bucks?
- On papel mi?
- Ten bucks all the way.
- On papelin hakkını verdi.
Ten bucks.
On papel veririm!
You are gonna give me ten bucks if I cannot do it?
Eğer yapamazsam bana on papel vereceksin?
You just got stuck with ten bucks.
Salaklığın yüzünden on dolar kazandın.
- Ten bucks.
- On papel.
Sure - we got ten bucks between us.
Tabii.
I won 100 bucks from Sackett.
Sackett'ten 100 papel kazandım.
All we gotta do is raise ten or fifteen bucks for equipment.
Tek yapmamız gereken ekipman için 10 ya da 15 dolar bulmak.
In the whole world, nobody but Nathan Detroit could blow 1,000 bucks on polka dots.
Dünyada Nathan Detroit'ten başka kimse şu 1000 doları kaçırmazdı.
Chief, I had 60 bucks stashed away and Sally put five up, and she kicked in ten before she checked out... you know, for the laundry.
Şef, bende 60 dolar var, Sally de 5 dolar verdi. Gitmeden önce o da 10 dolar vermişti. Çamaşırlar için.
Ten bucks.
Önce parayı bastır.
Because I figure Al's worth about ten thousand bucks.
- Çünkü Al'a on bin dolar fiyat... -... biçilmiş.
Ten bucks.
On dolar.
I get two bucks an hour, plus ten per cent of that goes to a bail fund.
Saatine iki dolar alıyorum, bir de fona giden paranın yüzde 10'unu.
Five bucks says he does, ten says it's a doozy.
Beş papel vardır, on papel şaşırtıcı bir şeydir.
bucks 2101
bucks an hour 52
bucks each 23
bucks for it 18
bucks a pop 43
bucks a month 32
bucks a day 18
bucks a week 35
bucks an hour 52
bucks each 23
bucks for it 18
bucks a pop 43
bucks a month 32
bucks a day 18
bucks a week 35