Term plan перевод на турецкий
81 параллельный перевод
But we've made a long-term plan.
Ama uzun vadeli bir plan yaptık.
Is that your long. Term plan?
Uzun vadedeki planın bu mu?
You said you had a long-term plan to get close to him.
Ona yaklaşmak için uzun vadeli bir planın olduğunu söylemiştin.
This has always been part of our long - term plan.
Bu her zaman uzun dönem planımızın bir parçası olmuştur.
is this your long-term plan, for me to run interference?
Bu uzun dönemli bir plan mı, benim engellemeye çalışma olayım?
Got any short-term plan?
Kısa vadeli bir planın var mı?
Every time we turn around, they're in trouble, about to get into it, or laying out a long-term plan to create it.
Ama her zaman ya belaya bulaşıyorlar ya da bela onlara bulaşıyor veya toplu bela planı kuruyorlar.
I just want to know what the long-term plan is.
Sadece uzun vadede planımızın ne olduğunu bilmek istiyorum.
We don't have a long-term plan for the button, but we keep pushing it, don't we?
... düğme içinde uzun vadede bir planımız yok ama basmaya devam ediyoruz, değil mi?
We're gonna have to talk tomorrow about a long-term plan, after you get a good night's sleep.
Uzun vadede ne yapacağımızı yarın konuşuruz artık. Hele sen güzel bir uyku çek.
There is no realistic long-term plan for you and this child.
Bu, ikiniz için, gerçekçi uzun vadeli bir plan değil.
Go back to him with a package- - a combination of financial relief in the short run and a long-term plan of some sort, a position in one of the companies.
Ona gidip bir teklif sun. Kısa vadede finansal bir güvence ve uzun vadede şirketlerin birinde bir iş teklifi götür.
I actually haven't spoken to her yet, but I have a long-term plan to marry her, And I wanted the company to be aware of my intentions.
Aslında daha onunla hiç konuşmadım, ama onunla evlenmek için uzun vadeli bir planım var ve şirketin benim niyetimden haberdar olmasını istedim.
Look, justin, there's nothing wrong with not having that, you know, long-term plan per se- - but playing "super mario bros."
Bak Justin, uzun vadede planlarının olmaması yanlış, birşey değil- - ama "süper mario" oynamak öyle.
Father, plundering the Plains every year is not a long term plan
Baba, her yıl ovaları yağmalıyoruz. Fakat uzun vadede bir çözüm olmuyor.
Well, I'd considered it as a part of a long-term plan, but how did you know...
Evet, uzun vadeli planımın bir parçası olarak düşünüyorum.
Something you yourself should consider when making long-term plans.
Uzun zamanlı plan yapmadan önce bunu düşünmelisiniz.
Based on the precision of the work, I can conclude that whoever did this had a long-term plan for the organ.
YapıIan işin hassaslığına dayanarak, bunu kim yaptıysa organla uzun vadeli bir planı olduğu sonucuna varabilirim.
It's a long-term plan.
- Uzun soluklu bir plan.
Long-term plan is to irrigate thousands of acres of desert.
Uzun vadeli plan binlerce dönümlük kıraç toprakları sulamak.
It's--it is very romantic and appealing, but this other developer has a really solid long-term plan, and I gotta be smart here, guys.
Bu çok romantik ve çekici ama diğer yatırımcının uzun vadeli çok sağlam bir planı var ve benim burada zeki davranmam gerekiyor çocuklar.
Keeping the treasure here was never part of the long-term plan.
Hazineyi burada tutmak asla uzun soluklu planın bir parçası olmadı.
So "run" is sort of a short-term plan, then?
Kaçmak kısa süreli bir plan, ya sonra?
That's a long-term plan.
Bu uzun dönemli bir plan.
- No, Steve, seriously. What's your long-term plan?
- Ciddiyim Steve uzun vadede planın nedir?
Taking a long-term plan off ice.
Uzun soluklu bir planın buzunu çözüyorum.
It is a relative few in light of our long-term plan.
Uzun vadeli planımız açısından oldukça az bir sayı.
But if that fails, you'll have to serve the rest of your term.
Ama plan işe yaramazsa, cezanın geri kalanını çekmek zorundasın.
We worked together on PRONASUR, the National South Project, a long-term transformation plan.
PRONASUR, Ulusal Güney Projesi'nde uzun dönem dönüşüm planında birlikte çalıştık.
He comes up and buys whole life, term, fire, auto, dental, health with the optional death and dismemberment plan.
Tüm sigortaları aldı, hayat, hırsızlık, yangın, araba, diş, sağlık ölüm ve nakil seçenekleri de dahil.
I don't plan on forming a long-term relationship with it.
Uzun süre elimde tutmayacaktım zaten.
Where did you find the term "lesson plan"?
"Ders planı" terimini nerden buldun?
I do, but I'm planning for the long term, bigger stake, remember?
İstiyorum, ama uzun süreli bir planım var, yüksek bahis, hatırladın mı?
Maybe our plan is a little more long-term, but at least we have one.
Belki planımız uzun vadeli ama en azından bir planımız var.
I plan to at the end of school term.
Okul döneminin sonunda katılmayı planlıyorum.
I mean, to come up at this fucking juncture with the idea of creating an emporium for the fucking Chinks takes brass fucking balls, and a long-term vision for the future.
Böyle bir zamanda kahrolası Çinliler için... bir meyhane açmayı düşünmek, hem büyük cesaret... hem de uzun vadeli plan yapabilme yeteneği gerektirir.
Maybe some sort of long-term infiltration.
Belki uzun süreli bir planın parçasıdır.
We have a long-term payment plan that might be your best option.
Sizin için uygun olabilecek uzun vadeli bir ödeme planımız var.
Here in New Orleans, at the Audubon Zoo, we have a pair of the Amur leopards and our long-term strategy with them is to work with what we call the Species Survival Plan.
Burada New Orleans'ta, Audubon Hayvanat Bahçesi'nde, bir çift Amur leoparımız var ve onlarla uzun vadeli stratejimiz Tür Yaşatma Planı dediğimiz planla çalışmak.
What I'm describing now, is a plan of hope for the long term the march of freedom and democracy will leave Marxism, Lenninism, on the ashes heap of history as is has left other tiranies which stifle the freedom and?
Şimdi tarif ediyorum ki, uzun vadede özgürlük ve demokrasi yürüşü için umut planı... Marksizm ve Leninizm'i tarihin üzerine bir kül gibi serpecek. Tıpkı diğer zulüm edenlerin... özgürlüğü ve demokrasiyi kısıtladığı gibi kısıtlayacak.
How How do you even begin to prepare for this, let alone, uh, long-term, plan for the continuation of this?
İnsan buna nasıl hazırlanabilir? Uzun dönemli bile düşünme. Buna nasıl hazırlanır ki?
Suppose this Chinese baby plan works And you get the kid, what's the long term finance structure?
Diyelim ki bu iş oldu ve çocuğu aldın, uzun vadeli mali planların ne?
So I met with their CFO and presented a formula for restructuring some of their long-term debt.
Ben de şirketin başkanına gidip onlara finansman sağlayabilecek uzun dönem bir yapılanma planı sundum.
What I'm describing now, is a plan and a hope for the long term, the march of freedom and democracy which will leave Marxism-Leninism on the ash heap of history as it has left other tyrannies which stifle the freedom and muzzle the self expression of the people.
Şimdi tarif ediyorum ki, uzun vadede özgürlük ve demokrasi yürüşü için umut planı... Marksizm ve Leninizm'i tarihin üzerine bir kül gibi serpecek. Tıpkı diğer zulüm edenlerin... özgürlüğü ve demokrasiyi kısıtladığı gibi kısıtlayacak.
This is short-term thinking.
- Üstünkörü bir plan yapmışsın.
Your life goes through stages, and I don't think any of us when we started punk rock, uh, looked at punk rock as a career decision... with a long-term, uh, career path and a pension plan.
Hayatınız belirli evrelerden geçer Punk rock'a ilk başladığımız zamanlarda hiçbirimiz bunu kariyer olarak görmemiştir. Emeklilik hayaliyle ve uzun süreli iş planı olarak bakmamıştır.
Are you okay in the short term?
Kısa vade için bir planın var mı?
This is not a good long-term strategy.
Bu iyi bir uzun vadeli plan değil.
She definitely could use some long-term therapy.
Uzun vadeli bir tedavi planı iyi olacaktır. - Güzel.
So I'm afraid in the long-term, your plan falls a little short.
Yani maalesef uzun vadede planınız biraz yetersiz kalıyor.
Brittany S. Pierce, in her last term, accomplished absolutely nothing, except plan a dinosaur-themed prom and ban the use of hair gel.
Brittany S. Pierce bir önceki döneminde dinozor temalı bir balo düzenlemek ve saç jölesini yasaklamak dışında hiçbir şey yapmamıştır.
plankton 46
plan b 156
planets 40
planchet 21
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
plans change 33
term relationship 55
term goals 16
plan b 156
planets 40
planchet 21
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
plans change 33
term relationship 55
term goals 16