Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / There are three

There are three перевод на турецкий

1,637 параллельный перевод
There are three people who can reveal everything to Azur.
Azur'a yol gösterebilecek üç kişi var.
- No, there are three of us.
- Hayır sadece üçümüz.
Her grandmother said there are three of them but they are called one name : Tartutic.
Büyükannesinin anlattığına göre bunlar 3 taneymiş ama tek adları varmış, o da Üçmaymuncuk.
There are three moments I will remember until the day I die.
Ölene kadar unutamayacağım üç anım var.
There are three of us.
- Üç kişiyiz.
There are three of us
Üçümüz için.
There are three with salami, three with omelette...
üçer tane omlet ve salam da var.
There are three boxes of shrimp in the walk-in, people. So push it, push it, push it.
İçerde daha 3 kutu karides var, o yüzden iyice yiyin.
Now there are three more men.
"Bir de, üç adam daha çıktı."
There are three number 33 buses... running simultaneously on a 12-mile route.
12 millik yol üzerinde eş zamanlı çalışan 3 tane 33 numaralı otobüs var.
Mi madre always said there are three kinds of people in this world :
Mi madr'e üç çeşit insan var derdi.
And there are three factors that are causing this collision, and the first is population.
Ve bu çarpışmaya sebep olan üç faktör var. Birincisi nüfus!
There are three misconceptions in particular that bedevil our thinking.
Kafamızı karıştıran, başlıca üç tane yanlış anlama vardır.
There are three important, brilliant and complicated reasons why you should listen to me.
Beni dinlemeniz gerektiği konusunda üç tane önemli, zekice ve karmaşık sebep var.
And the showers- - there are three of them.
Biz de dizginleri ona verdik.
There are three rooms in this house.
Evin üç odası var.
There are three of you here. None of you had the sense to stop him. - To pick up a phoneand call me.
Üçünüz ona engel olmadığınız gibi beni aramayı da akıl etmediniz.
There are three loaves.--So?
Üçlü kutu. Yani?
Well, now there are three.
Pekâlâ, şimdi üç kişi kaldı.
There are three cameras in total, one on the door, two on the balcony, each doing a 180 degree rotation.
Toplamda üç kamera var. Kapıda bir tane balkonda iki tane var. Her biri 180 derece açıyla çalışıyor.
So far there are three other early signs of cancer cells.
Şimdiye kadar kanser hücrelerinin işaretlerinin oldugu üç kiş daha var.
Hey, look, there are three potential west virginia donors we could be talking about.
Hey, bakın, West Virginia da bahsettigimiz 3 potansiyel donör var.
There are three people in this room, honey, and you're playing, too.
Bu odada 3 kişi var, tatlım. Ve sen ikisiyle oynuyorsun.
So, everything and nothing cubed could be zero, or maybe he wants us to think there are three zeros, plus the number seven.
Yani'her şey ve hiçbir şey'in küpü sıfır edebilir ya da üç tane sıfır ve yedi rakamı olduğunu düşünmemizi istiyordur.
There are three barrels of the mixture and the Sheriff has confiscated them.
- Üç fıçı, ve Şerif hepsine el koydu.
Shivani, there are three girls behind you.
Shivani, Arkanda üç kız oturuyor.
There are three laundry services in Granville.
Granville. Granville'de 3 tane temizlik şirketi var.
Okay, for any of this to make sense, you got to understand, there are three parts to this story.
Daha iyi anlamanız için hikayeyi 3'e ayıralım.
Your Majesty. There are three female warriors here to see you, they're from the island of Kyoshi.
Üç tane kadın savaşçı sizi görmek için buraya gelmiş, majesteleri.
In each pack, there are three different flavours.
Her pakette ayrı tatta ürünümüz var.
There are three more out there.
- Dışarıda üç tane daha var.
There are three other girls who play the saxophone.
Saksafon çalan üç kız daha vardı.
Every year, there are enough children born in prison to fill 250 Little League teams and enough people are raped in prison to fill a stadium more than three times.
Hapishanelerde her yıl, 250 Minikler Ligi takımını dolduracak kadar bebek doğuyor. TRASK EYALET CEZAEVİ BULDOKLARI Hapiste tecavüze uğrayan insan sayısı üç stadyum doldurur.
The first of the suite's two bathrooms. There are also three toilets.
Suitteki 2 banyodan biri, İtalyan tasarımı. 3 tane de tuvalet mevcut.
There are three possible answers.
3 olası cevap var.
Three is simpler. Well, there are five. There are five.
- Yüksek oynayanların beş seviyesi var.
There are three of us.
Çantalar-
I need to remember that there are three people with waves theta risen in this building?
Bu binada, teta dalgaları hızlanmış üç kişi olduğunu hatırlatırım sana.
There are only three books, honey, you have them all.
Bizde onların hepsi var.
There are only three tables.
Sadece üç masamız var zaten.
I spoke to one of the guys there, he said three containers of alcohol are being sold on.
Oradan bir adamla konuştuğuma göre üç konteynır içki varmış.
From what little dental work there is, I'd say these three are from mainland China.
Dişlerinin yapılış şekline göre, şu üçünün Çin'den olduğunu söyleyebilirim.
Why are there three?
Niçin üç tane var?
There are three main functions of the dam.
Barajın üç ana işlevi var.
Now, there are five stages of grief, and I think you've already leapfrog over at least the first three of them.
Acını beş evresi vardır. Bence sen en az ilk üçünü atlattın.
There's a lot of pictures of the three of them together but the only two-shots are of Frank and Charlotte. Except for this one.
Üçünün birlikte pek çok fotoğrafı var ama Bunun dışında Frank ve Charlotte'un olduğu sadece iki resim var.
But if there are two or three of them!
İkisi üçü bir arada olsun da bak.
I don't know how the three of us are gonna fit in that truck with everything I've piled in there, so I'll sit in the middle, give you more leg-room.
Tıkıştırdığım onca şeyle üçümüz nasıl sığacağız bilemiyorum onun için... size daha fazla bacak alanı bırakmak için, ben ortada oturacağım.
Three, there are way better guys she could have in her life, and forth, are you ready for this?
Üç, onun hayatına daha iyi erkekler çıkacaktır... ve dört, sen buna hazır mısın?
Now there are only three minutes until she reaches the police headquarters.
NPA'ya üç dakikadan az kaldı.
No, it's just that there are only three sun-dried tomatoes.
Hayır, sandviçimde sadece üç tane kurutulmuş domates var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]