Throw them out перевод на турецкий
379 параллельный перевод
I sleep late. I may have to throw them out.
Ben oldukça geç kalkarım.
Throw them out!
Atın şunları!
If they were real pearls, I'd throw them out the window.
Gerçek olsalardı, zaten onları camdan aşağı atardım.
- Mother Superior said... that if you didn't want them, we'd have to throw them out.
- Başrahibe... eğer onları kabul etmezseniz, hepsini dışarı atacağımızı söyledi.
I throw them out.
Onları kapı dışarı edeceğim.
- I'll throw them out.
- Onları kovarım.
- I told you to throw them out.
- Size onları dışarı atmanızı söyledim.
Just walk in there and throw them out.
Dışarı çık ve onları sokağa at.
Well, Tony, I can't just throw them out into the snow.
Tony, onları öyle karın içine fırlatıp atamam.
I thought we'd plant them, they'd die, and you'd throw them out, and that'll be that.
Sandım ki, onları dikeriz, ölürler ve biz de onları atarız. İşte böyle.
Sergeant, see that they do, and if they don't, throw them out! Yes, sir.
Çavuş, onlara göz kulak ol, dediğimi yapmazlarsa, hepsini dışarı at!
All right. If you won't throw them out, I will.
Onları atmak istemiyorsan, ben yaparım.
You wouldn't want a sensitive man like myself to foreclose on poor widows and orphans and throw them out into the streets, now would you?
Benim gibi, dul ve yetimlerin malını haczetmek ve... onları sokağa atmak konusunda... hassas olan bir adamla çalışmak istemezsiniz, değil mi?
If you don't want them, throw them out the window.
İstemezsen pencereden dışarı at.
He didn't throw them out, to avoid a scandal.
Olası bir skandaldan sakınmak için onları kovmadı
Of course, you can't just throw them out there in orbit, where they could cause accidents, so we're grinding the tubes into fertilizer to convert them into the succotash.
Onları dışarı atamadığımız için yörüngede kazalara neden olabilecekleri için tüpleri öğütüp mısır haşlaması yapmak için gübre haline getiriyoruz.
Guards, throw them out!
Kimseye hiçbir şey vermiyorum!
- Throw them out. What?
- bunları çöpe at - ne?
No matter, throw them out.
Fark etmez, çıkart onları.
It will be difficult to throw them out.
Onları dışarı atman zor olacak.
I can't just throw them out.
Onları dışarı atamam.
- Yeah, just throw them out.
- Evet. Sadece fırlat.
Throw them out the window.
Onları camdan dışarı at. Briggs
If she's with a guy, throw them out.
Bir adamla beraberse, söyle cehenneme gitsinler.
Throw them out.
Atın şunları dışarı!
- I have to throw them out.
- Onları oradan def etmem lazım. - İlla ki sen mi halletmek zorundasın?
Anybody don't like it, throw them out!
Buna itirazı olan varsa, onu dışarı atın!
Well, you throw them out then.
O zaman sen at onları.
Unfortunately two reels were light fault. we had to throw them out.
Ne yazık ki iki makara ışıktan dolayı bozulmuştu ve bu yüzden onları atmak zorunda kaldık.
Throw them out of the window.
Camdan at onları.
Take the prisoners to number 3 airlock and throw them out.
Mahkumları üç numaralı kapıya götür ve onları dışarı at.
- Just throw them out.
- O zaman at onları evden.
Now understand, it took six of them to throw me out.
Şunu iyice anlayalım. 6 kişi ancak beni kapı dışarı edebildi.
Throw them all out!
Atın hepsini!
If I don't watch them, they'd throw the medicine out.
Onları izlemezsem ilaçlarını kullanmadan atarlar.
I don't want you to throw out the extra cans of gas as you use them.
Uçaklarınızdaki ekstra benzin bidonlarını kullandıktan sonra denize atmayacaksınız.
Save the cans and throw them all out at one time.
Bidonları biriktirin ve hepsini bir seferde atın.
Get your things out of this house before I throw them into the street.
Eşyalarını sokağa atmadan toplan.
There's probably a dusty little man that rakes the centavos out every morning and blesses the credulous fools that throw them in.
Muhtemelen her sabah paraları tırmıkla toplayan küçük çirkin bir adam vardır ve paraları atan saf insanlara dua ediyordur.
We will not allow them to throw us out like dogs.
Bizi köpek misali kapı dışarı etmelerine göz yummayacağız.
Gonna let my eyebrows grow out and throw them back!
Kaşlarımı uzatıp arkaya tarayacağım!
Did you ever throw any of his things out or give them away?
Onun eşyalarından herhangi birini hiç attın mı ya da birilerine verdin mi?
I hate these plants. We'll throw them out!
Onları atacağım!
If I take this to them, they won't throw me out.
Bu doğru, bunu onlara verirsem beni kovmazlar.
After all, you did throw them out.
Herşeyden öte, onları evden attık.
We fix them and throw out the junk
Onları bir araya toplayıp hurdalığa atıyoruz.
Later we found out those in charge of getting rid of the ashes of the executed found their way blocked by snow and decided to throw them on the roadside.
Daha sonra, kendimizi idam edilenlerin küllerinin yok edilmesinden sorumlu olarak bulduk. Kar yolları kapattığından külleri yol kenarına dökmeye karar verdik. Şoför espri yapmıştı.
Now, take your keys out and throw them over here.
Şimdi, anahtarlarını al ve buraya fırlat.
Why is it some fellas can just throw out a seed and it jumps back at them in bushels, and others, they need a little rain and you can be sure they'll get a flood?
Neden kimi insanlar ektiği bir tohumun karşılığını galonlarla alıyorken kimileri yalnızca bir kaç damla yağmura ihtiyacı olduğunda sele maruz kalır?
One day I will throw them all out. All of them.
Bi gün alayını atacam dışarı Alayını.
I part the flaps, sever the inner tubes... yank them out and throw them, hot and steaming, on the floor.
İç organları ayırıp, bağırsakları söküyorum... ve yere attığımda, bağırsaklar sıcak sıcak tütüyor.
throw them away 25
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of nowhere 149
outstanding 214
out of town 49
out of 299
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of nowhere 149
outstanding 214
out of town 49
out of 299