Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / Tidy up

Tidy up перевод на турецкий

486 параллельный перевод
"Oh well, may as well tidy up and get breakfast."
Kahvaltı hazırlamayı düşündü.
You tidy up the room.
Siz odayı toplayın.
Yes, of course. But first Ill take you to a place where you can tidy up.
Ama önce size çekidüzen vereceğimiz bir yere gidelim.
I should tidy up, but I'm simply starved.
Toparlanmam lazım ama açlıktan ölüyorum.
- Tidy up the room.
- Odayı temizle.
Tidy up after you finish snooping about.
Merakın geçince kaldırırsın.
I have to tidy up a bit!
Etrafı toparlamam lâzım.
I was just trying to tidy up.
Etrafı toplamaya çalışıyordum.
Something in the nature of an accessory before and after the fact... to give the title to those of you who can't read... and to tidy up afterwards for those who don't understand the endings.
Bir suç ortağının kafasında hikayeden önce ve sonra okuyamayanlar için hikayeye başlık vermek... ve sonları anlamayanları sonradan düzeltmek için bir şeyler vardır.
I would like to tidy up one of the story's loose ends,
Öykünün gevşek uçlarından birini düzeltmek istiyorum,
- No, I've got to tidy up.
- Hayır, etrafı toparlayım.
- Atmosphere, darling. You know how ghosts are, they never tidy up.
- Atmosfer, hayatım hayaletlerin nasıl olduklarını tahmin etmen gerekir.
Now, come on, have a bit of a rest and I'll just go and tidy up.
Hadi, sen biraz dinlen ben gidip ortalığı toplayayım.
Tidy up and turn the lights out, I'll be back very late
Her şeyi kapat ve etrafa biraz düzen ver. - Bu gece geç döneceğim.
They wanted once more to tidy up.
Kendilerine çekidüzen vermek istediler.
We took refuge here to tidy up.
Toparlanmak için buraya sığındık.
Tidy up a bit and put out the candles.
Toparlanın ve mumları söndürün.
And I decided to tidy up.
Ortalığa çeki düzen vermek istedim.
Otherwise entitled, Let's Tidy Up the Nursery.
Diğer bir deyişle, Çocuk Odasını Toplayalım.
I want to tidy up the nursery again.
Yine çocuk odasını toplamak istiyorum.
We can tidy up together and spare some time.
Sonra beraber temizler ve zaman kazanırız.
Get back and tidy up your men's room!
Git de tuvaleti temizle.
It was gone when we went to tidy up.
Etrafı temizlemeye gittiğimizde çalınmış olduğunu fark ettik.
I came in early to tidy up, and the doorman said you were in.
Erken geldim. Kapıcı burada olduğunuzu söyledi.
Want me to tidy up and make lunch?
Evi temizlememi ve yemek yapmamı ister misin?
Mr. Kopfrkingl, I've waited all month. Let me just tidy up.
Etrafı temizleyeyim.
Let's say, Miss Dickinson's a very conscientious nurse and likes to tidy up before she goes.
Bayan Dickinson işine çok bağlı bir hemşiredir... ve gitmeden önce ortalığı toplamayı sever.
If you want to be of some help, why don't you tidy up this room a bit?
Bir yararın dokunsun istiyorsan, şu odayı azıcık toparlasana.
I'll leave you to tidy up.
Şimdi biraz toparlan.
I've got a few odds and ends to tidy up here.
Burada düzeltmem gereken bir kaç ufak tefek şey var.
Tidy up, hurry
temizleyin hadi
It just needs a tidy up and a good clean
Biraz düzenleme ve iyi bir temizlik istiyor.
Are you going to make the beds and tidy up?
Yatağını düzeltip makyaj mı yapıyorsun?
Tidy up, will you!
Kendine bir çeki düzen ver sen de!
- Quick, tidy up.
Çabuk, toparlanın.
Hurry, we have little time. Yes, I'll just tidy up.
Bu sana ders olsun.
Tidy up the garden on one hand, rehearse play on the other hand
Ne dağınıklık!
- l'm going to tidy myself up a bit, darling.
- Ben de kendime biraz çeki düzen vereceğim sevgilim.
I'll tidy it up at once, doctor.
Öncelikle onu temizleyeceğim, doktor.
That's nice. Tidy himself up a bit.
Kendine çekidüzen versin.
Mrs. Paradine, after your husband's death, you sent Latour into the Colonel's room to tidy it up?
Bayan Paradine, kocanız öldükten sonra LaTour'u odayı toplaması için gönderdiniz mi?
Come on, it's all over, wrapped up neat and tidy.
Hadi, hepsi sona erdi, bitti. Tüm taşlar yerine oturdu.
And thereby wrapped everything up into one very neat and tidy bundle.
Böylece her şeyi gayet düzgün bir şekilde halledip işleri yoluna soktu.
I'll stay here and tidy the place up a bit.
Sana iyi bir yemek yapacağım.
Tidy yourself up.
Kendine çeki düzen ver.
Washing up and I have to tidy the cupboards.
Bulaşıkları yıkayacağım, mutfak dolabını düzenlemeliyim.
You are doing your duty, and I won't be the one to tidy it up.
Siz görevinizi yapıyorsunuz ben de size yardımcı oluyorum.
Tidy it up.
Topla.
Tidy it up.
Topla. Topla.
Tidy him up.
Çeki düzen verin adama.
Bobbie, you're to tidy yourself up in here.
Bobbie, hemen hazırlanman gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]