Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / Tie her up

Tie her up перевод на турецкий

265 параллельный перевод
All right, tie her up.
Tamam bağlayın.
I think we should do what we came to do. Tie her up, tug her in.
Ne yapmaya geldiysek onu yapalım.
Tie her up.
Bağla onu.
If she bothers you so much, why don't you tie her up and be done with her?
Eğer bu kız rahat durmuyorsa onu neden bağlamıyorsun
I simply wanna tie her up.
Bağlamak için istedim.
Tie her up well.
Güzelce bağla.
Tie her up.
Bağlayın onu.
Tie her up, will you?
Onu bağla, olur mu?
Well, I'll, uh, tie her up with something.
Bir şeylerle bağlarım işte.
Tie her up!
Bağlayın!
Tie her up.
Onu bağla.
- Tie her up!
- Bağlayın!
Tie her up
Bağlayın!
Tie her up!
Bağlayın onu!
Just tie her up.
Bağla onu.
- It might be better to tie her up.
- Belki başlarsak daha kolay olur.
Tie her up!
Bağla onu.
Wilbur, we're gonna tie her up and throw her in the tug.
Wilbur onu bağlayıp, tekneye atacağız.
I'll tie her up for you.
Onu senin için bağlarım.
Did you tie her up?
Onu bağlar mıydınız?
Then tie her up.
Öyleyse bağla onu.
- Yeah, I'll tie her up.
- Tamam, onu bağlarım - Aynen.
Tie her up.
Ellerini bağlayacağım.
Tie her up!
Bağla onu!
- Tie her up.
- Bağla onu.
Let's tie her up!
Hadi onu bağla!
They drag her into a nearby field and they tie her up then rip off her clothes.
Yakınlardaki bir arsaya götürüyorlar... ve onu bağlıyorlar. Sonra elbiselerini yırtıyorlar.
It took me three hours to tie her up properly.
Onu düzgün bir sekilde baglamam üç saatimi aldi.
We had to tie her up sometimes.
Bazen bağlamak zorunda kaldık.
Tie her up.
Bagla onu.
I wanna tie her up.
Sonra da bağlamak.
Tie her up.
- Onu bağlayın.
Tie her up so I could take her to my cabin.
Onu bağlayıp, bizim oraya götürmek istiyordum.
- Tie her up!
- Onu bırakın!
Tie her up with the others.
Onu da diğerleri gibi bağlayın.
If you think like that, there's nothing to do but to tie you up every night.
Böyle düşünüyorsan, seni her gece bağlamaktan başka yapacak bir şey yok.
All Celia had to do was to wait until Jessie went up for her nap and tie a cord across the stairs and leave to do her shopping.
Celia! Ve Jessie aşağı inerken...
If she gives you any hint, you tie her up and gag her again, you understand?
Ellerini bağlayıp ağzına da bir şey tık, anladın mı?
Search for a place where there are no bruises and tie it up with a ribbon and tell yourself that what's inside is the sum total of your life.
Kavga gürültünün olmadığı etrafını çitle çevirebileceğin ve içinde aradığın her şeyi bulacağın yerleşecek bir yer bulmak.
A picture of a naked woman embracing an American, or an American tactfully knotting his tie while she did up her panties.
Bir Amerikan tarafından kucaklanmış çıplak bir kadın resmi vardı ya da Amerikan, kadın külotunu giyerken zarifçe kravatını bağlardı.
We'll tie Kelly up, and leave her as an offering.
Kelly'yi bağlayıp, onu yem olarak bırakırız.
You give me food and drink... an old handkerchief to tie my leg up with... and I'll tell you how to get some sail on her... and lay a course back to the island.
Bana yiyecek, içecek ve bacağımı bağlamam için eski bir mendil verirsen sana nasıl yelken açacağını ve adaya döneceğini gösteririm.
First, you must tie up each leg by itself.
Önce her bacağı tek tek bağlamalısınız.
Marge, you tie up the bathroom every morning.
Marge, her sabah banyoyu esir alıyorsun.
I have a few loose ends to tie up and if it all works out...
Halletmem gereken birkaç iş var ve eğer her şey umduğum gibi gelişirse...
You tie up this poor girl and fuck her.
Elin zavallı kızını elini kolunu bağlayıp zorla sikiyorsunuz.
Tie her up!
Kızı bağla!
Don't tie up the girl. Leave her. That's enogh.
Bırak bağlama yeter!
With a blue ribbon in her hair to tie up Talbot.
Ve Talbot'u bağlamak için saçında mavi kurdele var.
Anyway, he didn't tie up the bull.
Her neyse, bizimki boğayı bağlamadı.
Mine? None. You better tie her up.
böyle daha iyi olacak.... bu senin kocandır Henhangi bir itirazın varmı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]