Time to move перевод на турецкий
1,428 параллельный перевод
I'm just sayin'maybe it's time to move, you know, get back together with Dina. You gotta miss her and Mikey, that's all I'm sayin'.
Ben sadece oradan taşınmanın, yeniden Dina'yla birlikte oturmanın zamanı gelmiştir belki, diyorum.
Time to move the old man.
Yaşlı adam için gitme vakti.
It's time to move on.
Devam etmenin zamanı.
Now is the perfect time to move. Yeah.
- Şu an taşınmak için mükemmel bir zaman.
Time to move on.
Gitme zamanı.
How we come to the conclusion that it's time to move on to the next kid.
Nasıl, "bir sonraki çocuğu aramaya başlamanın zamanıdır" gibi bir sonuca varırsın?
It's time to move.
Artık yola koyulma zamanı.
Now you're still a young woman, still plenty of time to move on, start over.
Hala genç bir kadınsın, hayatına deva etmek, her şeye baştan başlamak için daha çok zamanın var.
Maybe it's time to move on, put the past behind you.
Belki de hayatınıza devam etmenizin zamanı geldi. Bunu geçmişte bırakmanızın.
Okay, then, so I'll be back in three days... to give you that Christmas ass-kickin'I promised... unless you decide that now would be a good time to move this trailer.
Her neyse, üç gün içinde size söz verdiğim Noel dayağını atmak için geri döneceğim. En azından siz, bu karavanı çekmek için şu anın iyi bir zaman olduğuna karar verebilirsiniz.
- It's a good time to move our trailer.
Karavanı taşımak için iyi bir zaman.
Don't you think it's time to move on?
- Artık yola devam etmenin zamanı gelmedi mi?
maybe it's time to move on.
Belki de artık yoluma devam etmenin vaktidir.
But it's time to move on.
- Evet, tabii. - Latrina için ne diyorsun?
Maybe this is the world's way of saying it's... time to move on.
Belki içten içe dünya sana bir mesaj veriyor,... ileriye bak diye.
Time to move on to the next stop, people - - the crash-test facility!
Sonraki durağa gitme zamanı, millet. Çarpışma testi tesisi!
It's time to move on, nathan, he's dead.
Hayatına devam etmelisin, Nathan.
- It's time to move on to step two. - Wait, hold on.
- İkinci aşamanın zamanı geldi.
It's time to move over and let the next guy have a go.
Hareket etme ve bir sonrakine fırsat verme zamanı.
He knows it's time to move on.
İlerlemenin zamanının geldiğini biliyor.
Well, time to move on with our lives.
Kalan sağlarla devam etme zamanı.
time to move.
Hadi bayan.
But still, it was time to move forward.
Ama yine de taşınmanın vakti gelmişti.
Time to move on to Scotch.
Viskiye geçme zamanı geldi.
What would it take to move forward, understanding that where he was at the time and where he is now is a great transition.
Önünüze bakmanız için ne olmalı daha? Eskiden olduğu kişiyle, şimdi olduğu kişi arasındaki değişimi görmelisiniz.
which was in Stockton at the time, and move him out to San Andreas...
O'Grady Stockton'daydı onu alıp San Andreas'a tayin etti.
Plenty of time for you and this so-called Marianne Elzey to move in, have a little party on Gennifer's tab.
Senin de, güya adı Marianne Elzey olan ortağının da yeterli vakti vardı. Cennifer'ın mekânında ufak bir âlem çevirmek için.
The reason was they needed longer time to convince old lady, you know... to — to move just a little bit, maybe... away from, you know, the area.
Çünkü ortalığın durulmasını beklemeleri gerekti. Mesela ihtiyar bir kadın vardı, onu 10 dakika mesafedeki bir başka yere taşıyamadılar.
My daughter died, and it was a terrible time, and I've worked very, very hard to put it behind me and to move on.
Kızım öldü. Çok kötü günlerdi. Olanları unutmak ve yaşama devam etmek için çok fazla uğraştım.
By the time I get the guy to move his rig Joey's on the ground and Ransom's getting in his car.
Adam malı çıkarttığında tam onu yakalayacakken Joey yerdeydi ve Ransom arabasına biniyordu.
First of all, Nathan, you and I are separated, so Carter or anyone else can make a move any time they want to.
Birincisi Nathan, sen ve ben ayrıldık bu yüzden Carter ya da başka biri istediği zaman hamle yapabilir.
The only time you move is to lift a drumstick from the bucket.
Yaptığın tek hareket tavuktan butu ayırmak.
I was just thinking it was about time for us to move on the Katrina kid.
Şu Katrina mağduru çocuk için, harekete geçmenin sırasıdır diye düşünüyorum.
use it and by the time the new hospitals are assembled there, you can then move this to another region. Float it to another region.
Zamanla, o bölgede yeni hastaneler kurulur ve yüzen hastaneyi başka bir bölgeye taşıyabilir yani başka bir bölgeye yüzdürebilirsiniz.
I want to say this one time. You make a move on him, you'll be dead before you hit the ground.
Kıpırdarsan, yere düşmeden önce ölmüş olursun.
The right and proper thing to do would have been to clean him out and move on, but because of the heat wave, we decided to rob one piece at a time and enjoy the cool air.
Yapılacak en doğru dürüst şey, onu temizleyip dışarı çıkarmaktı ama sıcak hava nedeniyle onu bir parça soymaya ve serinliğin tadını çıkarmaya karar verdik.
It is very difficult to keep the wood straight and move the bow at the same time.
Mili dik tutarken yayı hareket ettirmek oldukça zor.
How much time is it gonna take to move this?
Kamyonu çekmek ne kadar sürer?
Now it's time for the females to make their move.
Şimdi harekete geçme sırası dişilerin.
It's a waste of time to try to move, mister.
Hareket etmeye çalışman gereksiz, Oniichan.
They're small enough to use the ventilation shafts or to move through hollow walls and it's only a matter of time before we could
Havalandırma kanallarını kullanacak ya da duvar boşluklarında ilerleyecek kadar küçükler.
if you have time to stare, you have time to get me coffee, so move, move, move.
Eğer etrafı kesmeye vaktin varsa, bana kahve getirmeye de vaktin vardır, kımılda, kımıldama.
But if it doesn't, I think it's time for me to move on.
O zaman, benim için ayrılma zamanı gelmiş demektir.
He's assigned a time to each riddle and if we take longer the presses move again.
Her bilmeceye bir süre atamış ve çözüm uzarsa duvarlar tekrar hareket edecek.
You need to move on. It's time.
Artık hayatına devam etmen gerek.
Uh, as you know, marla and I have been spending a lot of time gether, and she's decided that we should take our relationship to the next level, that we move in together.
Şey, biliyorsunuz ki Marla ve ben birlikte çok vakit geçiriyoruz ve o ilişkimizde, bir adım daha atarak, aynı evde yaşamamızı istedi.
In 10 years'time we'll be able to move up there.
10 yıl içinde belki oralara geçebiliriz.
If the abductor just Wants to fulfill his urge and move on, he wouldn't take the time.
Genelde bu tür suçlular güdülerini tatmin edip, başka birine geçerler. Böyle birşey yaparak vakit kaybetmezler.
It's just a signal that it's time for me to move on. Forward to my next shitty, prefab Jesus town.
Bu bir sonraki prefabrik İsa kasabasına doğru yol almam gerektiğinin işareti.
We must be open-minded... and as careful observers... continue to posit some relationship... between changes in the lunar cycle... and the way in which we behave... the way in which our health and disease patterns... move ahead through time... then we probably need to ask... in creative and critical and rigorous fashion... the question : is this possible?
Öncelikle açık fikirli olmalıyız. Ardından Ay döngüsünün insanı ne şekilde etkileyebileceğine dair bazı ilişkileri kavramaya çalışmalıyız. Bu olguyu zaman içinde görülen davranış durumları sağlık sorunları, hastalık izleme gibi kıstaslarla incelemeliyiz.
Over time, they're going to move away from each other... distribute themselves around the galaxy.
Zamanla bunlar birbirinden uzaklaşır ve evrenin farklı yönlerine doğru dağılır.
time to move on 27
time to die 52
time to go home 94
time to wake up 54
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
time to go to work 26
time to go to bed 19
time to leave 25
time to die 52
time to go home 94
time to wake up 54
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
time to go to work 26
time to go to bed 19
time to leave 25
time to get to work 16
time to get up 91
to move on 19
to move 16
move 8969
moves 40
moved 33
movement 69
move it or lose it 23
move it 2576
time to get up 91
to move on 19
to move 16
move 8969
moves 40
moved 33
movement 69
move it or lose it 23
move it 2576
move your feet 54
move your ass 143
move your car 23
move out of my way 19
move closer 21
move your hand 39
move out of the way 104
move over 401
move out 424
move in 316
move your ass 143
move your car 23
move out of my way 19
move closer 21
move your hand 39
move out of the way 104
move over 401
move out 424
move in 316
move in with me 38
move it along 71
move up 92
move on 540
move fast 40
move faster 33
move forward 97
move it up 29
move your hands 21
move now 53
move it along 71
move up 92
move on 540
move fast 40
move faster 33
move forward 97
move it up 29
move your hands 21
move now 53