Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We know each other

We know each other перевод на турецкий

3,533 параллельный перевод
You're the very first person I want to confide in, since we know each other so well.
Birbirimizi tanıdığımızdan beri güvenmeyi istediğim tek kişisin.
We know each other well enough.
Yeterince iyi tanıyoruz zaten.
Do we know each other?
Tanışıyor muyuz?
How do we know each other?
NasıI biz birbirimizi tanıyor muyuz?
We know each other inside out.
Birbirimizin içini dışını biliyoruz.
Uh, you know, it occurs to me that we know each other, but we don't actually know each other.
Birbirimizi daha yakından tanımamız gerekiyor diye düşünüyorum. Birbirimizi doğru dürüst tanımıyoruz.
Now we know each other.
Artık birbirimizi tanıyoruz.
All we have to do is communicate with each other about every purchase, you know?
Tüm yapmamız gereken aldıklarımız hakkında birbirimizi haberdar etmek.
I don't know if we should keep seeing each other.
Birbirimizi artık görmemeliyiz bence.
You know, Serena, I kept hoping that this was just like all of our other fights, and that no matter how much we hated each other, we would still always be best friends.
Biliyor musun Serena, bu seferkinin de tıpkı diğer kavgalarımız gibi geçici bir şey olmasını isterdim, böylece hala birbirimizin en iyi dostu olarak kalabilirdik.
I know that we didn't get Lily, but... The most important thing is that we have each other.
Lily'i halledemediğimizi biliyorum ama birbirimize sahip olmamız en önemli şey.
I know.'Cause how often do we get the opportunity just to really, you know, sit around and talk to each other?
- Değil mi? Oturup konuşma şansını ne sıklıkla ele geçiriyoruz ki?
We shouldn't know each other's weaknesses. But I like her. And she's good.
Birbirimizin zayıf noktalarını bilmemeliyiz ama ondan hoşlanıyorum.
I gotta know we're watching each other's back.
Birbirimizin arkasını kollayıp kollamadığımızı bilmem lazım.
We felt he was almost in the corner of the room, we sort of had known each other so well for so long that we sort of, you know, thought,
Sanki odanın köşesindeymiş gibi hissettiriyor. Çok uzun zamandır birbirimizi iyi tanıyorduk.
I just thought we were, you know, telling each other things about things.
Ben sadece düşündüm ki bizim, birbirimize bazı şeylerle ilgili şeyleri söylediğimizi sanmıştım.
And you and I don't have to pretend like we don't know each other.
Birbirimizi tanımıyormuş gibi davranmamıza gerek yok.
We'd die for each other, you know.
Birbirimiz için ölürüz.
So if I hadn't know that Remington Steele was on at 10 : 00 p.m. on Tuesdays... ( sniffs ) well, then we wouldn't have had two words to say to each other.
Remington Steele'in Salı akşamı 10'da yayınlanacağını bilmesem birbirimize söyleyecek iki lafımız olmayacaktı.
We didn't even know each other then.
Birbirimizi tanımıyorduk bile.
We don't know each other.
- Birbirimizi tanımıyoruz.
You know, we had five guys with picture lock on each other.
Birlikte beş kişiydik orada.
- Indi? No, we don't know each other.
Birbirimizi pek tanımayız.
I just think that, well, we've been through so much together, all of us, and we should give each other something really personal this year, like, um, I don't know, a story or a secret.
- Bence birlikteyken, hepimizin başından bir sürü şey geçti ve bu sene, birbirimize gerçekten özel bir şey vermeliyiz. Ne bileyim, bir hikâye ya da bir sır gibi.
At least I'm smart enough to know that we all love each other.
En azından ben birbirimizi sevdiğimizi bilecek kadar zekiyim.
Kang Gyung Joon. I just let it go earlier because we were just passing each other and didn't know... But now, I'm a teacher and you're a student.
Gang Gyeong Jun. bu yüzden görmezden geleceğim. sen de öğrenci.
We don't exactly know each other, do we?
Birbirimizi pek tanıyor sayılmayız, değil mi?
We won't miss the early hours, but we will miss the... the excuse just to, you know, hang out with each other between takes and catch up.
Erken saatlerde çalışmayı özlemeyeceğiz, ama sadece takılabilmeyi ve olup biteni öğrenmeyi özleyeceğiz.
We can get to know each other.
Birbirimizi daha iyi tanırız.
So, Wallace, we should get to know each other better.
Wallace, bence birbirimizi daha iyi tanımalıyız
We don't even know each other's names.
Birbirimizin ismini bile bilmiyoruz.
"I'm your father, but we'll probably never know each other."
"Ben senin babanım ama muhtemelen birbirimizi hiç tanıyamayacağız."
You know, cut all the baloney and just tell each other how we really feel.
Bilirsin işte palavrayı kesip birbirimize nasıl hissettiğimizi anlatalım?
We don't all know each other, you racist mother...
Birbirimizi tanımıyoruz seni ırkçı orospu ço...
Aimee, you know, you're driving around the neighborhood, and I don't know where my car is, so, I think that we can help each other out.
Aimee sen mahalleyi turlayacaksın ve ben de arabamın nerede olduğunu bilmiyorum. Birbirimize yardımcı olabiliriz yani.
Just so that we offset each other, you know.
Bu şekilde bir denge kuracağız.
Besides, this way we can all get to know each other better.
Ayrıca bu şekilde birbirimizi daha iyi tanıyabiliriz.
We don't really know each other.
Birbirimizi pek tanımıyoruz.
I know we haven't known each other, just maybe a few months now, but normally I'm not a train wreck.
Birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz sadece birkaç aydır birlikteyiz, biliyorum normalde böyle dağılmış durumda değilim.
It would take a couple of days to get down there but we could all get to know each other better in the car.
Oraya gitmek birkaç gün alacak ama yolculukta birbirimizi daha iyi tanıyabiliriz.
From now on, we no longer know each other.
Şu andan itibaren, birbirimizi tanımıyoruz.
Look, I know we might never see each other again, so,
Belki bir daha birbirimizi göremeyebiliriz.
But you should know that when we fought each other in the past, I did so with a glimmer of hope that my brother was still in there somewhere.
Bilmelisin ki, geçmişte birbirimizle savaştığımız zaman kardeşim hâlâ içinde bir yerdedir diye küçük bir umudum vardı.
We were just getting to know each other.
Birbirimizi tanımaya daha yeni başlamıştık.
Since we never see each other.. I didn't know if you're gonna be like a creep.. Or one of those gadget predator freaks or whatever..
Birbirimizi son gördüğümüzden beri böyle çirkinleşeceğini tahmin etmezdim.
We don't even know each other well.
Daha birbirimizi tanımıyoruz.
We did not know each other's names.
Birbirimizin isimlerini bilmiyorduk.
While there's nothing going on we can get to know each other.
Yapacak başka bir şey olmadığına göre birbirimizi tanıyalım.
We know everything there is to know about each other.
Birbirimiz hakkındaki her şeyi biliyoruz.
You know, maybe it's... maybe it's better if we're all just direct with each other, you know?
Belki de belki de hepimiz birbirimize karşı dürüst olsak daha iyi olabilir.
I can handle that. We'll see each other a la carte, you know?
Birbirimizle alakart olarak görüşeceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]