Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We know everything

We know everything перевод на турецкий

1,805 параллельный перевод
We know everything. What are you- - heller, your wife, your child. I-I'm sorry.
Her şeyi biliyoruz.
- We know everything, that's gonna happen in the future. Oh..
Gelecekte olacak herşeyi biliyoruz.
If by "justice" you mean executing a man before we know everything he's done, I disagree.
Adaletten kastın, biz yaptığı herşeyi öğrenmeden adamı asmaksa, katılmıyorum.
We know everything.
Her şeyi biliyoruz.
- Adrian, we know everything.
- Her şeyi biliyoruz, Adrian.
When we not born yet we know everything... everything that's will happen
Doğmadan önce her şeyi biliriz. Gerçekleşecek olan her şeyi.
We know everything, Mr. Harold Hutchinson, a. k. a. Hutch.
Herşeyi biliyoruz, Bay Harold Hutchinson, nam - diğer Hutch.
Well, we know everything about our universe.
Kâinatımızla ilgili her şeyi biliyoruz.
We know everything about what Jack the Ripper did.
Karındeşen Jack'in yaptığı her şeyi biliyoruz.
I'm glad we can talk. But as for everything else I just don't know where we stand right now.
Konuşabildiğimize sevindim, ama diğer şeylere gelince,... şu anda ne konumda olduğumuzu henüz bilmiyorum.
Keep this up and we should know everything there is to know about S.I.N.'s activities.
Çalışmalara devam edip S.I.N.'in faaliyetlerinden haberdar olalım.
I said I was going to change everything for mankind as we know it.
İnsanlık için her şeyi değiştireceğimizi söyledim.
Everything we know, in your packets including a copy of their manifesto, their ideology and their methods.
Şimdiye kadar öğrenmiş olduğumuz her şeyi paketlerde bulabilirsiniz. Manifestolarının bir kopyası da buna dahildir ki bu da ideolojilerini ve yöntemlerini açıklıyor :
We have tried everything we know.
Bildiğimiz her şeyi denedik.
We know everything. What are you- - heller, your wife, your child. I-I'm sorry.
Affedersiniz.
You know, we have our ups and downs and everything but...
Yani bizim de iyi ve kötü günlerimiz oluyor ama...
I'm a bit shocked about everything, but I know I don't... we're not 12 years old.
Bütün bunlar beni biraz şaşırttı, fakat bilemiyorum... 12 yaşında değiliz.
Sign, and we'll tell everything we know.
İmzalayın, bildiğimiz her şeyi anlatalım.
I know, okay? Everything's a mess right now, but we can handle it.
Şu anda her şey karmakarışık, ama üstesinden geleceğiz.
I promise you, warden, We have told you everything that we know.
Yemin ediyorum, müdire bildiğimiz her şeyi anlattık.
- But I want to talk to him first. I think it'd be good for him to know everything we have on these people and everything we don't.
fakat önce onunla konuşmak istiyorum sanırım bu insanlar hakkında bildiklerimizi ve bilmediklerimizi öğrenmek onun için iyi olacak.
Everything we need to know... is right here in front of us.
İhtiyacımız olan her şey tam önümüzde bize bakıyor!
What we need to do now Is go over everything we know, Piece together how this person fits into your life.
Yapmamız gereken, bildiklerimizi gözden geçirip bu adamın hayatınızdaki yerini bulmak.
I wanna know everything we're doing to identify this person in the stadium.
Stadyumdaki kişinin kimliğini belirlemek için yapılmakta olan her şeyi bilmek istiyorum.
You really did everything we wanted, and I know how busy you must be.
Gerçekten istediğimiz her şeyi yaptınız. Üstelik çok meşgulsünüzdür, biliyorum.
I did a static comparison of Zane's test result... against everything from Lieber and there is a connection. - Well, we know that.
Lieber'den kalanlarla, Zane'in test sonuçlarına dayalı statik bir karşılaştırma yaptım ve aralarında bir bağlantı buldum.
we can work everything else out, but we need to know where greg is.
Her şeyi çözebiliriz ama önce Greg'in yerini söyle.
That changes everything we know... About the present.
Ve bu içinde yaşadığımız ana dair bildiğimiz her şeyi değiştirir.
You convince yourself everything's fine, you know, and "we're happy," even though a little bit of you isn't.
Kendi kendini her şeyin yolunda olduğuna inandırırsın ve hatta birazcık bile olmasan, "Biz mutluyuz." diye düşünürsün.
We need to know everything you know.
Bütün bildiklerini öğrenmemiz gerekiyor. İsimler istiyorum.
We know it's not how you do it cause we're doing everything.
Senin böyle yapmadığın belli, çünkü her şeyi biz yapıyoruz.
We need to know everything.
Her şeyi bilmemiz gerek.
But beyond that, everything we know about these guys, the little that there is suggests that they just watch.
Fakat bunun ötesinde, bu adamlar hakkında tek bildiğimiz, sadece izlediklerini düşünmemiz.
Um, well, I was just, you know, thinking, because of everything that's been going on, we haven't really had a chance to, you know, really... catch up.
Sadece.. Olan biten herşeyi, şöyle bir düşününce, oturup konuşmak için pek şansımız olmadı.
- and everything else so far. - I know. But we still need your insurance information, Mr. Bolen.
Evet ama yine de sigorta bilgileriniz gerekiyor Bay Bolan.
We know that everything that happened here
Burada olan her şeyi biliyoruz.
We still don't know why amy dropped everything to come here.
Hâlâ Amy'nin neden her şeyi bırakıp buraya geldiğini bilmiyoruz.
From everything we know, he's not a one-man operation.
Onun hakkında bildiğimiz her şey, bu olayların tek kişilik olmadığını gösteriyor.
They'd know we'd have red-flashed our assets and changed everything in hours.
Bilgi kaynaklarımızı harekete geçireceğimizi ve herşeyi değiştirmemizin an meselesi olduğunu biliyorlar.
If Harun thinks that he killed Jay, then his reaction could tell us everything we need to know.
Harun, Jay'i öldürdüğünü düşünüyorsa göstereceği tepki, bilmemiz gereken her şeyi açığa çıkarabilir. Hadi.
But if we take a look at everything we know about him collectively, maybe a picture will emerge.
Onunla ilgili her şeyi beraberce gözden geçirirsek kafamızda bir şekil oluşabilir.
Now, I factored in everything we know about the bomb's velocity and direction... including the positions of Booth, Georgia and the cab driver prior to the blast.
Bombanın hızı ve yönüyle ilgili.. .. bildiğimiz herşeyi canlandırdım. Buna Booth, Georgia ve taksi şöförünün..
In the beginning we were fooling around, you know playfighting and we rolled down onto the tracks... and it was like the entire tunnel was being illuminated, in slow motion... But everything went wrong.
Ama her şey ters gitti.
Your husband can tell us everything we need to know.
Bilmemiz gereken her şeyi, kocanız söyleyebilir.
I don't know, but we still have to try. Everything else we do or say doesn't work.
Bilmiyorum yarar mı yaramaz mı da denemek lazım sen ben konuşunca bir işe yaradığı yok.
So unless we know precisely where everything is relative to the camera, there's no way of placing the plants in the studio in the right place.
Bu yüzden, kameraya göre her şeyin nerede olduğunu bilmezsek stüdyoda da bitkileri doğru konumlara yerleştiremeyiz.
You know that! I will not permit you to risk everything we are doing here.
Burada yaptığımız her şeyi bunun için riske atmana izin veremem.
What you know is everything we have.
Senin bildiğinden fazlası yok.
I want to know everything that we can about her, who she knew, who she blew, the color of her knickers.
Hakkında her şeyi bilmek istiyorum. Tanıdıkları, eş-dostları, donunun rengi.
Snatch her by her hair and squeeze until that heifer tell us everything we wanna know, okay?
Saçından yakalayıp her şeyi anlatana kadar pataklayalım, tamam mı?
I'm gonna be heading up the investigation. I just wanted you girls to know we're going to do everything...
Soruşturmayı ben yürüteceğim ve siz kızların bilmesini istiyorum ki...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]