Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Whatsoever

Whatsoever перевод на турецкий

2,169 параллельный перевод
I feel confident that any inquest into this unfortunate business will find no connection whatsoever with Mr. Gray.
Bu talihsiz olayın soruşturmasında Bay Gray'in adının geçmeyeceğinden eminim.
Can you kindly ask the chief if he has seen any evidence of Janjaweed and government forces working together at any other raids or interaction whatsoever?
Şefe sorabilir misin, acaba Janjaweed ve hükümet işçilerinin birlikte çalıştığına dair kanıt bulabilir miyiz?
Any, any chance whatsoever?
Hiç şans var mı?
ever, for any reason whatsoever...
Sakın... Ne olursa olsun.
He is Latino, and he just got out of a long-term relationship with a man, Gil, who broke his heart, but he didn't bring any of that into work, it did not affect his job performance whatsoever,
Kendisi Lâtin. Kalbini kıran, Gil isimli bir erkekle uzun bir ilişkiden henüz çıktı. Ama bunu işine hiç yansıtmadı.
I am of no use to her whatsoever.
Benim ona hiçbir faydam olmuyor.
The only problem was that they had no plan whatsoever on how to make their dream come true.
Tek sorunları ise rüyalarını gerçekleştirmek için bir planları olmamasıymış.
I thought maybe if he'd injected directly into the heart, there might be some kind of tissue mutation, but the HGH is having absolutely no effect on heart cells whatsoever.
Düşündüm ki, eğer bu şey direk kalbe enjekte edilirse belki bir tür doku mutasyonu olabilir, ama HGH'nin kalp hücrelerine kesinlikle bir etkisi olmuyor.
They had no knowledge whatsoever that they were doing anything irregular.
Her ne yapıyorlarsa ne yaptıklarının farkında olmadan yapıyorlar.
You know, there's a real chance that someday, without any kind of warning whatsoever, Chelsea will up and decide to get sick again.
Biliyorsun ki günün birinde, herhangi bir uyarı olmadan Chelsea'nin yine hastalanma ihtimali var.
Oh, not just mustaches. Any facial hair whatsoever.
Sadece bıyık değil yüzdeki her hangi bir kıla.
And you believe she's got no ulterior motive whatsoever?
Sen de onun art niyetli veya her neyse ondan olmadığına inanıyorsunuz.
It seems we have no control whatsoever over our own hearts.
Görünüşe göre, olanlar konusunda hiçbir kontrolümüz yok kendi kalbimiz olsa bile.
I have no regrets whatsoever.
Hiçbir pişmanlığım yok.
Many had nothing whatsoever to do with our hockey-masked friend.
Bunların çoğunun bizim maskeli dostumuzla bir ilgisi yoktu.
- I don't underestimate the situation whatsoever.
- Olayı ciddiye alıyorum, bakma sen.
Bonito-nothing, Bernabé, you have no taste whatsoever.
- Bu daha güzel. - Daha güzel değil Bernabé. Çok zevksizsin.
It feels like food, but it has no flavor whatsoever!
Tadı yemek gibi, ama yine de herhangi bir tadı yok!
If you have any problems whatsoever, you come upstairs and you talk to me.
Bak, ne sıkıntın olursa, ne olursa gelip bana söyleyeceksin.
Uh, Achmed, you have any problems with him whatsoever, you come upstairs and you talk to me, all right?
Achmed, onunla ilgili bir sıkıntın olursa odama gel ve bana söyle, olur mu?
I didn't even think about it, it's blissful, no moral dilemma there, whatsoever.
O zamanlar bu konuda düşünmüyordum, hayatımı kolaylaştırıyordu yada ona benzer şeyler.
It played no role whatsoever.
Hiçbir rolü yoktur.
Nothing complicated whatsoever.
Karmaşık hiçbir şey yok.
I want a good clean match, okay? No contact whatsoever.
Güzel ve temiz bir maç istiyorum tamam mı?
They make no contribution whatsoever.
Hiç katkıları yok.
I pray you all, if you have hitherto conceal'd this sight, let it be tenable in your silence still, and whatsoever else shall hap to-night, give it an understanding, but no tongue.
Şimdiye dek kimseye söylemedinizse bunu, yalvarırım, söylemeyin yine kimselere, bu gece de ne olursa olsun, aklınızda kalsın yalnız, dilinizde değil.
Our constitution, as you know, forbids the reorganizing, in any form whatsoever, of the fascist party.
Bildiğiniz gibi, faşist parti yüzünden yeniden örgütlenme her ne şekilde olursa olsun yasaklandı.
Dow confirms that there was no basis whatsoever for this report.
DOW, bu bildirinin hiçbir somut temele dayanmadığını onayladı.
" DOW SAID ON FRIDAY THERE WAS NO BASIS WHATSOEVER
"Dow, Cuma günü, BBC World tarafından yayınlanan ve..."
She should be approached by one who carries no sexual threat whatsoever.
Ona hiçbir biçimde cinsel bir tehdit teşkil etmeyen biri yanaşmalı.
No, none. Whatsoever.
Hayır, kimseyle görüşmüyorum.
But now none whatsoever.
Ama şimdi görüşmüyoruz.
I've just told Dr Battleford that the brakes were cut on his car and he has expressed no surprise or shock whatsoever.
Şef, Dr. Battleford'a arabasının frenlerinin kesildiğini söyledim ve o şaşkınlık ve şok belirtisi göstermedi. Nasıl bir tepki vermem gerekir?
There's no doubt in my mind that this jury will find Nathan Hunsecker guilty of murdering his wife, none whatsoever.
Hiç şüphem yok ki, jüri Nathan Hunsecker'i.. .. karısını öldürmekten suçlu bulacak.
And you were no help whatsoever.
Ve senden hiçbir yardım görmedim.
My friend was also heavily bullied and he dropped out of school, we can say that because of the unbearable stress of the entrance exams, but they have no hardship whatsoever don't you think so?
Benim arkadaşım da çok zorbalık gördü ve okuldan atıldı, bunun giriş sınavlarının katlanılmaz stresi yüzünden olduğunu söyleyebilirdik belki ama onların hiçbir engeli yok... Öyle değil mi?
None whatsoever, actually.
- Aslında hiç öyle olmadı.
No excitement whatsoever.
Heyecan falan yaşamak yok.
You have no legal proof whatsoever.
Elinde hiçbir kanıt yok.
Surely you can't think I have any pull over him whatsoever.
Onu kendime çekmek istediğimi tabii ki düşünemezsiniz.
I have no complaints whatsoever.
Şikayetim yoktur.
- No reason whatsoever.
- Hiç, sebebi yok.
I don't care how many paints in too it with been, we have never discussed ancient astronaut theory. in any credible way whatsoever.
Bu konularda kaç tane duvar resmi olduğunu umursamıyorum, biz antik astronot kuramını hiç bir zaman güvenilir bir şey olarak tartışmalarımızın içine almadık.
Don't meet no telephone talks, no contact whatsoever.
Ne telefonla ne de başka biri aracılığıyla görüşmek yok.
No, I'm not calling your son a liar whatsoever.
Sizin oğlunuza yalancı falan demiyorum.
- Dad... - You have no fashion sense whatsoever.
Sende hiç moda anlayışı yok.
Okay, that makes no sense to me whatsoever.
Bu hiç mantıklı değil.
No fake stuff whatsoever!
Kesinlikle sahte mal olmaz!
I mean, Ahn Soo-ji has no ties to Victor whatsoever.
Yani Ahn Soo-ji'nin Victor ile hiçbir bağı yoktur.
Now, God runs the entire universe except for one place which is run by hell and the devil, and now, the devil is his biggest enemy and they don't get along whatsoever, right?
Tanrı tüm kainatın hakimi, sadece bir yer hariç, cehennem. Oranın hakimi de şeytan. Şeytan, tanrının baş düşmanı.
But for the rest of you educators... these yearbook pictures are really the only concrete proof you have... that anything you've done in your sorry little lives has made any difference whatsoever.
Ama eğitmenlerin geri kalanları için bu yıllık resimleri, küçük zavallı hayatlarınız boyunca fark yaratacak neler yaptığınızın tek kanıtı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]