Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / When we met

When we met перевод на турецкий

1,859 параллельный перевод
When we met, his wife and son had just died.
Biz tanıştığımızda oğlu ve karısı yeni ölmüştü.
D'you remember when we met?
Tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?
The first day of school. When we met.
Okulun ilk günü, tanıştığımızda.
I never heard of trish leake Until... when we met her parents At the hospital, uh, friday.
Cuma günü hastanede ailesiyle tanışana dek Trish Leake'in adını duymamıştım.
Do you remember when we met the first time?
İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?
When we met, we made a promise To honor the classified nature of what we each did, Anwe've stuck to that.
Tanıştığımızda, ikimiz de birbirimizin yaptığı şeyin gizliliğine saygı duyacağımıza dair söz verdik ve buna bağlı kaldık.
You know, when we met.
Tanıştığımız zamanı.
He was a totally helpless baby when we met.
Biz tanıştığımızda neredeyse bebek gibiydi.
When we met first time, you said you liked'em.
İlk tanıştığımızda beğendiğini söylemiştin.
Um... hey, remember when we met him the other day, and he danced for a while?
Mmm, şey, onunla tanıştığımız günü hatırladın mı.. hani bir süre dans etmişti?
- When we met, I said he looked like Brendan Behan.
- Tanıştığımızda ona Brendan Behan'a benzediğini söyledim.
I was six months pregnant when we met.
Tanıştığımızda altı aylık hamileydim.
You made no mention of it when we met before.
Daha önce tanıştığımızda bundan bahsetmemiştin.
Given that when we met her, she was finishing law school and planning an internship at a large Indian car company, it's actually extremely plausible.
Kendisiyle tanıştığımız sırada hukuk fakültesini bitirdiğini ve Hindistanlı büyük bir araç şirketinde staj düşündüğünü ele alınca epey makul oluyor.
- Did you know who - I was when we met?
Benle tanıştığında kim olduğumu biliyor muydun?
Do you remember the girl that I was when we met?
Tanıştığımız zamandaki o kızı hatırlıyor musun?
Smith, remember when we met and you went off to law school? We rolled around with other people and occasionally had mediocre phone sex?
Smith, tanıştıktan hemen sonra sen hukuk fakültesine gidince başka insanlarla düşüp kalktık ve arada bir vasat telefon seksi yaptığımızı hatırlıyor musun?
When, when, when we first met, it was like...
Ellerinden geldiğince P'le başlayan bir kostüm giymeye çalışıyorlar.
When we were outside Paris, some fellas were talking about some gals they met that...
Paris'teyken bazı adamlar, tanıştıkları kadınların şey yaptığından bahsediyordu...
So were you, when we first met!
Tanıştığımızda, sen de onun yaşındaydın!
We met up when you got sick. It's... a...
Hastalığın ortaya çıktığında bir araya geldik.
So, uh, that first day you came into the Buy More, when we first met what did they tell you?
Sen Buy More'a ilk geldiğinde benimle ilgili sana ne söylemişlerdi? Ne sandın?
When we first met him you ever think he'd be able to burn a asset?
İlk tanıştığında bir varlıkla ilgilenebileceğini düşünür müydün?
But I also don ’ t understand how you were working here back when all that was going on and yet we never met.
Ama aynı zamanda onca şey olurken burada çalışmanı ve hiç karşılaşmamamızı da anlamıyorum.
If we had met when you were 20,
Beni 20'li yaşlarında tanısaydın,
Your clothing, when we first met.
Giyimin, ilk buluştuğumuzda.
When Caress Of Steel pretty much met a deaf ear, the ensuing tour, we were opening acts on smaller tours and playing backwater clubs and we called it, at the time, "The Down The Tubes tour".
Caress Of Steel'e kimse kulak asmayınca sonraki turnede, ilgi görmeyen klüplerde ve küçük yerlerde çaldık o zamanlar buna "Tünelden Aşağı Turnesi" diyorduk.
When we first met, you told me you'd been on the other side of this.
İlk karşılaştığımızda bir zamanlar benim tarafımda olduğunuzu söylemiştiniz.
"When we first met."
"İlk karşılaştığımız gün."
We met at school when we were kids.
Çocukken okulda tanıştık.
It looks just like it did that day in May when Haruhi dragged me in here and we met Nagato for the first time.
Nagato'yla tanıştığım Haruhi'nin beni sürükleyerek getirdiği o günkü aynı odadayım.
Yes, when we first met.
Evet, ilk tanıştığımız zamandı.
When we last met, you were at the end of your rope.
Son karşılaştığımızda, çaresizdiniz.
.. when we first met in class..
Birinci sınıfta görüştüğümüzde...
When we met you said you and Tom are close- -
İlk tanıştığımızda Tom'la aranızın iyi olduğunu söylemiştin.
However, when we first met, I told you that while Lux is still a ward of the state, if things improved, I would consider you for joint physical custody of her.
Ama, sizinle ilk tanıştığımızda size, eğer Lux hala devletin koruması altındaysa, şartlar düzeldiğinde, onun velayetini üzerinize alabileceğinizi söylemiştim.
Tasha and I met when we were seven.
Tasha ve ben yedi yaşındayken tanıştık.
We met actually here in new york When we brought estelle.
Aslında, New York'a Estelle'i ilk getirişimizde tanışmıştık.
Ellen and I met at summer camp, and when we played red rover,
Daha da iyisini söyleyebilirim.
When we first met at the Pentagon, who did you report to?
Pentagon'da ilk tanıştığımızda kime rapor veriyordun?
I think you might find me attractive because you got drunk and kissed me when we first met.
Beni çekici bulabileceğini düşünmüştüm, hani ilk tanıştığımızda sarhoş olup beni öpmüştün.
Remember when we first met?
İlk karşılaştığımız zamanı hatırlıyor musun?
Oh, we met when Charlie was taken.
Charlie kaçırıldığında tanışmıştık.
When she first started coming in, before they met, We had a little game.
Gelmeye ilk başladığı zamanlarda, o ikisi tanışmadan önce küçük bir oyun oynardık.
When I first met him It's like we're meant to be together.
Onunla ilk tanıştığımda birbirimiz için yaratıldığımızı düşündüm.
When andy and I first met, We were in the same circle of friends, but basically It was just a doink chain that I worked my way around.
Andy ile ilk tanıştığımızda aynı arkadaş grubundaydık ama esasında sıradan geçirdiğim bir seks zinciriydi.
We met when I was at a restaurant last week and I sent some soup back.
Geçen hafta restorandayken çorbamı geri gönderince tanıştık.
I wasn't even human... when we first met.
Onunla ilk tanıştığımızda insan bile değildim.
Here's the alley I dragged you into when we first met.
İlk karşılaşmamızda seni yönlendirdiğim sokak burası.
When we first met, we pretended to be spies, exchanging secrets at the museum.
Tanıştığımızda casuslar gibi davranırdık. Sırlarımızı değiş tokuş ederdik müzede.
Oh, yes, we met a few years ago when the girls lived in Chicago.
O, bir kaç yıl önce tanışmıştık Kızlar Chicago'da yaşarken.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]