Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / When you're with me

When you're with me перевод на турецкий

601 параллельный перевод
When you're back in England with the fleet you'll hear the hue and cry against me.
İngiltere'ye döndüğünde hakkımdaki suçlamaları duyacaksın.
When you're with me you've got to get down off of that throne of yours.
Çalışıyorum burada. Karen'a söyledim.
It's when you're angry with me like this... my head aches, and my mind gets tired.
Bana böyle kızdığın zaman başım çatlıyor, aklım bitap düşüyor.
So you see, when you burst in here as late as this and threaten me with your anger, you're only acting foolishly.
Kızgınlığınla beni tehdit ederek burada bana patlıyorsun, yalnızca aptalca davranıyorsun.
When you're with the Field Marshall, I'd rather you didn't mention that you saw me talk to her in the servant's room.
Mareşal'in yanına gittiğinde beni o kızla hizmetçi odasında konuşurken gördüğünü söylemezsin umarım.
I can't do a thing when you're angry with me.
Bana böyle kızgınken bir şey yapamam.
When you're with me, I want you to forget about everyone else in the world, your duty, and what the world will say.
Benimleyken, geri kalan herkesi görevlerini ve dünyanın ne düşündüğünü unutmanı istiyorum.
But to me, you're still the children whom I taught to read and write, to think right, with whom I was dreaming about the time when...
Ama benim için, hala çocuksunuz. ben kime okuma yazma öğrettim, doğru düşünmeyi, zaman zaman hayal etmeyi..
When you're done with breakfast... come up with an excuse so that you can meet me on the city wall. What for?
Kahvaltın bittiğinde bir bahane uydur ve benimle surların orada buluş.
- I'm sorry. - It was a long time ago. When this is over and you're back on that plantation you were telling me about with the white cotton fields and the river you'll find someone again.
- Üzgünüm - bu çok zaman önceydi bu bittiği zaman çiftliğe geri döneceğini söyluyordun bana beyaz pamuk tarlasıyla ve ırmak sen tekrar birini bulacaksın
Maybe it's because I want to know where you spend your time when you're not with me.
Olabilir. Belki de ben yokken zamanını nerede geçirdiğini bilmek istediğim için.
I promise I'll never ask what you do when you're not with me.
Bensizken ne yaptığını asla sormayacağıma söz veriyorum.
What do you do when you're not with me?
Neden? Bensizken ne yapıyorsun ki?
When you're with me, you have to be more respectable.
Benim yanımdayken daha saygılı olmalısın.
When you're with me, I know it's right.
Siz yanımdayken, bunun doğru olduğunu biliyorum.
Not when you're with me, Micah.
O zaman benimle birlikte değilsin, Micah.
When you're with me, it always goes well.
Sen benimleyken her şey iyi gidiyor.
But I am happy! But only when you're with me.
Öyleyim!
Say, tell me again how great you... bowl when you're out with the fellas.
Arkadaşlarınla dışarı çıktığında nasıl bowling oynadığını bir daha anlat bakalım!
When I know that Veronica's safe and you're with me, I'm not such a coward.
Veronika'nın güvende, senin de yanımda olduğunu bildiğimde o kadar ödleklik etmem.
When you're done, will you play with me?
İşini yaparken benimle oynar mısın?
She doesn't mind when you're with me, darling.
Benimle olmana aldırmaz, sevgilim.
I want to know when you're going to fight with me.
Benimle ne zaman dövüşeceğini bilmek istiyorum.
I like it when you're angry with me.
Öğretin o zaman! Seni seviyorum parçasını çalınca heyecanlanıyorum!
Why do you always get embarrassed when you're angry with me?
Bana kızgınken neden hep mahçuplaşıyorsun?
Except... when you're with me.
Benle birlikte olurken hariç.
Shave me when you're through with papa.
Beni babam gibi traş et.
It's been 3 or 4 months that you smiled at me when I've seen you to tell me that you're ready to do with me what you did with Balestrieri.
Son üç-dört aydır her karşılaşmamızda bana gülümsüyor olman Balestrieri ile yaptığın şeyi benimle de yapmaya hazır olduğunu anlatıyordu.
Please tell me when you're dissatisfied with it, Hemsley.
Lütfen memnun olmadığın zaman bana söyle Hemsley.
Why so mean? You're only kind to me when you're with me in bed.
Bana karşı sadece yatakta nazik davranıyorsun.
Even when you're with me.
Benimle birlikte olduğunda bile.
I find myself missing you all the time, even when you're with me.
Yanımda olduğun zamanlar bile, sürekli seni özlüyorum.
So I'll go with you, and I won't whine, and I'll sew your socks, and I'll stitch you when you're wounded, and I'll do anything you ask of me except one thing.
Yani sizinle geleceğim... ve sızlanmayacağım... ve çoraplarınızı dikeceğim... ve yaralanırsanız sizle ilgileneceğim... ve tek bir şey hariç... benden istediğiniz herşeyi yapacağım.
When you're walking home tonight - and some homicidal maniac comes after you - with a bunch of loganberries, don't come crying to me!
Bu akşam eve yürürken elinde böğürtlenlerle peşine bir manyak düşerse, sakın ağlayarak bana gelme.
Just so long as you're not seen with me when you do it.
Benimle birlikte görünmediğin sürece sorun yok.
I would also like to tell you, Katerina Matveyevna, that sometimes I get so sick at my heart, such sadness grips me with its claws, when I'm wondering how you're doing over there.
Bir de sana şunu söylemek istiyorum, Katerina Matveyevnam, oralarda neler yaptığını düşündükçe yüreğim öyle bir daralıyor içimi öyle bir hüzün kaplıyor ki, bilemezsin.
Julie, will you, when you're finished, help me with my wedding dress, please?
Julie, acaba yemeğini bitirdiğin zaman gelinliğim için bana yardımcı olabilir misin?
... it's funny to say "saw you around" when you're blind to bring you with me. ... to bring you with me.
- K...
When you're walkin'home tonight and some great homicidal maniac... comes after you with a bunch of loganberries, don't come cryin'to me!
Bu akşam eve giderken, birisi arkanızdan böğürtlen çalılarıyla saldırırsa, ağlayarak bana gelmeyin!
Do you have fun when you're with me?
Benimleyken eğleniyor musun?
It probably doesn't have anything to do with anything but just as a precaution when you go out, if you tell me where you're going to go a phone number where I can find you.
Muhtemelen hiçbir ilgisi yok ama sadece bir önlem olarak dışarı çıktığında bana nereye gideceğini,... seni bulabileceğim bir telefon numarasını söyler misin? .
But it struck me that, when we're out walking and you're so nervous, what if we saw her flirting with some guy?
Sonra aklıma, ikimiz birlikte yürürken bile senin sürekli gergin olman geldi. Karının onunla bununla gezip tozduğunu duyunca ne yapacağını merak ettim?
You do what you're told to do when you're told to do it and you'll get along fine with me.
Ne yapman gerektiği söylendiği zaman yaparsan benimle iyi geçinirsin.
When you're finished with this thing, if you should come out alive... you can come and do some hunting for me.
Bu işten sağ salim çıkarsan gelip benim için biraz avlanabilirsin.
When I leave today you're comin'with me.
- Benimle geliyorsun.
Even when I don't see you, it's like you're with me, so what am I supposed to do?
Seni görsem de görmesem de, sanki hep seninleyim.
Why must I be scared when you're with me, Veeru?
Sen yanımdayken neden korkayım, Veeru?
They cannot hurt you when you're with me.
Benimleyken seni incitemezler.
I don't want you to think you're "having an affair with me," when, in truth, I'm having one with you.
Gerçekte benimle ilişkinizin olmasına rağmen benimle bir ilişki yaşadığınızı düşünmenizi istemem.
- You mook, why don't you warn me when you're gonna play with your dynamite?
Dinamitinle oynayacağın zaman neden uyarmıyorsun?
You're wrong, when they disappeared he was with me
Yanılıyorsun, kaybolduklarında o benimle birlikteydi

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]