Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Whitehall

Whitehall перевод на турецкий

418 параллельный перевод
Will you ring up Whitehall 1212?
Whitehall 1212'yi arayabilir misin?
Good. He's coming to my office in Whitehall as soon as he lands.
Yere iner inmez Whitehall'daki ofisime gelecek.
If you'll excuse me I must be getting back to Whitehall.
Eğer izin verirseniz Whitehall'a geri gitmem gerekiyor.
Secret plans had been made for Lady Agatha to celebrate her latest release from Holloway by a shower of leaflets over Whitehall and the West End.
Lady Agatha'nın Holloway'den son salıverilişini... kutlamak amacıyla Whitehall ve West End üzerinde bildiri yağdırılması için gizli planlar yapılmıştı..
- Yes, Mr. Whitehall.
- Evet Bay Whitehall.
- All clear, Mr. Whitehall.
- Temiz Bay Whitehall.
Will you take it easy, Mr. Whitehall?
Sakin olur musunuz Bay Whitehall?
- Yes, Mr. Whitehall?
- Evet Bay Whitehall?
Listen, Mr. Whitehall, we spend a fortune every year maintaining our Protective Bureau.
Bakın Bay Whitehall, biz her sene koruyucu ofisin idaresine bir servet harcıyoruz. Niye?
I was determined to find out just what he had up his sleeve, and I found out, Mr. Whitehall.
Neler sakladığını bulmaya kararlıydım. Ve öğrendim Bay Whitehall.
But I thought you had to pick him up at Whitehall.
Ama birlikte gelmediniz mi?
Get this dispatch off to Whitehall at once.
Bu mesajı derhal Whitehall'a ulaştır.
And the grown-ups sit around in Whitehall waiting for the Americans to come.
Yetişkinler de Whitehall'da oturmuş Amerikalıları bekliyor.
I want to dictate a note to Whitehall.
Beyaz Saray'a bir not dikte ettirmek istiyorum.
Would you get me Maj. Bernard at his Whitehall number?
Binbaşı Bernard'ı Whitehall numarasından bağlayabilir misiniz lütfen?
Whitehall : 7244, please.
Whitehall : 7244 lütfen.
Whitehall.
Whitehall.
Then go back to Whitehall and look for more spies on your drawing board, because you have no place among real people.
Öyleyse Whitehall'a geri dönün... çizim tahtanızda başka casuslar arayın... çünkü gerçek insanlar arasında yeriniz yok sizin.
After that, I shall take your advice and return to Whitehall to my drawing board.
Ondan sonra da tavsiyenize uyup... Whitehall'daki çizim tahtama geri döneceğim.
We all ken that our beloved McTarry of the Glen was a different man in Whitehall.
Hepimiz biliyoruz ki çok sevdiğimiz Glenli McTarry... devlet memurları arasında değişik bir adamdı.
Your d-daddy really was a d-different man in Whitehall.
Baban gerçekten değişik bir adamdı.
Whitehall double 0, 07.
Hükümet, çift 0, 07.
I'm from Whitehall and Marx.
Whitehall Marks'tan geliyorum.
I should get back to Whitehall and Marx.
Whitehall Marks'a geri dönmem gerek.
As far as Whitehall and Marx is concerned you're working with Max Bialystock, right?
Whitehall Marks seni Max Bialystock'ın yanında çalışıyor biliyor, değil mi?
You'll be in Whitehall... reporting Gen. Carnaby's transfer to Berlin before you know it.
Whitehall'da olursunuz... General Carnaby'nin Berlin'e nakledildiğini bildirirsiniz.
Also, if these people are what they say they are... they would know the name of our top agent in Whitehall.
Ayrıca, eğer onlar söyledikleri kişilerse... Whitehall'daki baş ajanımızın adını biliyor olmaları gerekir.
If you want her near you, find a place for her in your palace at Whitehall.
Onu yanında istiyorsan, Whitehall sarayında bir yer bul.
So don't threaten or dictate to us... until you're marching up Whitehall!
Bu yüzden Whitehall'de yürüyene kadar bizi tehdit etme ya da bazı şeyleri zorla kabul ettirmeye çalışma.
So, in the event of you seeing him, communicate with us immediately at Whitehall 1212 or your local police.
Bu şekildeki şüphelileri... Hemen "Whitehall 1212" numaraya veya yerel polis karakoluna bildirin. Alo!
I've always suspected there was some kind of underground connection between this stodgy and seemingly calcified establishment and the Foreign Office in Whitehall.
Bir yeraltı bağlantısından şüphelenmiştim, şu donuk ve kireçleşmiş müessese ile Dışişleri Bakanlığı arasında.
Now this makes sense, it's a list of railway stations.
Bana Whitehall'ü bağlayın. Bütün birimler Exeter hattını kontrol etsin.
Exeter train left two minutes ago, sir. Get me Whitehall.
Yoldaş, yoksa bölüm yedi mi desem?
It was a situation of that liked, to show to colleagues one image lived of itself exactly leading the defense of a destroyed government.
Yaptığı işten oldukça zevk aldığı görülüyordu. Whitehall sarayını, tek bir kişi kalana dek savunmaya kararlı bir görüntü çiziyordu.
As soon as Churchill if he became first-minister the rhythm in the government moved.
Churchill derhal başbakanlığa getirildi, Whitehall'un adımları değişmişti.
All people, in nº10 of Downing Street and in Whitehall, members of the Cabinet and in many sectors of the party conservative, the Churchills were afraid.
Bürokrasi camiası ve Muhafazakar Parti'de hemen herkes kendisinden çekinirdi.
Thus, it was with a certainty distrust of Churchill that the majority of the people in the government e in Whitehall if capsized for Halifax.
İşte tüm bu sebeplerden dolayı, hükümet ve bürokrasi çevrelerindeki genel görüş Halifax'ın başbakanlığı yönündeydi.
You know, a certain few of us over at WhitehaII see you as one of the Iast responsible voices left in the Commons.
Whitehall'da bazılarımız seni Avam Kamarası'ndaki nadir sorumlu insanlardan biri olarak görüyor.
Moreover, the cooperation between the Navy e the Air Force in the land also it was sufficiently bad had the fight ridicule between officers of high patent in the Government.
Dahası, bölgedeki deniz ve hava kuvvetlerinin deniz üzerindeki koordinasyon eksikliği had safhadaydı. Bu durum esas olarak, Whitehall'da bulunan subaylar arasındaki sürtüşmeden kaynaklanıyordu [15].
Therefore, the sailors suffered because of divergences in the Government, of the U-boats and the sea.
Denizciler Whitehall'daki kavgalardan Alman denizaltılarından ve denizden muzdaripti.
Delivered in beautiful, measured, Whitehall prose!
Düzenli, güzel yazılmış boktan bir devlet belgesi şeklinde!
I'll trade Whitehall for Piccadilly.
Piccadilly caddesi için Beyazsarayla pazarlık edecem.
"Department of Dirty Tricks" as the Whitehall chaps call it.
Whitehall'dakilerin dediği gibi "Kirli İşler Bölümü".
Now, frankly this Department has got to cut a great swathe through all this stuffy Whitehall bureaucracy.
Pekala beyler, ilk iş olarak bu bakanlığı İngiliz Hükümetini sarmalamış olan bürokrasiden kurtaracağız.
For the whole Civil Service in Whitehall.
Hükümet binasında kamu hizmetinde kullanılmak üzere.
The Right Honourable Jim Jacker MP, promised to carry out the government's plans to slim down the Civil Service, listen, to wipe out the interference from the Whitehall and Town Hall busybodies.
Saygıdeğer Bakan Jim Hacker kamu hizmetinde harcanması gereken ödeneği kısıp, Hükümet ve Belediye Binasının tadilatına aktardı.
Jim Hacker is the most obvious case of overmanning in Whitehall.
Jim Hacker, hükümetin hantallaşmasına neden olan en büyük etkendir.
Aparently there are 90 Civil Servants in Sunderland except the duplicating the work of 90 more here in Whitehall.
Görünen o ki, Sunderland'de Hükümet Binasında çalışan 90 kişi aynı işi yapıyor görünüyor.
You're not in Whitehall now.
Burası Başbakanlık Köşkü değil.
Whitehall's full of proposals.
İngiliz Hükümeti önerilerle dolup taşar.
Minister, if the Prime Minister is behind a scheme, Whitehall on its own cannot block it.
Bakanım, eğer Başbakan bir tasarının arkasındaysa hükümet kesinlikle engelleyemez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]