Widows перевод на турецкий
538 параллельный перевод
I went to 3 colleges in 12 years and fooled around with 3 widows.
12 yılda 3 ayrı kolejdeydim ve 3 dulla ilişkim olmuştu!
Old clients, mostly widows.
Eski müşteriler, çoğunlukla dullar.
Are these widows, sir, wealthy?
Bu dullar, varlıklı mı efendim?
When he's killed, there will be 3,000 widows at his funeral
Öldürüldüğünde cenazesinde 3.000 dul kadın olacak.
With Carlos and me gone, that makes two widows
Önce Carlos gitti, şimdi ben. Bu iki dul eder.
And yet my needs is as great as the most deserving widows... that ever got money out of six different charities in one week... for the death of the same husband.
Yine de, aynı kocanın ölümü üzerine... farklı altı hayır kurumundan haftalık para alan değerli dullar kadar... benim de ihtiyaçlarım var.
I'll say one thing. The war makes the most peculiar widows.
Bir şey söylemeliyim ki, savaş çok garip dullar bırakıyor.
Fat has ruined more marriages than actresses and pretty widows.
Yağ, aktrisler ve güzel dullardan çok evlilikleri mahvetmiştir.
Or widows, impotent men, ugly old men, cripples.
Dullar, iktidarsız erkekler çirkin yaşlı adamlar, kötürümler.
The cities are full of women, middle-aged widows, husbands dead, husbands who've spent their lives making fortunes, working and working, and then they die and leave their money to their wives, their silly wives.
Orta yaşlı dullar, kocaları ölmüş. Hayatlarını servet biriktirmek için çalışmaya adamış kocalar. Ve sonra ölüp paralarını aptal karılarına bırakıyorlar.
Life can be very boring for grass widows.
Hayat ot dullar için çok sıkıcı olabiliyor.
Golf widows, stock exchange widows, and law court widows, much the same thing.
Golf dulları, borsa dulları ve mahkeme dulları genelde aynıdır.
Each new morn, new widows howl, new orphans cry, new sorrows strike heaven on the face, that it resounds as if it felt with Scotland and yell'd out like syllable of dolour.
Her doğan gün, yeni dullar inliyor, yeni yetimler ağlıyor her sabah. Yeni acılar savruluyor göklere... çığlık çığlık, aynı sesle ağlıyormuş gibi bütün İskoçya.
THERE WERE 6 WIDOWS,
Geride altı tane dul eş kaldı.
That's a nice touch, but, uh... widows don't need divorces, do they?
Ne güzel bir yaklaşım ama dulların boşanması gerekmez, öyle değil mi?
"The mourning of young widows is as brief as a noonday candle."
"Genç dulun matemi..." "... öğlen yanan mumun ömrü kadar kısadır. "
- Widows have been known to wear them.
- Dulların yas elbisesi giymesi gerekir.
Because when I said we ought to get married he said there were enough widows already.
Evlenelim, dediğimde..... yeterince dul var, dedi.
Money hides shyly beneath widows'beds Money mounts up in misers'heads
Utangaçça saklanır dulların yataklarında
I suppose that's why so few widows wear it.
Sanırım bu yüzden dullar pek giymiyor.
Besides, you know what I think of widows being walled up alive. Egyptian fashion.
Ayrıca dulların duvarların arasına kapatılması konusunda ne düşündüğümü biliyorsun.
Henry and his widows.
Henry ve dulları.
But now, all these young widows, most of them with so little to remember.
Ama şimdi dulların hepsi genç ve pek fazla da hatıraları yok.
Ah. "Weep you widows in lone homes when a Wakefield meets a Fromes."
Ah. "Anlaşmazlık öyle bir boyuta gelmiş ki, bir Wakefield, bir Fromes'ı öldürmüş."
And weep, you widows in lone homes when a Wakefield meets a...
Kasabadaki pisliklerden kurtulacağız. Hiç kimse onları burada görmek istemiyor. Bir Wakefield, şeyle karşılaşınca...
Order flowers for the widows.
Dullar için çiçek siparişi ver.
As you said, flowers for the widows.
Dediğin gibi, dullar için çiçekler.
You protect widows and orphans?
Siz, dulların ve yetimlerin koruyucusu musunuz?
But thee must consider the duty thee owest to the other owners of this ship... widows and orphans, many of them.
Ama bu geminin diğer sahipleri olan dullar ve yetimlere karşı olan sorumluluklarını da düşünmelisin.
Maybe you'll get both widows.
Belki de iki dul birden alırsın.
His indiscretions with rich widows brought in less than a million francs a year.
Zengin dullara olan düşkünlüğü yılda bir milyon Frank kadar para kazandırdı.
Crooked arm of the law, noctivigant rogue, hunter of widows and orphans
İlkel ve düşkün polis, gecegezer serseri, kararsız dul kadın ve yetim kız tavcısıyım.
Where's Widows Canyon?
Widows Canyon nerede?
- Oh, from Widows...
- Oh, dul kadınların bahsettiği...
- Get lost, widows!
- Kaybolun dullar!
A system of writing begging letters... Presenting yourselves as widows and orphans for the purpose of extracting money.
Para almak amacıyla kendinizi dul ve yetim olarak tanıtan mektup yazma sistemi.
- You know that we're both widows.
- Hepimizin dul olduğunu biliyorsunuz.
- As a banker I am proud to serve the widows of this community and the orphans.
- Bir bankacı olarak... bu cemaatin yetim ve dullarına hizmet etmekten şeref duyarım.
- But if I loan money to widows, they might be late with the payments.
- Ancak... dullara kredi açtığım takdirde, geri ödemenin gecikmesi söz konusu olabilir.
You wouldn't want a sensitive man like myself to foreclose on poor widows and orphans and throw them out into the streets, now would you?
Benim gibi, dul ve yetimlerin malını haczetmek ve... onları sokağa atmak konusunda... hassas olan bir adamla çalışmak istemezsiniz, değil mi?
Especially widows.
Özellikle de dul kadınlar.
"It is a Comanche law that no chief ever eats " unless first he sees that the pots are full of meat " in the lodges of the widows and orphans.
Tabiatımıza göre hiç bir Komançi Şef'i kabilesindeki yetimlerin ve dul kadınların karnını doyurmadan ağzına bir lokma yemek koymaz.
" This that the white man calls charity is a fine thing for widows and orphans,
Siz beyaz insanlar sadaka vermeyi güzel bir şey sanırsınız.
" You say to the Comanche,'You are widows and orphans, you are not men.'
Siz, "Komançiler dul ve yetimsiniz, adam değilsiniz". diyorsunuz.
That maker of widows.
İnsanı dul bırakır.
Just widows and old folks dying off, and who's picking up their leavings?
Kasabanın dulları ve yaşlıları öldüğünde onlardan kalanları da mı alacak?
I'm showing that on consignment for one of our local widows.
Bunu aslında kasabamızın dullarından biri için satıyorum.
But my needs is as great as the most deserving'widows that ever got money out of six different charities in one week for the death o'the same'usband.
Ama benim ihtiyaçlarım da en az tek kocanın ölümü için... bi haftada altı ayrı yerden sadaka toplayan namuslu dullar kadar fazla.
They're widows.
Onlar dul.
The place is only widows.
Burada sadece dullar var.
And weep, you widows in lone homes when a Wakefield beats a Fromes.
Çünkü elimde bir Wakefield var.