Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Wind

Wind перевод на турецкий

15,049 параллельный перевод
I do tow-in surfing, kite surfing. Surfing, stand-up surfing and wind surfing.
Tow-in sörf, uçurtma sörfü, normal sörf, ayakta sörf ve rüzgar sörfü yaptım.
Wind's blowing our way.
Rüzgar bizden tarafa esiyor.
Our suspect is in the wind.
Şüphelimiz kayıp durumda.
She doesn't believe your excuse, and you wind up... in supermax prison.
Bahanene inanmıyor ve çok korumalı hapsi boyluyorsun.
But you tell me, how did Sprawl punk who tattooed her face to fool facial recognition cameras wind up as a cop?
Ama bana söyler misin, bir polis olarak düşünürsen yüz tanıma sisteminden kurtulmak için yüzüne dövme yaptıran berduş nasıldı?
How'd you wind up by yourself in Seattle?
Seni hangi rüzgar Seattle'a getirdi?
Simultaneously, as it happens, the global energy firm for which Father consults wishes to erect a wind farm nearby.
Halen Pasifik kıyısında bir çare inşa ediyor Kosta Rika. Aynı zamanda, gibi olur, Baba danışır hangi küresel enerji firması
I worked on multiple fronts last night, including my father's wind farm conundrum.
New York'tan. Ben, birden fazla cephede dün gece çalıştı Babamın rüzgar çiftliği muamma dahil.
More fun with wind farms.
Rüzgar çiftlikleri ile daha eğlenceli.
You're not really worried about a wind farm affecting the view from your hotel in Costa Rica.
Gerçekten endişeli değil Bir rüzgar çiftliğinin yaklaşık görünümü etkileyen Kosta Rika otelden.
The habitat also occupies part of the space intended for the wind farm.
Cevap İsviçre olduğunu. Yaşam da kaplar Rüzgar çiftliği için tasarlanan uzay parçası.
It's a pledge to revise their plans for the wind farm in order to protect the black crowned squirrel monkey.
Bu rüzgar çiftliği için planlarını revize etmek bir rehin Siyah taçlandırılmış sincap maymunu korumak için.
Where'd you wind up with the Arthur Maciel thing?
Arthur Maciel olayında nereye vardın?
He's gonna be fine. He just got the wind knocked out of him.
Sadece nefesi kesildi.
He wears sandals and looks like Jesus, and he wrote this song called "Blowin'in the Wind," I think.
Gitar çalan oğlan sandalet giyiyor ve İsa gibi görünüyor ve sanırım yazdığı şarkıya'Rüzgar esmek üzere'ismini vermiş.
Still in the wind. No leads.
- Hala kayıp, bir iz yok.
Baby, it's just the wind.
- Bebeğim, rüzgar esiyor sadece.
And as the noises continued, I became more certain that something was there, and it wasn't just the wind, Max, and I knew that I needed to stand my ground, because that's what your father would've done if he were home, right?
Sesler devam ederken, orada bir şey olduğundan daha emindim, sadece rüzgar da değildi Max, geri adım atmamam gerektiğinin de farkındaydım, zira eğer baban evde olsaydı, o da öyle davranırdı, değil mi?
You wind up riding an elevator with a sweaty killer.
Terli bir katil ile asanasöre biniyorsun.
You don't know whether to wind your watch or scratch your ass.
Saati mi kuracaksın, götünü mü kaşıyacaksın karar veremiyorsun bile.
We'll wind up next week with another session.
Önümüzdeki hafta, başka bir oturumda görüşürüz.
More wind.
Rüzgarı arttırın.
Now, a lot of people will say you should stash your pills in a prescription bottle that you've already got, but the government's thinking pills already, and if they look in there, you could wind up in prison.
Birçok insan hapları, daha önceden olan bir ilaç kutusuna koyman gerektiğini söyler. Ama hükümet haplardan haberdar, bu yüzden oraya bakarlarsa hapse düşebilirsin.
If I pass you this piece of paper, we could both wind up in front of a subcommittee.
Sana bu kağıdı verirsem ikimiz de alt kurula çıkabiliriz.
Amara is in the wind.
- Amara kayıplara karıştı.
Hasaan is in the wind.
hasaan ortadan kayboldu.
Tiger in the wind.
Kaplan havası var.
She's somewhere in the wind.
Kayboldu gitti.
Come. Let's get out of this wind.
Gelin şu rüzgardan gidelim.
The wind...?
Rüzgar mı?
You can't control the wind, you know?
Rüzgarı kontrol edemezsin.
Touch me gently like the wind - SWISH! And I'll feel so chill
Bana rüzgar gibi yumuşak dokunsan İçim ürperir
But... if that's where the job's heading, I mean, what, are they just gonna wind up feeding us whatever Finch is on?
Ama işimiz bu yöne gidiyorsa yani ileride bizi Finch'in kullandığıyla mı besleyecekler?
Yeah, she just goes where the wind blows.
Evet. Rüzgar nereye eserse oraya giden biridir.
And you're probably gonna wind up... you're probably gonna wind up in jail.
Sen de sonunda muhtemelen... Sonunda muhtemelen hapse düşeceksin.
Or if any those guys whose... asses are on the line... think that they can nip this problem in the bud, you'll wind up dead.
Veya uçurumun kenarında olan o adamlardan bazıları bu sorunu büyütmeden çözebileceklerini düşünürse sonunda öleceksin.
It's called the Vayu Project, after the Hindu god of wind.
Adı Vayu Projesi. Hindu rüzgar tanrısından geliyor bu isim.
Brian, the point is that his recruit caught wind of what he was doing and he took advantage of the timing.
Brian, mevzu şu ki tuttuğu eleman Kenny'nin ne yaptığını fark etmiş ve olayların zamanlamasından yararlanmış.
I'm gonna wind up feeding a cat for five days, aren't I?
Beş gün falan kedi bakacağım, değil mi?
The heat from the fires has created too much wind.
Yangından gelen ısı aşırı rüzgar oluşturmuş.
Wind Blade Kick!
Rüzgar Bıçağı Tekmesi!
He was hoping to get rid of any evidence against him before Mr. Boss got wind of it.
Bay Boss duymadan önce ona karşı bir kanıt bulmayı umuyordu.
♪ Heedless of the wind and weather ♪
# Hava ve mevsimin önemi yok #
As long as she's in the wind, it doesn't look good for your chief.
Kız bulunmadığı sürece şefinizin durumu pek aydınlık görünmüyor.
If I give you confidential files, Maddox will end up with a mistrial and this case will wind its way through the courts for years.
Eğer sana gizli dosyaları verirsem Maddox hükümsüz yargılanacak ve bu dava yıllarca mahkemede dolanacak.
With a good wind, they can glide for hundreds of metres.
İyi bir rüzgarla, yüzlerce metre süzülebilirler.
First, they glide into the wind, harnessing its energy to give them lift.
İlk önce, rüzgara karşı süzülerek onun enerjisini yükseklik kazanmada kullanırlar.
Mrs. Esfandiari has won an injunction against the wind farm, asserting that it would impair her view.
Yakın bir rüzgar çiftliği kurmayı istemektedir. Bayan Esfandiari bir emir kazandı Rüzgar çiftliğinin karşı, onun görünümünü olumsuz olacağını iddia.
Amara is in the wind.
- Amara kaçtı.
Wind down.
- Sakin ol.
The wind blew it up.
Şişme ev. Rüzgar yerle bir etti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]