Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You always were

You always were перевод на турецкий

3,804 параллельный перевод
You always were popular.
Her zaman popülerdin.
You always were too tragically heroic for this world.
Sen daima bu dünyadaki en trajik kahramandın.
You always were a pushy beggar.
Her zaman ısrarcı herifçioğlunun tekiydin.
Well, you always were good at telling stories.
Hikaye anlatmada hep iyiydin zaten.
You always were.
Bunu nasıl yapabildiğini bilmiyorum, Bir teknede yaşamak.
" I could tell you were doing exactly what you always wanted.
Her zaman yapmak istediğin şeyi yaptığını söyleyebilirim.
My father always said you were the only man Who could complete this project.
Babam hep bu projeyi bitirebilecek yegâne kişinin siz olduğunu söylerdi.
Yes, but you can always recover the fragments that were washed away, where as I will lose the tissue for all time.
Evet ama siz aşınmış tüm kırıkları toparlayabilirsiniz, ama ben her geçen zamanda bir çok doku kaybedeceğim.
You were always in my heart.
Her zaman kalbimdeydin.
You were always the one brother I could count on.
Her zaman güvenebileceğim tek ağabeyim sendin.
Were you always such a careless teacher?
Her zaman bu kadar aldırışsız bir öğretmen miydin?
Were you always the intrepid reporter from the Herald?
Her zaman Herald'ın gözükara muhabiri miydin?
And I always thought you were a doctor.
Ben de seni hep doktor sanırdım.
Yeah,'cause you and Artemis were always so close.
Evet, çünkü senle Artemis her zaman çok yakındınız.
I've known for a long time that you were always partial to Logan.
Tabii kalbin hep Yama'ya ait olmuştu.
Senator, were you always gay, or did your wife turn you gay?
Senatör, hep öyle miydiniz, yoksa eşiniz mi sizi öyle yaptı?
Were you the one who always cried and burned
# Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın
Like I always say, if you love someone, set them free, and, if they don't come back to you, they were never yours to begin with.
Hep dediğim gibi, birini seviyorsan bırak gitsin, dönerse senindir. Dönmezse zaten hiç senin olmamıştır.
You were always my chapter, Ryan.
Sen her zaman için benim bölümümdün Ryan.
You know, I always knew you were an arrogant son of a bitch, but you proved yourself tonight, pal.
Ukala bir orospu çocuğu olduğundan emindim ama bu akşam bunu bir kez daha kanıtladın ahbap.
You were always so smart.
Hep çok zekiydin.
You were always more in love with your buildings anyway.
Binalarını hep daha fazla seviyordun zaten.
You were always better at that sort of stuff than me, but we'll see how it goes.
Bu tür şeylerde hep benden daha iyiydin, bakalım nasıl halledeceğiz.
You were right. When you're in love, you don't always think with your head.
Haklıydın aşık olduğunda her zaman sağlıklı düşünemiyorsun.
- Oh. - Were you always like this?
Hep böyle miydin sen?
You were always direct.
Dolaysız konuşuyorsun.
You were always special, Derek.
Sen her zaman özeldin Derek.
Well, you were always good with a shotgun.
- Av işinde her zaman iyiydin.
Winston was always very happy when you were on the case with him.
Winston onunla birlikte olduğunuz davalarda her zaman çok memnundu.
Okay, you were always Lemon's favorite cousin, so I had to be nice, but, I'm not with Lemon anymore, so I can say that now. I do not like you.
Lemon'un ev sevdiği kuzeniydin, ben de iyi davranmak zorundaydım, ama artık Lemon ile birlikte değilim, yani artık rahat rahat söyleyebilirim.
Well, I always thought the two of you were a much better fit.
Siz ikinizin her zaman daha uyumlu olduğunuzu düşünmüşümdür.
You were always a little tone-deaf.
Senin müzik kulağın biraz şaşırırdı.
You were always unattractive.
Sen her zaman sevimsizdin.
You were always so much more.
Her zaman daha fazlasıydın.
I always thought you were an idiot.
Bir gerzek olduğunu hep düşünüyorum zaten.
You see, inconvenient though you occasionally were you're always worth more to me alive than dead.
Görüyorsun, her ne kadar arada sırada rahatsız edici olsan da benim için ölü olmandansa sağ olman hep daha iyiydi.
No, it wasn't a coincidence, because you were always following me around.
Hayır, tesadüf değildi, Çünkü hep beni takip ediyordun,
You were always the smart one, Amanda.
Zeki olan her zaman sendin Amanda.
That's because you were always doing it.
Sen hep gönüllü olduğun içindi o.
We were always there for you.
Hep senin için oradaydık.
I always knew you were the good one.
Senin iyi biri olduğunu biliyordum.
- You were always a pussy.
- Hep korkağın tekiydin zaten.
I tried, but you were always off in your room or some corner of the house on the phone.
Denedim ama sürekli odanda veya evin başka köşesinde telefonlaydın.
I always knew you were the type.
Bir tip olduğunu her zaman biliyordum.
You were always the better engineer.
Her zaman daha iyi bir mühendistin.
I've always wished a stable future for you, plus if you were to rush an announcement into the Times,
Senin için her zaman düzgün bir gelecek istedim.
Your mother always said you and I were... we're too alike. You know?
Annen her zaman, ikimizin birbirimize çok benzediğini söylerdi.
I always thought you were an overrated little fucking dwarf, myself.
Senin hep abartılmış bir cüce olduğunu düşünmüşümdür.
You and Sal were always with the herd.
Sal ve sen, hep sürüyle birlikteydiniz.
I've always wondered what you were hiding under your curly locks, my beautiful yellow melon.
Her zaman o bukleli saçlarının altında ne sakladığını merak etmiştim. Benim bir tanecik kavunum.
You were always fucking crazy.
Hep deliydiniz zaten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]