Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You asleep

You asleep перевод на турецкий

4,158 параллельный перевод
In Ha, are you asleep?
In Ha, uyuyor musun?
Your Highness, are you asleep?
Majesteleri uyuyor musun?
Have you been asleep?
Yoksa uyuyorsun?
He was asleep when you came in and dead when you woke up.
Kocan sen yatağa girdiğinde uyuyordu ve uyandığında ölmüştü.
You'd tuck me in every night and read me bedtime stories until I fell asleep.
Beni her gece yanına alıp uyuyana kadar masal anlatırdın.
Were you asleep?
Uyuyor muydun?
Because you fall asleep looking at a painting of it.
Çünkü öyle bir resime bakarak uyuyorsun.
I thought you were asleep.
Uyuduğunu sanıyordum.
But then I noticed your, uh, your pronounced bed-head, which means that you were asleep.
Ama sonra fark ettim ki daha yeni uyanmış gibiydin ki bu da uyuya kaldığını gösterir.
But if-if you were home, then, um, you would have changed before you came into work, which means that you were asleep but not at home, which means...
Ama eğer evde olsaydın o zaman işe gelmeden önce neden üzerini değiştirdin ki bu da uyuyordun ama evde değildin ki bu da...
Uh-oh. You- - um, I took one while you were asleep.
Şey, sen uyurken bir tane çektim.
I just thought her leg had fallen asleep from sitting around listening to you habla.
Ben şahsen senin çenenden bacağının karıncalandığını düşünmüştüm. "habla."
If you fall asleep, you'll never wake again.
Eğer uykuya yatarsan, bir daha uyanamazsın.
And can you just stay here till I fall asleep?
Ben uyuyana kadar burada kalır mısın?
You were asleep, when the attendant gave this.
Görevli bunu verdiğinde uyuyordunuz.
Oh, no biggie. You know, I fell asleep during a surgery once.
Aslında ben de bir keresinde ameliyat sırasında uyuyakalmıştım.
- You sent her home? - She fell asleep during grand rounds.
- Uyuklayıp duruyordu.
Whatever sent you to the hospital, that brought out your trouble, and that has caused everybody else to fall asleep.
Hastaneye götürülmene neden olan şey sorununu ortaya çıkardı ve diğer herkesin uykuya dalmasına neden oldu.
The nurse changed you into them while you were asleep.
Uyurken hemşire giydirmiş.
You waiting for some guy to fall asleep with a cigarette?
Birisinin sigarayla uyuya kalmasını mı bekliyorsunuz?
Before you fall asleep... The time we went to Vegas and you told me that you got robbed.
Uykuya dalmadan önce Vegas'a gittiğimiz zaman, hani bana soyulduğunu söylediğin zaman.
- What do you know? You're half asleep.
- Nereden bileceksin, uyur uyanık durumdasın.
I'm sorry I was asleep when you got home.
Sen gelene kadar uyuyakaldığım için özür dilerim.
You stay up and watch it all the time? I film it while I'm asleep.
Uyurken kameraya çekiyorum.
I'll sit with you until you fall back asleep.
Tekrar uyuyana kadar seninle oturacağım.
When you were asleep, he must've...
Sen uyurken yapmış olmalı...
I snuck out of the house while you were asleep.
Sen uyurken evden gizlice çıktım.
I try not to cry till you're asleep.
Uykuya dalana kadar ağlamamaya çalışacağım.
You can't fall asleep.
Uyumamalısın.
Are you really asleep?
Gerçekten uyuyor musun?
While you've been asleep, even though I was alive, I wasn't living.
Sen uyurken yaşamıyordum bile.
Two nights ago, you were all asleep.
İki gece önce, hepiniz uykudayken kendimi tünel giriş kapısında buldum.
This is why you shouldn't fall asleep watching horror movies.
İşte bu yüzden korku filmi izlerken uyuyakalmamalısın.
You've been asleep for five hours.
5 saattir uyuyorsun!
You fell asleep. Yeah.
Hey, uyuyakalmışsın.
If I hadn't stopped you, we wouldn't be having this conversation, because one of us wouldn't have a tongue and the other one would be in the bed asleep! ( knocks ) It's fine, everything's gonna be fine.
Eğer seni durdurmamış olsaydım, biz bu konuşmayı, yapıyor olmazdık çünkü ikimizden birinin bir dili olmazdı ve diğeri de yatağında uyuyor olurdu! Sorun yok, herşey yoluna girecek.
Last time I fell asleep with you at the wheel, I woke up with back pains at some picnic area in Norway. - The road signs in Norway are really bad.
En son sen direksiyondayken uyuduğumda Norveç'te bir piknik alanında sırt ağrılarıyla uyanmıştım.
Yes, Carl is asleep. Yes, see you soon.
Evet, Carl uyuyor.
You must've fallen asleep here last night.
Dün gece uyuyakalmışsın sanırım.
How could you just fall asleep?
Nasıl uyuyakalabildim böyle?
If you're embarrassed, you can continue pretending you're asleep.
Çok utandıysan, uyuma numarası yap.
While you're pretending to be asleep, listen.
Uyuma numarası yaparken dinle.
I'll assume you heard everything while you were asleep.
Uyurken ne dediğimi duydun mu diyecektim.
You need to pat me until I fall asleep.
Uykuya dalıncaya kadar pış pışlaman gerekiyor beni..
Because of you, Meahri drinks, and whines every day and falls asleep in front of the front door!
Senin yüzünden Meahri içiyor, hem de her gün ve kapının önünde sızıp kalıyor!
I hope you'd be asleep when I come back.
Umarım uyumuş olursun, ben döndüğüm zaman.
Oh, you guys should talk about it down at the bar until after Marvin's asleep.
Marvin uyuyana kadar barda konuşun bu konuyu.
You sound pretty darn confident for someone who's been asleep for two years.
kendine oldukça güveniyorsun.
W-We were talking and, you know, we fell asleep on the couch.
- Konuşuyorduk ve kanepede uyuya kalmışız.
You sure you're not asleep with your eyes open?
Gözün açık uyumadığından emin misin?
It's just that he's not as comfortable with his sexuality as you are yet, so he's gonna need to pretend to be asleep while it's happening.
Sadece henüz cinsel tercihi konusunda senin kadar rahat değil. O yüzden yataktayken uyuyormuş gibi yapacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]