Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You called the police

You called the police перевод на турецкий

353 параллельный перевод
You called the police?
Polisi aradın demek.
And didn't Officers Crocker and Garwood come to your house after you called the police?
Ve siz polisi aradıktan sonra memur Crocker ve Garwood evinize gelmedi mi?
You called the police.
- Polisi aradınız.
- Have you called the police?
- Polisi aradınız mı?
Have you called the police?
Polisi aradınız mı? Evet.. şey..
You called the police station... but that night you hang up without a word... they told me at the switchboard.
Önce polise telefon ettiniz ama tek kelime etmeden kapattınız. Santralden öğrendim.
You called the police?
Polisi siz mi aradınız?
Have you called the police yet?
Hala polisi aramadın mı?
What do you mean by telling me you called the police?
Polisi aradık demekle ne kast ettiniz?
You called the police?
Polisi mi aradın?
- You said you called the police.
- Polis çağırdığını söyledin.
You called the police? Why not?
Polisi neden aramadın?
- You called the police?
- Hastaneyi, polisi aradın mı?
You called the police? What?
Polis mi çağırdın?
- Have you called the police?
- Polisi aradın mı?
- You called the police.
- Polisi aradın.
- He said no police. - Why did you do that? He said he'd kill him if you called the police.
Polis yok dedi, ararsanız öldürürüm dedi.
The police called to say they're presenting you with the'Courageous Citizen Award'.
Polis sana cesur vatandaş ödülü vermek istiyormuş.
Called for the police, did you?
Polisi çağırıyorsun değil mi?
If they suspected you, they'd have fired you or called the police.
Şüphelenmiş olsalardı seni kovar ya da polisi ararlardı.
You know, your old friends of the Resistance... who work at the restaurant... they called the police all sorts of terrible names... when they had to let you go yesterday.
Restoranda çalışan eski Direnişçi arkadaşların, dün seni serbest bırakan polise küfür ettiler.
I called the police from your room and told them who you are... and what you did tonight.
Polisi arayıp kim olduğunu ve bu akşam ne yaptığını söyledim.
And hadn't she called the police on two occasions when you beat her for refusing?
Reddettiği için iki kez dayak yedikten sonra polisi aramamış mıydı?
I suppose you know as well as I do, Mr. Robeson, that when a doctor is called to treat a gunshot wound, he's obliged to notify the police.
Benim kadar sen de biliyorsun ki, Bay Robeson, bir mermi yarasını tedavi etmek için bir doktor çağırıldığında, polise bildirmek zorunda.
As you see, I could have called the police myself.
Polisi kendim de çağırabilirdim.
Were you called upon by the police to take photographs of the body of the deceased, Bernard Quill before and after he was removed from the scene of death?
Maktul Bernard Quill'in cesedi... ölüm mahallinden kaldırılmadan önce ve sonra fotoğraflarını çekmek üzere... polis tarafından çağrıldınız mı?
Have you called the police?
- Polisi aradın mı?
- Are you the one who called the police?
- Polisi arayan sen misin?
I've called you to this offshore location in the middle of the night because we're safer here than elsewhere from police interference.
Çünkü, polis baskını ihtimali çok daha az.
You should have called the police.
Polisi aramalıydınız.
Well, yesterday I called the police and I... I reported that I saw you shoot a man.
Dün Polis çağırdım ve sizin birisini vurduğunuzu gördüğümü söyledim.
I called to tell you that Anna the maid... she has been arrested by the police... in a rowboat trying to escape to Sicily.
Hizmetçi Anna polis tarafından tutuklandı. Sandalla Sicilya'ya kaçmaya çalışırken.
You know, I nearly called the police.
- Neredeyse polisi arayacaktım.
You've called the police?
Polisi mi aradın?
What if I woke up before you got here and called the police?
Ya sen buraya gelmeden önce uyanmış da polisi çağırmışsam?
You've called the police, please hold.
Polis merkezi, lütfen hatta kalın.
You called Bob Kroiger at the hotel with a phony message... about the police needing Lauren back here in L.A.
Bob Kroiger'ı arayıp otele mesaj bırakmışsın. Los Angeles polisinin onun geri dönmesini beklemesiyle ilgili.
That's why I called the police - so that you would have to go!
- Bu yüzden polisi çağırdım! Gitmek zorunda kal diye.
Amos, don't you think it's about time you called in the state police?
Amos, 10 : 00'ın senin eyalet polisini aradığın zaman değil mi sence?
If you hadn't been so busy getting off by peeping on her... if you had called the police about your blood brother, the Indian... Gloria Revelle would still be alive.
Onu dikizlemekten kendini alıp kan kardeşin Kızılderiliyi polise haber verseydin Gloria Revelle hala yaşıyor olacaktı.
Excuse me, if you're still in the house, I'vejust called the police.
Pardon, hala evdeyseniz haberiniz olsun, polisi çağırdım.
Okay, Helen, you called the local hospitals and the police and got nothing.
Tamam, Helen hastaneleri ve polisi aradım ve bir şey çıkmadı.
If I was some unknown trespasser you'd have called the police instead of tying me up and leaving me.
Tanınmayan bir mütecaviz olsaydım beni bağlayıp terk etmek yerine polisi çağırırdın.
And then you called the police?
Ve sonra polisi mi aradınız?
So I guess my next guess is you haven't called the police.
Öyleyse, herhalde diyebiliriz ki polis filan çağırmadın.
If the police check the phone records, don't you think it'll look unusual that you called me before you called them?
Polis telefon kayıtlarını incelerse onlardan önce beni araman...
The police called. You're not there, you're not here.
Polisi aradım, hiç bir yerde yoksun.
I'm surprised you haven't called the police.
Polisi aramamana şaşırdım.
- I can't believe you called the police.
Hiç komik değil!
And you have called the police?
Polisi aradınız mı?
You've got to trust me when I say that I only called the police...
Sadece polisi aradım dediğimde bana güvenmelisin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]