You talked to her перевод на турецкий
616 параллельный перевод
No, but I thought maybe if you talked to her, you could get...
Fakat belki sen konuşursa, ondan...
- You talked to her?
- Onunla konuştunmu?
- Have you talked to her?
Konustun mu? - Konuşmadım.
You talked to her?
Ona anlattın mı?
You talked to her.
Onunla konuştun.
There isn't But if you talked to her...
Ama yok. Fakat eğer onunla konuşsaydın.
You talked to her?
Onunla konuştun mu?
But I think if you talked to her, she'd change her mind.
Ama sen onunla konuşursan belki fikrini değiştirir.
I didn't want to kill her... but since you talked to her, she knew too much.
Onu öldürmek istemiyordum fakat sen onunla konuştuğun için, çok fazla şey biliyordu.
The way you talked to her was great.
Onunla konuşma tarzın harikaydı.
Have you talked to her about it?
Onunla hiç konuştun mu?
Have you talked to her?
Sen onunla konuştun mu?
You talked to her before she left?
Gitmeden konuştun mu onunla?
What did Laurie say when you talked to her?
Lori ne diyor?
- Have you talked to her yet?
- Onunla konuştun mu?
You know what I mean. You talked to her?
Onunla konuştun mu?
And you're not Mrs. Carleton Random, because I talked to her... on the phone not 10 minutes ago.
Siz de Bayan Carleton Random değilsiniz, çünkü onunla daha 10 dakika önce telefonla görüştüm.
You didn't talk to her, you... talked to me.
Onunla konuşmadınız, benimle konuştunuz.
I thought perhaps if you talked to Mother... told her how well he's doing at the lab, what a wonderful future you see ahead for him... well, she might forget that his father manufactures overalls.
Anneme, onun laboratuvarda başarılı olduğunu, önünde harika bir gelecek olduğunu söylersen, babasının fabrikasını unutabilir.
- I talked to Tommy's brother and I said "You gotta take her for a couple of years!" And he says "Oh, no!"
- Tommy'nin kardeşiyle konuştum ve ona "birkaç yıllığına yanına al!" dedim. "Olmaz!" dedi.
Because, whatever happens in England, or at the club, I'll always be able to imagine America, because I've met you and talked to you and liked you.
Çünkü İngiltere'de ya da kulüpte ne olursa olsun her zaman Amerika'yı hayal edebileceğim çünkü seninle tanıştım, konuştum ve senden hoşlandım.
Do you think maybe if I went out and talked to her?
Acaba belki gidip, konuşsam yararı olur mu dersiniz?
I told him that you and I talked, the way I... the way I've always wanted to talk to Roger.
Ona seninle konuştuğumuzu söyledim. Benim... Roger ile her zaman konuşmak istediğim gibi.
You shouldn ´ t have talked to her.
Onunla konuşman gerekmiyordu.
I think I've... - Just for a moment. I wouldn't disturb her. - l think I've talked to you all I want to.
Sanırım sizinle istediğim kadar konuştum.
You talked to what's-her-name lately, in Omaha? Yes.
Son günlerde Omaha'daki adı malum kişiyle konuştun mu?
If you had just talked to her, she wouldn't have killed herself.
Eğer onunla konuşmuş olsaydın, kendini öldürmüş olmayacaktı.
I just talked to her, and she kind of would like to see you again.
Şimdi onunla konuştum ve o da seni tekrar görmekten mutlu olacak.
'Cause he talked to her about little things, you know.
Çünkü anneme bir şeyler anlatıp dururdu.
Talking that woman out of going to the railroad... you might have talked her into getting herself killed.
Kadını yetkililere gitmekten vazgeçirdiysen öldürülebileceğine de ikna etseydin iyi olurdu.
- You haven't talked to her yet.
- Seni korkak. Onunla hâlâ konuşamadın, değil mi?
You have not talked to her about this hellish story about mine and its history?
Onunla bu konuda konuştun mu? Madenin korkunç hikâyesini ve tarihini?
4 years, and you never talked to her.
Dört sene oldu ve onunla hiç konuşmadın.
You bought $ 40 worth of fuckin'film, and you never even talked to her.
40 $ değerinde gereksiz bir film aldın ve onunla hiç konuşmadın.
Whoever you talked to, what did he say?
Peki, konuştuğun her kimse, sana ne dedi?
Have you seen Jane, or talked to her?
Jane'i gördün mü ya da konuştun mu?
Have you talked to her about it?
- Bunu onunla konuştunuz mu?
Have you... you know, talked to her about the way things are?
Sen.. bilirsin, işlerin nasıl olduğu... hakkında onunla konuştun mu?
All right, you've talked to her.
Tamam, onunla konuştun.
You've talked to her behind my back?
Ne zamandır arkamdan onunla konuşuyorsun?
The way you talked to them policeman and all.
Polislerle konuşma tarzınızı ve her şeyi.
I should have paid more attention, talked to her or to you.
Seninle veya onunla konuşurken daha dikkatli olmalıydım.
You're darn right I talked to her.
Haklısın, konuştum.
I take it you haven't talked to her about it.
Sanırım bunu onunla daha konuşmadın.
The donor I talked to you about... her family is threatening to sue.
Sana bahsettiğim şu verici.
Four years, and you never talked to her.
Dört sene oldu ve onunla hiç konuşmadın.
You could have talked to her, or something.
Onunla konuşmalısın falan.
- How do you know? - I talked to her.
Nerden biliyorsun?
- You talked to her?
Onunla konuştum.
I talked to her and she's too busy to call you.
Ben onunla konuştum, seni arayamayacak kadar meşgul.
I want to know everything you and Vincennes talked about last night.
Jack'la dün konuştuğun her şeyi anlat bana.
you talked me into it 17
you talked to him 43
you talked 29
to here 31
to her 130
you tell 24
you think you're better than me 60
you too 3331
you think you know me 62
you talking to me 61
you talked to him 43
you talked 29
to here 31
to her 130
you tell 24
you think you're better than me 60
you too 3331
you think you know me 62
you talking to me 61
you took your time 70
you took everything from me 17
you think i'm stupid 121
you talk too much 145
you took 32
you think you're funny 32
you think i'm lying 56
you take care of yourself 138
you think i'm joking 22
you think i'm a fool 21
you took everything from me 17
you think i'm stupid 121
you talk too much 145
you took 32
you think you're funny 32
you think i'm lying 56
you take care of yourself 138
you think i'm joking 22
you think i'm a fool 21