You too перевод на турецкий
118,900 параллельный перевод
I treated you too good?
Sana çok iyi davranmadım mı?
But it's gonna catch up with you too, Sally.
Ama yaptıkların gelip seni de bulacak Sally.
Love you too.
Ben de seni seviyorum.
- [Sam] You too.
- Ben de.
If their newspapers are late, people will say the same to you too!
Eğer gazeteler geç kalırsa senin için de aynı şeyi diyecekler!
It'd be too confusing for the audience, you know?
Seyirci için de çok kafa karıştırıcı olur.
I love you, too.
Ben de seni.
If this is too silly for you, you can leave.
Bu senin için çok aptalcaysa gidebilirsin.
I think this door is too thick, even for you.
Bence bu kapı çok sağlam, senin için bile.
Not you, too?
Sen de...
You did not find it too daunting to speak at a negro college when no one else would dare, or to defend convicted spies.
Başka kimse cesaret edemezken bir siyahi üniversitesinde konuşmaktan veya hüküm giymiş casusları savunmaktan korkmadınız.
I was... I was too good a husband to you?
Senin için çok iyi bir koca olmadım mı?
Me, too, but you have to be there.
Ben de isterdim, ama orada olmalısın.
You stay safe, too.
Sen de dikkatli ol.
He said that, too, just before he told us that you have a Nightblood.
O da aynısını söyledi. Karakana sahip... olduğunuzu söylemeden hemen önce.
You're the one going too far and using the same old justification...
Eski bir gerekçeye dayanarak... "Bu halkımız için." diyerek ileri giden sensin.
You tell yourself you have, too... the great Wanheda, the Commander of Death who says she wants to save everyone yet builds a ship for herself, for her people.
Kendine sor bakalım, Büyük Wanheda, Ölümün komutanı herkesi koruduğunu söylüyorsun ama kendin ve halkın için gemi yapıyorsun
They used the EMP on you, too.
EMP'yi sende de kullandılar
Move, or I'll kill you, too.
Kımılda yoksa senide öldürürüm.
You, too.
Ben de.
You must have impressed Judge Reens, too, because she's considering our motion for a stay.
Hâkim Reens'i de etkilemiş olmalısın, çünkü tehir talebimizi değerlendirmeye aldı.
Come on, before it's too late, before you run out of time.
- Çok geç olmadan, zamanın tükenmeden ara.
You'd be terrified of her too if you lived under her thumb.
Sen de onun kontrolü altında yaşasaydın sen de korkardın.
We have a boss too, you know?
Bizim de başımızda bir patron var.
Then you realize the hard way... that you were going 65 miles an hour, too.
İşte o an acı bir şekilde kendinin de saatte 105 kilometre hızla gittiğini fark edersin.
I know you feel it too.
Sen de aynısını hissdiyorsun, biliyorum.
Well, hello to you, too, kid.
Sana da merhaba ufaklık.
You should do that too, Nolan.
Sen de aynısını yapmalısın Nolan.
Good to see you, too.
Selam Jack. Seni görmek de güzel.
So, you're thinking the mixed-use building. Me, too.
Yani karma kullanımlı binayı düşünüyorsun.
♪ And I'm still kinda young... ♪ Oh, I'm sorry. Am I being too loud for you?
Affedersin, yoksa çok mu sesim çıkıyor?
It won't be long before you have an episode too severe for that inhaler to help.
Bu astım spreyinin sana yardım etmeyeceği şiddetli aşama çok uzakta değil.
I've been thinking about you, too.
- Ben de seni düşünüyorum.
Make sure you don't get too seduced by it.
Seni fazla baştan çıkarmasına izin verme ama.
That you were too stupid to see it, or too impotent to stop it.
Bunu göremeyecek kadar aptal olman mı yoksa engel olamayacak kadar aciz olman mı?
She thought you were a good person too.
Senin de iyi bir insan olduğunu sanıyordu.
And I want you to go on home and say a prayer... for our sister who has gone on home much too early.
Evlerinize gidip, aramızdan çok erken ayrılan kız kardeşimiz için dua etmenizi rica ediyorum.
It's too bad you don't have more of that fight in you.
İçinde öyle bir mücadele azmi kalmamış olmasına çok üzüldüm.
You sure you're not getting too old for this shit?
Bu işlerin senden geçmediğine emin misin?
Are you gonna be one too?
Sen de mi onlardan olacaksın?
Hey, Rob, I got something to tell you, and I don't think you're gonna be too jazzed up about it.
Hey, Rob, sana bir şey söyleyeceğim ve pek hoşuna gideceğini sanmıyorum.
I thought about getting a bike myself, but you know, my girl said it's too dangerous.
Ben de bir motor almayı düşünüyorum ama kız arkadaşım çok tehlikeli diyor.
You know, Rob, I just couldn't get out of my own damn way, but it ain't too late for you.
Ben kendi yolumu çizememiştim ama senin için geç değil.
- I love you, too.
- Ben de seni.
Might've been nice if you taught them how to clean up, too.
Onlara biraz temizlik yapmayı da öğretsen güzel olabilir.
Well, for what it's worth... I think your only problem is... you care too much.
Peki, onun için neye değerse bence senin tek sorunun çok önemsiyor olman.
It's when too much runs through you.
Senin içinden çok fazla kaçtığında.
Because you were too much of a pussy to use it.
Kullanmak için.
And you're still growing, and my point is that I am too.
Ve sen hala büyüyorsun. Ve benim de bu kadar ben olduğum.
[Troy] If you all are going... then I'm going, too.
Hepiniz gidiyorsanız ben de gideceğim.
Shall I ask you something else too?
Size bir şey sorabilir miyim?
you took your time 70
you took everything from me 17
you took 32
you took an oath 26
you took it 81
toodles 51
took 50
tools 50
toot 118
tooth 35
you took everything from me 17
you took 32
you took an oath 26
you took it 81
toodles 51
took 50
tools 50
toot 118
tooth 35
tool 40
tootsie 25
tookie 23
toots 144
toodle 90
toothbrush 49
toothless 265
too much 521
too sweet 17
took you long enough 124
tootsie 25
tookie 23
toots 144
toodle 90
toothbrush 49
toothless 265
too much 521
too sweet 17
took you long enough 124
too late 1299
too low 22
toothpaste 44
too long 209
too small 58
too big 68
too bad 1185
too soon 255
too much work 29
took me 32
too low 22
toothpaste 44
too long 209
too small 58
too big 68
too bad 1185
too soon 255
too much work 29
took me 32