Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You think i won't

You think i won't перевод на турецкий

870 параллельный перевод
You know, I know you won't think I'm impertinent... but perhaps you might have a little better time... if you bought some new clothes.
Umarım saygısızlık olarak düşünmezsiniz... ama belki de yeni elbiseler alırsanız... daha iyi yaşayabilirsiniz.
If you think it'll be hurting you, then I'll stay. That won't be necessary, Tom.
Şimdi kefaletle dışarı çıkan erkekler borçlu değildir bunun için önce kale talepleri yapmalıdır.
- And don't you think I think you won't.
- Yazmayacağını sanmadığımı sanma.
When I think of how I shopped all afternoon until I was exhausted hunting a surprise for you, and you won't even put it on!
Öğleden sonramı, tabanlarım şişene kadar, sana sürpriz yapmak için alışveriş yaparak geçirdim, sense denemiyorsun bile!
I trust you won't think this a family affair... when I say that I refer to my daughter Miss Carol Fisher.
Kendi kızım Bayan Carol Fisher'den bahsettiğimi duyunca umuyorum ki bunu bir aile ilişkisi olarak düşünmeyeceksiniz.
I hope you won't think me bold addressing a stranger but I'm Elizabeth Bacon of Monroe, and I think I'm lost.
Umarım bir yabancıyla konuşmamı cüretkar bulmazsınız. Ben Monroe'dan Elizabeth Bacon, ve kayboldum.
In return, I won't question your patient again until you think fit.
Ben de hastanızı iyileşene kadar sorguya çekmeyeceğim.
But don't think I will be silent, I tell you, I won't!
Ama benim sessiz olacağımı düşünmeyin, Size söyleyeyim, olmayacağım!
I hope you won't feel I'm deserting you or think badly of me.
Umarım sizi yüzüstü bıraktığım için hakkımda kötü düşünmezsiniz.
I don't think you won it.
Sizin kazandığınızı düşünmüyorum.
I'll explain to your mother, so she won't think ill of you.
Annene ben açıklayacağım.
I hope you won't think that I spoke harshly to you just now.
Az önce sana karşı çok sert konuştuğumu düşünmezsin umarım.
You won't tell me because you think I'll come there.
Söylemiyorsun, çünkü peşinden geleceğimi...
I've got my whole life to think about now, And you won't be of any help.
Şimdi düşünmek için koca bir ömrüm var ve sizin bir faydanız olmaz.
I hope you won't think I'm meddling in your private affairs.
Özel işlerinize burnumu soktuğumu düşünmezsiniz umarım.
You won't think I'm running away... guilty conscience or anything, like Crippen.
Crippen gibi vicdan azabından falan kaçtığımı düşünmeyin.
Pops, I know I'm a fool but if I tell you something, you won't think I'm silly, will you?
Baba, ahmağın teki olduğumu biliyorum ama sana bir şey söylesem, bir aptal olduğumu düşünmezsin, değil mi?
It is rather nice, I think, to have won it, don't you?
Kazanmak güzel, değil mi?
I hope you won't think that of me.
Yanlış anlamayın.
You think I know where he's hiding and won't tell.
Yerini bilmeme rağmen söylemediğimi düşünüyorsunuz.
Steve, I hope you won't think this is second best, but one of you fellas oughta have this!
Steve, bunun en iyi ikinci olduğunu düşünmezsin umarım ama bir arkadaşınız bunu almalı.
You can hit it with a hammer and it won't go off. At least, I don't think it will.
Çekiçle vursanız dahi patlamaz, en azından ben öyle biliyorum.
I hope you won't think I butted in where I shouldn't have but Jamie told me your friend didn't call.
Umarım karışmamam gereken işlere burnumu soktuğumu düşünmezsin ama Jamie arkadaşının aramadığını söyledi.
Well... I'm afraid you won't think they're lovely.
Şey, korkarım onları pek sevimli bulmayacaksın.
I won't, but I think maybe you should.
Etmem ama bence söylemelisin.
Don't you think I won't.
Yapabileceğimi düşünmüyormusun.
It won't repay the debt your country owes you... but I think it will be welcome all the same.
Bu size ülkenin borcunu ödeyemeyecek ama sizin için güzel bir hoşgeldiniz olacak
- Or maybe you think I won't?
- Yoksa yapmayacağımı mı düşünüyorsun?
You think you can make me tell, but I won't, I won't, I won't!
Bana söyletebileceğini sanıyorsun ama söylemem! Söylemeyeceğim!
You think I maybe won't like it.
Yani sevmeyeceğimi mi düşünüyorsunuz?
At least you can type one, I think... even if our distinguished curator won't feel obliged to.
Seçkin müdürümüz minnettar olmasa bile bir tane yazabilirsin.
No, thank you, I think, I'll wait until after you're gone... so there won't be any drafts.
Hayır sanırım siz gidene kadar bekleyeceğim cereyan falan olmasın.
And don't think I won't check up on you later.
Ve daha sonra seni kontrol etmeyeceğimi sanma.
I think you won't have any doubt left of my identity.
Kimliğim hakkında sanırım bir kuşkunuz kalmadı.
- You think I won't take you to your fiancé?
- Seni nişanlına götürmeyeceğimi mi düşünüyorsun?
I'll think it for you, but I won't say it.
Sizin için aklımdan geçireceğim ama söylemeyeceğim.
I KNOW YOU WON'T UNDERSTAND THIS, BUT I THINK I'M IN BAD TROUBLE.
Anlamayacağını biliyorum ama sanırım başım büyük belada.
You think I won't see it through?
Bu işi sonuna kadar götüremem mi sanıyorsunuz?
I'm saying this so you won't think the wrong thing of me.
Bunları söylüyorum çünkü hakkımda yanlış şeyler düşünmeni istemiyorum.
I hope you won't always think that, ma'am.
Umarım her zaman bu düşünceye sahip olmassınız bayan.
No, i think they won't help you.
Hayır, bence yardım etmeyecekler.
If I say no, you won`t think I`m awful?
Hayır dersem, tam bir baş belası olduğumu düşünmezsin, değil mi?
And all the other nice things I wish I could think of, so you won't hit... or yell...
Ve düşünemediğim bütün güzel sıfatlar diyeyim ki, bana ne vur ne de bağır...
I hope that after you hear the facts, you won't think too terribly wrong of me.
Umarım bu sözlerimi dinledikten sonra hakkımda kötü şeyler düşünmezsiniz.
I reckon this liniment won't do much good for the kind of hurt you think you have.
Sanıyorum bu merhemin senin ağrılarına çok bir faydası olmaz.
If you think I don't and won't always, perhaps for the rest of my life you are very wrong, Mrs. Millett, you are very wrong indeed.
Eğer olmadığını ve belki de ömrümün sonuna kadar olmayacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz Bayan Millett, hem de çok yanılıyorsunuz.
You won't be needing this anymore and I think your boyfriend's had his gut full of races!
Artık buna ihtiyacın olmayacak! Ayrıca erkek arkadaşın da yarışmaktan hevesini almıştır.
God, I hope you won't think badly of me.
Kim bilir hakkımda neler düşünüyorsun?
Oh, and if I don't hear from you by noon tomorrow try and think of some remote corner of the world where I won't find you.
Ayrıca yarın öğlene kadar senden haber almazsam dünyada seni bulamayacağım uçsuz bir köşe aramaya başla.
Don't go back on your words you think I won't keep my promise... Infront of so many people
Sakın sözünden dönme ben sözümün eriyimdir... herkez buna şahittir
Alright, I think you won't need me here anymore.
Sanırım burada bana gerek kalmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]