You were saying перевод на турецкий

Sorry. You were saying?

Affedersin, ne diyordun?

You were saying?

Ne diyordun?

I didn't understand what you were saying.

Ne söylediğini anlamadım.

Sorry - you were saying?

Affedersiniz. Ne diyordunuz?

- And then the whole beautification process, you know, you were saying, like, maybe paint her up a little bit and...

Ve bu etrafı güzelleştirme işleri hani diyordun ya, belki biraz boya yaparız diye...

Oh, well, that wasn't what you were saying when you wanted to lead my movie.

Filmimde başrol oynamak isterken böyle söylemiyordun.

Okay. Let's go back to what you were saying before.

Tamam, az önce söylediklerinize dönelim.

So, you were saying you're in this total free fall?

- Kötü bir dönemden mi geçiyordun?

And you were saying that he must have heard it from one of the people we talked to, which makes sense, but man, fuck me, it was all just so jarring.

"Konuştuğumuz insanlardan biri gidip ona söylemiştir", açıklamanız oldukça akla yakın geliyor ama, bütün bu olanlar, adamım, çok sinir bozucuydu.

You were saying you left home?

Evden ayrıldığını anlatıyordun.

That true what you were saying about the war?

Savaş hakkında söylediklerin doğru muydu?

So, you... you were saying something..... about some new life, or whatever..

Ee, sen.. sen bir şey diyordun yeni hayat falan, yada neyse işte..

You were saying so many words.

O kadar çok şey söylüyordun ki.

You were saying something about being out-gunned.

Elimizde yeterince silahımız olmadığını mı demeye getiriyorsun.

You were saying...

Bir şey...

You were saying about a new sable...

Yeni bir kürkten mi bahsediyorsunuz?

So, you were saying Terry's problems are getting worse?

Terry'nin sorunu git gide kötüleşiyor diyorsunuz?

That's what you were saying, okay.

Sen de aynı şeyi diyorsun, tamam.

I got what you were saying, Ms. Peralta.

Ne dediğinizi anladım, Bayan Peralta.

So, I thought about what you were saying.

Dediklerini düşündüm.

You were saying Browning's got backup.

Browning'i kollayan biri olduğunu söylüyordun.

So you were saying, about the sweet potato pie?

O tatlı patates turtasıyla ilgili ne diyordun?

I'm sorry, Siegel. What were you saying?

Ne diyordun?

Kid, I was doing this while you were still pointing at the potty saying, "Ooh, look at what a big boy I am."

Evlat, sen "Bak, ne kadar büyüdüm" diyerek kendini kanıtlamaya çalışırken ben işi yapıyordum.

Um... as I was saying, if all your assets were wrapped up at the station, you'd be in some pretty hot water if a business deal suddenly went south.

Dediğim gibi bütün her şeyini bu istasyona bağladıysan ve bir iş anlaşması birden kötüye giderse oldukça zor durumda kalırdın.

So you're saying all of this time you were lying about this?

Bunca zaman yalan mı söylüyordun yani?

People were saying, " You only have 24 faders, and we want 32,

İnsanlar, " sende sadece.. .. 24 fader var, 32 istiyoruz,

What were you saying?

Çeviri : aytackara İyi seyirler dilerim!

Are you saying that you were wrong and I was right?

Senin yanlış ve benim doğru olduğumu mu söylüyorsun yani?

Saying you were ready to bring someone new into our family.

Ailemize yeni birini katmaya hazır olduğunu söylüyordun.

What were you saying?

- Konuş.

What were you saying about getting a bit more experience in the Experience?

The Experience'ta tecrübe kazanmaya ne diyordun?

What were you saying?

Ne söylüyordun?

As you were saying...

Ne diyordun?

Because I remember you on the stand saying they were hazel. Really?

Öyle mi?

Well, I remember you saying you were going to tell them to run a check-up on their systems.

Hatırlıyorum da onlara sistemlerinde 685 00 : 38 : 13,987 - - 00 : 38 : 15,220 bir kontrol yapmalarını söyleyecektin.

What were you saying?

Ne diyordun?

Sorry, ah what were you saying?

Afedersin, ne diyordun?

Now, robin, what were you saying?

Pekâlâ Robin, ne diyordun?

So you're saying if they were supportive, you would've graduated?

Yani eğer ailen sana destek olsaydı mezun olacağını mı söylüyorsun?

Could you tell what the voices were saying?

Seslerin ne dediğini söyler misin? Hayır maalesef.

And here I was beginning to think my days of being Oliver Queen's personal computer geek were coming to an end. Is that your way of saying you miss me?

ve işte tamda ben oliver queen'in kişisel bilgisayar dahisi olduğum günlerin bittiğini düşünmeye başlamıştım bu senin beni özlediğini söyleme şeklin mi?

Are you saying you would refuse if it were offered?

Teklif edilseydi kabul etmeyeceğini mi söylüyorsun?

So, you're saying the questions were rigged.

Yani sorular şikeliydi diyorsun.

Sorry. What were you saying?

Pardon, ne diyordun?

What they were saying to each other, you know,'cause they were cute, so I wanted to hear them,

Merak ediyordum işte ne konuştuklarını. Çünkü ikisi de güzeldi. Duymak istedim.

So, what were you saying?

Ne diyordun sen?

You were found outside the scene of the crime, seen carousing with the victim the night before, and you're saying to me that you, a professional, trained in observation, have no recollection of any of this?

Bugün olmaz. Bir buçuk aydır böyle söylüyorsun. Öyle ya da böyle bir plan yapmalıyız.

So you're saying JSOC is able to hit harder under President Obama than they were under President Bush?

Yani diyorsunuz ki Obama yönetimindeki MÖHK Bush zamanından daha etkili hale mi geldi?

The supervisors basically were kind of mocking me, like, " Oh, you're saying poor Kalina.

Müdürler Zavallı Kalina, anneciği olmadan ne yapar mı diyorsun?

What were yöu saying?

Ne diyordun?