Блестит перевод на турецкий
159 параллельный перевод
Почему оно так блестит?
Dikkat çekici kısımlardan ibaret.
Ваш дух блестит в глазах!
İçinizdeki yiğitlik, yüzünüzden okunuyor.
Блестит занесенная над вашими головами коса. Чей черед?
Acaba hanginizi önce alacak?
Там что-то блестит.
Aşağıda bir şey parlıyor.
Вначале оно спокойно блестит, затем затрепещет, чтобы упасть слезой любви.
Harika ve huzur dolu, sonra bir titreme... Sonra ise aşkın gözyaşı gibi bir düşüş...
Ты возбуждающий, привлекательный самец Твой пот блестит и крепко пахнет
Kamçılayıp, yumruklayan iri yarı bir adamsın. Terin keskin ve güzel parlıyor.
Помни : не все то золото, что блестит.
Unutma gördüğün her pırıltı altın değildir.
Блестит металла чешуя И рвет асфальт сухой.
Bin pedalla
В твоих пальцах что-то блестит.
Parmaklarının arasında bir şey parlıyor.
Благодаря вашей алхимии ржавая сталь блестит подобно серебру.
Kimyanızdaki bileşim bu değersiz metali gümüş gibi parıldatıyor.
"Когда мир блестит, словно ты выпил слишком много вина"
* Dünya, sanki çok şarabın varmış gibi, parlak göründüğünde *
Не все то золото, что блестит.
Çekiciliği bir kenara bırak.
И правда. И нос весь блестит.
Sivilce ve burnun da parlak.
Травка зеленеет, солнышко блестит!
Şuna bakın. Güneş parlıyor!
Смотрите, оно уже блестит! Я вижу себя в нем!
Öyle temiz oldu ki kendimi bile görüyorum.
Блестит.
Parlamış.
Посмотри как она блестит в волосах.
O sık, siyah kılların arasında nasıl da parlıyor öyle.
И его шерсть уже не так блестит.
Havlaması da kesildi.
Пока корабль плывет, Пока бьется сердце, Пока солнце блестит на волнах...
Gemim yol aldığı, kalbim attığı ve güneş parladığı sürece.
- Посильнее блестит, чем твой, мешок с мясом!
- Seninkinden daha parlak et torbası.
Клюв охранника-Хоруса блестит.
Şahin muhafızın gagası parlamış.
- Что-то он не блестит.
Hiç belli olmuyor.
Ах, я на сердце вас хранила, вот поглядите-ка, что я купила, золото прялки блестит на солнце -
Düşüncelerimden uyandırarak kalbimi doldurdunuz ; Satın aldığım şu çıkrığı görüyor musunuz? Böyle bir çıkrık hiç duyulmamış ;
Не всё сверкает и блестит.
Baktığınız her yerde ihtişam göremezsiniz.
Я не знаю, зато смотри как она блестит!
Bilmiyorum ama bak, nasıl da parlıyor.
- Привет. Смотрю, Порш здесь, и блестит.
Porsche çok güzel görünüyor.
А что это у нас тут так блестит, дорогая, а?
Gözleri kör eden bu parıltı da ne böyle tatlım?
- Почему у вас блестит голова?
Neden bu kadar parlak bir kafan var?
Он почти готов, все новенькое, так и блестит!
Her şeyiyle yepyeni. Hadi yukarı gel.
- Что-то блестит!
- Parlak bir şey! - Nerede?
У тебя под глазами блестит.
Çünkü gözlerin şişmiş.
Но оно не блестит...
Hiç parlamıyor.
Он холодный, гладкий и блестит.
Soğuk, pürüzsüz ve parlaktı.
Он отсвечивает, блестит...
Yansımanın olabilir mi? Parlamanın?
не все злато, что блестит, -
"Parlayan her şey altın değildir."
Уж очень твоя лысина блестит.
O koca siyah kafan öyle parlıyor ki, gözümüz kamaştı.
Весь мир блестит
Tüm dünya ışıl ışıl
Весь мир блестит
Tüm dünya ışıl ışıl.
Прямо как звезда блестит моя слеза
Parıldayan gözyaşları yıldız olur.
Прямо как звезда блестит моя слеза
kirameku namida wa hoshi ni kaze ni nori sora o kazaru tsukiakari kumo ni togirete mo boku o terasu Parıldayan gözyaşları yıldız olur.
Блестит, как зеркало...
Lanet olsun tertemiz...
Не видите, у меня всё лицо блестит?
Suratım ter içinde görmüyor musun?
Сложно, слишком блестит.
Vallahi zor. Gözlerimi kamaştırdı.
Это блестит всем девочкам?
Gün Işığııııı.
и лицо все время блестит... и выпученные сильно.
Koca bir göbeği var, yüzü hep yağlı ve gözleri bir suçlunun gözleri gibi ve gerçekten iğrenç.
Он золотой с красным и весь блестит.
Altın rengi ve kırmızı, üstelik parlıyor.
Я вижу своего отца, выходящего из-под арки из песчаника цвета охры, красная черепица блестит за его головой, как гнутые тарелки с кровью.
Babamı, toprak rengi kefeki taşından kemerin altında gezinirken, kırmızı tuğlaların, kıvrık kan yuvarları gibi kafasının ardında parıldadığını görüyorum.
Ты бы посмотрел! Блестит, как новенькая!
Yenisinden farkı kalmadı.
Даже отсюда видно, как блестит.
Parıltısını görebilirsin.
Вон, чешуя блестит!
Bak bir tane daha.
Посмотри, все блестит.
Her şeyi şip-şak yapıyor.
блестяще 454
блестящие 26
блестящий 40
блестящая 31
блестящая работа 19
блестящая идея 61
блестящая мысль 16
блестящие 26
блестящий 40
блестящая 31
блестящая работа 19
блестящая идея 61
блестящая мысль 16