Свадьбу перевод на турецкий
3,514 параллельный перевод
Да ладно тебе, Лэсси. Я же спас твою свадьбу.
Hadi, ama Lassie, düğününü kurtarmana yardım etmiştim.
Кто вообще играет свадьбу в ноябре?
Kim kasım ayında evlenir ki?
На следующей неделе мы отмечаем серебряную свадьбу.
Önümüzdeki hafta 25. Yıldönümümüz.
Ты пригласил всех этих козлов на нашу свадьбу?
O pisliklerin hepsini düğünümüze mi çağırdın?
Кончай собачью свадьбу!
Herkes dışarı!
Приехал на свадьбу?
Düğün için mi geldin?
Я знаю, наши дети не могли решить, на каком побережье играть свадьбу.
Çocuklar düğünü hangi kıyıda yapalım diye bir arada bir derede kaldı.
Можешь завтра на свадьбу надеть.
Yarın düğünde bunu giyebilirsin.
Здорово, что ты сама шьёшь себе платье на свадьбу.
Düğünde giyeceğin elbiseyi kendin dikmen çok hoşuma gitti.
Как ты считаешь, когда лучше сыграть свадьбу?
Sence düğün ne zaman gerçekleşmeli?
А твою свадьбу с Лорасом?
Peki senin Loras ile düğünün?
Мне нужно на свадьбу... к сестре того, кого я люблю и кому доверяю.
Katılmam gereken bir düğün var. Sevdiğim ve güvendiğim adamın kız kardeşinin düğünü.
Мне нужно на свадьбу к сестре того, кого я люблю и кому доверяю.
Bir düğüne gitmem lazım, sevdiğim ve güvendiğim adamın kız kardeşinin düğünü.
Хотя, мне придется оправдываться перед Беки, почему мы пришли к ней на свадьбу с пустыми руками.
Gerçi Becky'e neden düğününe eli boş geldiğimizi açıklamamız gerekecek.
Ты думаешь, что можешь заменить настоящую свадьбу... Росписью в суде?
Düğün yapmak yerine mahkemede evlenebileceğini mi düşündün?
Если у вас будет время, Приезжайте на свадьбу Димпи.
Eğer zamanın olursa Dimpy'nin düğününe davetlisin.
Брат, он приехал на свадьбу, А не болтать с тобой.Пошли.
Ağabey buraya düğün için geldi seninle sohbet etmek için değil.
Ты пришел сюда на свадьбу Раджо, Так что у тебя должен быть подарок.
Buraya Rajjo'nun düğünü için geldin yanında bir şeyler getirdin mi?
Я завтра отправляю приглашения на мою свадьбу...
Yarın düğün davetiyelerim basılacak.
Думаешь, мама обрадуется, если ты сыграешь свадьбу?
Sence evlensen annen mutlu olur mu?
Пойдешь со мной на свадьбу моей сестры?
- Benimle kız kardeşimin düğününe gelir misin?
Ты захватил травку на свадьбу моей сестры?
Kız kardeşimin düğününe esrar mı getirdin?
Эти письма превращаются в свидания и иногда в тюремную свадьбу.
Bu mektuplar zamanlar ziyaretlere... ve bazen hapis düğünlerine dönüşebiliyor.
Ты получил приглашение на свадьбу?
Düğün davetiyeni aldın mı?
Чтобы отпраздновать свадьбу,
Çizgi Romancı Adam'la
Хорошо, правда в том, что мы планировали свадьбу Джулс, и мы просто не думали, что тебе...
Tamam, işin doğrusu Jules'un düğününü planlıyorduk ve biz düşündük ki senin...
И почему мне будет не интересно планировать свадьбу Джулс?
Peki ben neden Jules'un düğününü planlamada bulunmak istemeyeyim?
Обед, не свадьбу.
Öğle yemeğini, düğünü değil.
Обслуживающие свадьбу вам не сказали?
Yardımcınız bunu sana söylemedi mi?
У вас нет обслуживающих свадьбу?
Yardımcınız yok sizin?
С радостью приду к тебе на свадьбу в 2087, когда Малибу уйдет под воду а президентом будет робот!
Malibu, suyun iki metre altındayken.. ... ve robot başkanımız varken 2087'deki düğün için sabırsızlanıyorum.
Мы разрушили чью-то свадьбу?
Birinin düğününe mi sızdık?
Пожалуйста, скажите, что я купила выпивку на свою ненастоящую свадьбу.
Benim sahte düğünüme bir sürü içki getirdiğimi söyleyin, lütfen.
Синдром чужой руки не лечится, но свадьбу отменять не обязательно.
Yabancı el sendromu için bir tedavi yok ama düğünü iptal etmeyin.
Мне нужно сорвать одну свадьбу и предотвратить вторую.
Bu düğünü ve ikinci evliliği engellemem gerek.
Мне нужно платить за свадьбу.
Düğün masraflarını ödemem gerekiyor.
Давай поиграем в свадьбу.
Evcilik oynayalım.
Добро пожаловать. В этот радостный день Святого Патрика, на свадьбу Фидельмы Дениз Лун и Десмонда Иосифа Марии Долана.
Hepiniz bu harikulade St. Patrick Günü'ndeki Fidelma Denise Moone ve Desmond Joseph Mary Dolan'ın düğününe hoş geldiniz.
Они оба должны прийти на нашу свадьбу.
İkisi de nikaha gelecek.
Моя мать и мачеха ненавидят друг друга, мне поручено убедиться, что они обе явятся на свадьбу и не поубивают друг друга.
Annem ve kayınvalidem birbirlerinden nefret ediyorlar. Evlilik törenine kadar birlikte görünmeleri ve birbirlerini öldürmemelerinden emin olma görevi benim.
Мама, естественно, отказывается идти на свадьбу, но она хотя бы помогла выбрать торт.
Annem nikahımıza gelmeyi normal olarak reddetti. En azından bizimle pastaneye geldi.
Пригласила бы тебя на свадьбу, но боюсь, ты ему не понравишься.
Seni düğünüme davet ederdim ama bence o seni pek sevmez.
Он хочет вторую свадьбу.
Evliliğimizi tazelemek istiyor.
"Они превратили свадьбу в погребальный костер" — сказал он.
"Düğün, bir cehenneme döndü" dedi.
Парень, который снимал свадьбу, оказался племянником Хейсама Хаккани.
Düğün videosunu çeken çocuk, meğer Haissam Haqqani'nin yeğeniymiş.
Ты сбросила бомбу на чёртову свадьбу, вот что случилось!
Bir düğün evine bomba yağdırdın işte olan bu!
Ты решила в тайне сыграть свадьбу?
Gizli bir düğün mü planladın?
Мы желаем вам сыграть прекрасную свадьбу!
Senin ve kocanın çok güzel bir düğün olmasını diliyorum.
А так хорошо, я вам устрою вам свадьбу.
Evlenmek istiyorsun, Sana düğün düzenleyeceğim.
Нам обоим будет приятно если вы посетите нашу свадьбу.
Ve eğer orada olursan, her ikimizde hoşlanırız.
Вы не будете планировать свадьбу в ближайшее время.
Ben bekar olmanın tadını çıkarın.