Тяжелое перевод на турецкий

Мне понравилось, как она сохранила присутствие духа, когда я поставил ее в тяжелое положение.

İşini halledene dek burada metanetini korumasını istiyorum.

Ночь будет душная от ароматов. Я услышу сзади шаги и чье-то тяжелое дыхание.

Parfüm kokulu bir gecede..... arkamdan yaklaşan bir ayak sesi..... ve bir erkeğin nefesini duymak istiyorum.

По мне, это - тяжелое дело. Тяжелый случай.

Bana öyle geliyor ki, bu çok zor bir dava.

- Тяжелое дело.

- Çok zor bir dava.

Да, вам выпало тяжелое испытание.

Evet, çok kötü bir olay yaşadınız.

Очень тяжелое!

Ve çok ağır. Buldum!

У него с детства тяжелое увечье, а последние дни он подвергался пыткам.

O Günlerce işkence gördü.

За спиной – тяжелое детство, грустная юность,

Belki kötü bir çocukluk geçirdim Belki mutsuz bir gençlik

Вы берете на себя, вы принимаете тяжелое задание.

Çok çetin, çok zor bir görevi üzerinize alıyorsunuz.

Занятие тяжелое, но окупается.

Zor ama tatmin edici bir iş.

Вот так. - Господин комиссар, оно тяжелое.

Komiser, onu kıpırdatamazsınız.

Лично на меня эта статья произвела тяжелое впечатление.

Ortada dolaşan bu söylenti, bana göre de çok cansıkıcı.

У нас тяжелое задание, но не впервые.

Fakat bu ilk değil.

В наше тяжелое время твой политический отдел будет работать так же эффективно, как и отдел убийств.

Bu zor zamanlarda, Güvenlik Bölge Amirliği senin sayende en az Cinayet Bölge Amirliği kadar başarılı olacak.

Поднимать тяжелое, понимаете?

Ağır şeyler kaldırmamalı, anladınız mı?

Нельзя поднимать тяжелое.

Bir şey kaldırmak yasak!

Мое тело слишком тяжелое. Мне его не унести.

Bu bedeni yanımda götüremem.

- Я только что прошёл через тяжелое испытание.

Çok üzücü bir olay geçirdim.

Тяжелое детство, среда...

Zor bir çocukluk, kötü bir çevre.

Чтобы нести тяжелое тело во время полета, крылья должны быть большими.

Ağır vücudu uçarken kaldırabilmek için, işlev gören kanatlar büyük olmalıdır.

Его структура крыла чрезвычайно сильна чтобы поддерживать тяжелое насекомое, и все же достаточно гибкая, чтобы изменять свой угол при каждом взмахе и даже сложиться когда насекомое прекращает лететь.

Kanat yapısı, ağır böceği kaldırabilecek şekilde son derece güçlüyken aynı zamanda her çırpışta açı değiştirebilecek kadar esnektir ve hatta böcek uçmuyorken arka tarafta kıvrılabilir.

У него тяжелое ранение.

Çok kötü yaralanmış.

Тяжелое заболевание может изменить сущность человека.

Ciddi bir hastalık, insanın yüreğinde bile değişikliğe neden olur.

Люди думают, что старые законы уже не действуют, и начинают нарушать. Думают, что до них нет никакого дела, потому, что время тяжелое.

Eski kuralların geçerli olmadığını sanıyorlar ve onları aşmaya başlıyorlar, kimse takmaz diye düşünerek.

Что-то тяжелое.

Ağır olduğunu hissettim.

Плотное и тяжелое.

Koyu ve ağır.

Почему в будущем все тяжелое?

Neden gelecekte her şey çok ağır?

Время наступает тяжелое.

Hepimiz için zorlu olacak.

" Морская звезда... Вот тяжелое покрывало.

Denizin yıldızı, burada yatar ağır bir yaprak

Сейчас для всех тяжелое время.

Bu günlerde herkes zor zamanlar geçiriyor.

Оно довольно компактное, но не слишком тяжелое.

Biraz katı bir şiir fakat fazla ağır değil.

Первое свидание - всегда самое тяжелое, Гарри.

İlk buluşma her zaman en zor olandır, Harry.

Тяжёлое же бремя у неё на сердце!

Acıyla dolmuş yüreği.

Раз состояние матери настолько тяжёлое, приходится предполагать худшее.

Eğer annenin durumu ciddi ise, en kötü olasılığı dikkate almak zorundayım.

Оно как будто тяжелее... слишком тяжёлое для меня.

Çok ağır benim için çok ağır.

- Слишком тяжёлое для тебя.

- Taşıyabilecek misin?

Она ведь тоже пережила тяжёлое испытание.

Çok zor anlar geçirdiğinin farkındasınızdır.

Крис, самое тяжёлое позади.

Chris, en kötü yeri geçtik.

Тяжёлое...

Ağır.

Ну и тяжёлое заседание выдалось.

Zorlu bir toplantıydı.

Мы попали в тяжёлое положение.

Mahçup bir durumdayız.

Поторопитесь, оно тяжёлое!

Çabuk ol, çok ağır!

Слушай. Собрание долгое и тяжелое.

Toplantı uzun sürecek, çetin geçiyor.

Мне жаль, что у тебя было столь тяжёлое время.

Gururumu okşadın, ahbap. Ve zor zamanlar geçirdiğin için de üzgünüm.

Колтона ждёт тяжёлое будущее.

Colton'ın geleceği iç açıcı değil!

Очень тяжёлое.

Çok iç karartıcı!

Старость... тяжёлое это испытание.

Yaşlı olmak ne kadar zor.

Ищите лом или что-нибудь тяжёлое. Идите!

Hep beraber, sağlam bir şeylerle kıralım!

Общество — тяжёлое бремя.

Sosyal olmak kolay bir iş değil.

Это тяжёлое путешествие.

Zor bir yolculuk olacak.

Я знаю, что он родился в тяжёлое для тебя время.

Onu çok kötü şartlar altında dünyaya getirdin.