Учишь перевод на турецкий
227 параллельный перевод
Учишь его трюкам?
Vay be, ne atıştı! Anladım.
Ты танцуешь вокруг Лины и учишь ее, как кланяться.
Yalnızca Lina'nın etrafında dans et ve ona nasıl reverans yapılacağını öğret.
Учишь тому, что тебя не касается, улучшаешь мир.
Üstüne vazife olmayan işlere karışıp dünyayı düzeltecek.
Сначала учишь одно, а потом все переворачивается с ног на голову
Bir şey öğretiyorlar, sonra değiştiriyorlar.
Замолчи, болван. Чему ты его учишь?
Kapa çeneni aptal, onun aklına böyle fikirler sokma.
Мне нравится, когда ты меня учишь.
Beni azarlamanı seviyorum. Gerçekten seviyorum.
Что ты учишь?
Ne okuyorsun?
Чему ты их там учишь в моей конюшне?
Ahırımda onlara ne öğretiyorsun?
Почему ты не учишь?
Neden dersine çalışmıyorsun?
Да уж, вот такая ты мать - учишь ее таким вещам.
Senin gibi anneler, bu zımbırtıları öğretiyor işte.
Много новых слов учишь.
Bir çok yeni kelime öğrenebiliyorsun.
Ты учишь его убивать?
Ona öldürmeyi mi öğrettin?
Ты же учишь её кататься на доске, так почему не научишь любви?
Ona rüzgar sörfü öğretiyorsun. Aşkı neden öğretemeyesin?
- Ты учишь карате.
- Sen çalışıyorsun.
— Почему ты не учишь греческий?
Neden Yunanca almıyorsun?
Ты уже пять дней не учишь!
- Biliyorum. Beş gündür sendeler!
Учишь людей, тратишь на них время и силы.
Birini eğitmek için paranı ve enerjini harcarsın.
Да с какой стати ты учишь меня жить?
Hayatımı nasıl yaşayacağımı söyleyebileceğini mi sandın?
- Что ты учишь?
- Bölümün ne?
А ты что учишь?
Senin ne?
Ты учишь его летать, детка?
Tatlım, ona uçmayı öğrettik, değil mi?
А ты детей азбуке учишь.
Sense çocukları alfabeyi öğretmekle meşgulsün.
Ты учишь нас танцевать, мы учим тебя остальному.
Sen bize dansı öğret ben o tarafını sana öğreteyim.
А ты учишь эти маленькие уроки, и надеюсь, растёшь.
Küçük dersler alır ve büyürsün.
Студентов тоже учишь мастерить бомбы?
öğrencilerine bunları mı öğretiyorsun?
Что за отрывок учишь ты?
Hangi konuşmaya çalışıyorsun?
Ты пропадал где-то несколько лет, а теперь учишь нас жить?
Bunca yıl kaybolduktan sonra, Hayatımıza dalıp nasıl yaşayacağımızı mı söylüyorsun?
ты учишь их в с е м у.
Hayır, sen her türlü şeyi öğretiyorsun onlara.
Ты тоже учишь роль?
- Sen de rolü öğreniyor musun?
- Что учишь?
- Ders mi çalışıyorsun?
- Это точно. И что мне теперь делать, если я не могу наорать, что роль учишь в рабочее время?
Eğer sana çalışma saatinde ezber yaptığın için kızamayacaksam ne yapacağım ben?
Чего ты вообще учишь человека?
Adama anlatmaya niye çalışıyorsun?
Ты учишь детей.
Bak, yani, çocukları eğitiyorsun.
Большое тебе спасибо, что учишь меня.
Bana öğrettiğin için sağ ol.
Ты - ещё более сумасшедший, чем я ты учишь меня ждать тебя дрожать от страха и от радости
Beklemeyi öğret ve sabır içinde dikilmiş tüylerle beklemeyi.
Пятый год учишь это в школе и на курсах, и все как об стену горох. Ага, горох сразу.
Kahretsin, beş yıldır okuyorsun, özel dersler alıyorsun, bir arpa boyu yol gidemedin.
Ты же должна была быть учителем здесь Ты именно этому здесь учишь?
Senin burada öğretici olman gerekiyor. Tam olarak ne öğretiyorsun?
Ты же должна была быть учителем здесь Ты именно этому здесь учишь?
Senin burada öğretici olman gerekiyordu. Tam olarak ne öğretiyorsun?
- И учишь её ты?
- Onu siz mi çalıştırıyorsunuz?
Учишь меня, что делать с "зайцами"?
Bana işimi mi öğretiyorsun?
Так вот почему ты английский учишь.
Bu yüzden mi İngilizce öğreniyorsun.
Ты его используешь, может, всего неделю за все те годы, что учишь.
Yıllar boyunca öğrendiğiniz herşeye belkide sadece 1 hafta için ihtiyacınız oldu.
- Привет, Джоб! - Что ты тут делаешь? Учишь испанский?
Eğer istersen seve seve direksiyona geçebilirim.
Я знаю, что всё, чему ты меня учишь, — ради моего же блага.
Söylediklerinin benim iyiliğim için olduğunu biliyorum.
Чем больше ты учишь, тем больше знаешь.
Ne kadar çalışırsan, o kadar öğrenirsin.
Как ты учишь студентов?
Onu ben taşıyayım.
Ты учишь меня, чтобы кого-нибудь убить?
Sen bunu başkalarını öldürmek için mi öğrendin?
Ты учишь английский, и твой муж об этом не знает?
Neden İngilizce öğrendin ve kocana söylemedin?
Ты учишь не китайцев.
"Gwailo" yu öğretiyorsun.
Ты действительно учишь много новых слов.
Aferin Katie.
- Значит, вот ты чему учишь нашего сына?
Oğlumuza bunları mı öğretiyorsun?