Altinda перевод на английский
439 параллельный перевод
Çikistigim için üzgünüm, ama beni zan altinda birakmaniz sinirlerimi bozdu.
Sorry I got up on my hind legs, but you tryin'to rope me made me nervous.
Bu yeni haliyle Paris'te 60 yiI elden ele dolasti. Sahiplerinin hepsi de bu siyah cilanin altinda... ne olduguna bakmayacak kadar aptaldi.
In that disguise, sir, it was, as you may say, kicked around Paris for over three score years by private owners too stupid to see what it was under the skin.
Bay Glennister'in piposu ile tütünü nerede Koltuk altinda.
Where is Mr GIennister's pipe and tobacco? - Under the couch.
Seni ayaklarimin altinda çignemem gerekir.
I should smash your face in, running off with this fiddle-foot like that.
- Burasi benim yetkim altinda efendim.
- This is my command, sir.
Ay isiginin büyüsü altinda.
Under the magic of the moonlight.
- Iyilik altinda kalmayi sevmem.
- I don't like owing any favours.
Almanlar oradaki agaçlarin altinda olmali.
The Krauts must be dug in behind that row of trees.
GÖZETİM ALTINDA ŞARTLANACAK 1138, kod THX'in tedavi edilemez olduğu ve gözlenmesi gerektiği karara bağlandı.
1138, prefix THX is pronounced incurable and shall be conditioned and held in detention.
Ayni yabancilasmanin farkli biçimleri, uzlastirilamaz karsitliklarin kisvesi altinda birbiriyle mücadele ederse bunun nedeni hepsinin bastirilmis gerçek çeliskilere dayanmasidir.
If some of the diverse forms of the same alienation... do battle among themselves in the guise of total choice, it's because they're all built upon the real repressed contradictions.
Bürokratik mülkiyet bizzat yogunlastirilmistir ; bürokrat olan birey, yalnizca bürokratlar topluluguna olan üyeligi araciligiyla tüm ekonominin mülkiyetine katilir. Ve mülkiyet üretimi bürokratik kapitalizmin altinda daha az gelismis oldugu için o da yogunlastirilmis bir biçim kazanir :
Bureaucratic ownership, in fact, is itself concentrated in the sense that... the individual bureaucrat has a relation to the possession... of the global economy... only through the intermediary of bureaucratic community, and only as a member of this community.
Gösterinin ilan ettigi gerçekdisi birlik, kapitalist üretim tarzinin gerçek birliginin altinda yatan sinif ayrimini maskeler.
The unreal unity which the spectacle proclaims... is the mask of the class division on which... on which the real unity of the capitalist mode of production rests.
çünkü ekonomi tarihine siki sikiya bagli olan ekonomideki sahipler sinifi, hepsi onu tehdit ettigi için zamanin geri döndürülemez her kullanimini baski altinda tutmalidir.
because the class of the owners of the economy, which cannot break with economic history, must repress as an immediate threat... any irreversible use of time.
Evrensel tarih, tüm dünya bu zamanin gelisiminin hakimiyeti altinda oldugu için gerçeklik kimligi kazanir.
Universal history becomes a reality, for the entire world is assembled for the development of this time.
Bu iki sinif ayni zamanda tarihte yer alan tek iki devrimci siniftir fakat son derece zor kosullar altinda görevlerini yerine getirmektedir.
but under different conditions : the bourgeois revolution is over ;
"Çok aci ve sikinti çekerek tekrar kurulan bu sosyal baris,'sitüasyonistler'adi altinda suç tarihine giren kisiler ortaya çikip sonunu haber verene kadar birkaç sene sürdü."
This social peace, reestablished at great cost... had lasted but a few years when there appeared, in order to announce its end, those who were to enter... the history of crime under the name of "Situationists".
FİLMDEKİ AKTÖRLER ÖLÜM TEHLİKESİ ALTINDA FİLM EDİLDİLER
THE ACTORS IN THE FILM WERE FILMED IN DANGER OF DEATH
NARİTA HAVAALANI YOĞUN ÖNLEMLER ALTINDA AÇILDI
Narita airport opened on high alert
onunla, kutsal ruhun bilestiriciligi altinda... butun zafer ve onur sana aittir, kudretli babamiz.
With Him in the unity of the Holy Spirit... all glory and honor is Yours, Almighty Father.
Söylesen ¡ ze Bay Gard ¡ ner... s ¡ z ¡ müsahede altinda tutmamiz ¡ ç ¡ n b ¡ r ¡ k ¡ gün... burada kalab ¡ l ¡ r m ¡ s ¡ n ¡ z?
Tell me, Mr. Gardiner would it be possible for you to stay here for a day or two so we could keep an eye on it?
O isiklarin altinda durmak ¡ nsani terlet ¡ r.
It gets pretty hot underneath these lights.
Bu, büyük zorluklarla bilim sayesinde elde ettigimiz bilgilerin tehdit altinda olmasi anlamina geliyordu.
The wealth and scientific ingenuity of our civilization was being squandered on a runaway arms raise.
Bu bulutlarin altinda, insan türünün drami yasandi.
Beneath these clouds the drama of the human species has been unfolded.
Bu killarin altinda surati var.
Underneath that grizzle, it's his face.
iste bu yüzden yagmur altinda oraya gelip, her ikiside zaman agini koptugu yerden onaracak ritüeli gerçeklestirmek zorundaydilar.
So they had to come there, both of them, under the rain, to perform the rite that would repair the web of time where it had been broken.
Bu gümüsi sis altinda Afrika'yi tanimaya çalismak, tropikal hamallarin biraz baygin ugraslarinda mücadeleyi tanimak kadar zor olabilir.
It may be as difficult to recognize Africa in this leaden fog as it is to recognize struggle in the rather dull activity of tropical longshoremen.
Amilcar'in üvey kardesi ; onun gibi, kani Gine ve Cape Verde karisimi ; ve onun gibi, alisilmadik bir partinin, iki sömürge ülkeyi tek bir mücadele hareketi altinda toplayarak iki devletin olusturacagi bir federasyonun önderligini yapmak isteyen, PAIGC'nin kurucu üyesi.
the half-brother of Amilcar, born as he was of mixed Guinean and Cape Verdean blood, and like him a founding member of an unusual party, the PAIGC, which by uniting the two colonized countries in a single movement of struggle wishes to be the forerunner of a federation of the two states.
Misyon'un promenadinin kemerleri altinda kosmustu, Madeline'nin ölümüne dogru kostugu gibi...
He had run under the arches of the promenade in the mission as Madeline had run towards her death.
Bunu bugün, totaliter bir rejim altinda böyle söylemek ahmakça görünebilir.
It may seem idiotic to say that today, under a totalitarian regime.
Tüm çekimi yeniden ele aldim, biraz puslucana olan sonu da katarak, uçurumda tepemize binen rüzgarin kuvveti altinda titreyen kare :
I picked up the whole shot again, adding the somewhat hazy end, the frame trembling under the force of the wind beating us down on the cliff :
Evet, benim emrim altinda ama şu anda Federal bir bölümler arası görev gücüne atandı.
Yes, I do, he's under my command. But he's assigned to some goddamned multi-jurisdictional, Federal task force on organised crime.
Ayaklarimin altinda.
Under my feet.
"Yatagin altinda bile!"
"Even under the bed!"
Halinin altinda kaliteli parke var.
Underneath the carpet is good hardwood.
ve cesetlerin olum nedenini anlamaya calisiyor detaylari size daha sonra aktaracagiz... o seylerin altinda saklanmaktan vazgec!
We'll bring you more details... Stop hiding underneath those things.
Uzgun gorunusler altinda hicbir sey hissetmiyorum.
Beneath these sad appearances I feel nothing.
"ladin agacinin altinda portakallarla birlikte,"
"under the tree laden with oranges,"
Seni göz altinda tutan polis memurunu arayacagim.
- I'm gonna call your probation officer. - Court order?
Bir kamyonun altinda kaldi ve üstü basi yaglandi ama iyi.
He got caught under a truck and got grease on his coat.
Altinda hiç kiyafet yok.
- You have no clothes on underneath. - No.
Su altinda bir cesedin havayla sistigini unutmamak gerekir. Anliyor musun?
You may not be aware that a corpse underwater swells up with air, see?
Zavalli çocuk, günesin altinda kararmis.
Poor kid, born under the sun!
Eminim baobap agaçlarin altinda büyümüstür ve simdi de gelmis insaat alaninda çalisiyor.
I bet he grew up under the baobabs, and here he is on a worksite. It makes me sick.
refah onu sormaya gelmis, olmasi üzüntü onun altinda ezilmis?
Having crushed her under her sorrow, have you come to ask her welfare?
her tasi açin altinda ;
Turn every stone ;
benim ne amacim nede kaderim var dikenler ile oynamayi ögrendim ben cilgin biriyim bu dünya icin bakim var gökyüzü benim elimde dünya ayaklarimin altinda
I have neither aim nor destiny I learned to play with thorns I'm a crazy man I have no care for the world
Bazi çöp yigini altinda Sikistirilmis!
Pressed under some garbage heap!
Kimin emri altinda emrediyorsun?
Under whose orders? Under whose orders are you doing this?
ayaklarinizin altinda dünya var anne
You have the world at your feet, Mother.
Bu yerin altinda 20 millik tüneller var.
There are 20 miles of tunnels under this place.
- Tas altïnda bulduk.
- We found them under a rock.