Alın перевод на английский
107,899 параллельный перевод
Aynı eserin Bay Brandyce tarafından, 10 yıl önce 2 milyon dolara satın alındığının farkında mısın?
Are you aware that the same painting was bought by Mr. Brandyce ten years ago for $ 2 million?
Aklınızı başınıza alın.
Get over yourselves. All right?
Alın nesneleri.
Take the Objects.
Oldukça alınırdım.
I'd be rather insulted.
Lütfen beni alın!
Please take me! Please, please take me!
Lütfen beni alın. Beni alın.
Please, please take me.
O kadar parayla anca ölene dek erzak ve benzin alınır.
All that is there is a lifetime supply of groceries and gas.
Büyük kararlar heyetle alınır.
Big decisions are made by the group.
Hatrı sayılır yeteneğin göz önüne alınınca eşit şans tanımış olmamam çok adil.
Well, I thought that given your considerable talent, it's only fair that I even out the odds.
Çocuktan uzak alın!
Get away from the kid!
- Yani kızın babası o ise ve kız 70 yıl önce muhafazaya alındıysa...
So, if he's her father, and she was preserved 70 years ago...
Siz de diğerleri gibi alınacaksınız!
You will be taken, like the others!
Alıntı yapıyorum mucizelerin sebebini aramak isteyen, filozof olarak doğa olaylarını sebebini anlamaya çalışan ve onlara ahmaklar gibi baka kalmak istemeyenler kısa sürede dine saygısız ve kafir olarak görülür.
And I quote understand the things of nature as philosophers, and not to stare at them in astonishment like fools, are soon considered heretical and impious.
... ciddiye alınma umudu için ne kadar çalışmam gerektiğini ne kadar dayanıklı, güçlü ve soğukkanlı olmam gerektiğini anlamaya çalışmadın!
No. How tireless I must be. How strong and cold to have the slimmest hope of being taken seriously.
Eğer senin garipliklerine katlanabilen bir kadın bulduysan yani, mucizeler hafife alınamaz.
If you've found a woman who will abide with your peculiarities, well, miracles should not be sniffed at.
Sen alınıp satılacak değerli bir düve değilsin.
You are not a prized heifer to be bought and sold.
"Sonuç olarak burada ele alınan sorun üstünde çalışırken arkadaşım ve meslektaşım M. Besso'nun sadık yardımını aldım ve çok sayıda değerli önerisi için ona borçluyum."
"In conclusion, I wish to say that in working at the" problem here dealt with, I have had the loyal assistance of my friend and colleague M. Besso... And that I am indebted to him for several
Siper alın!
Take cover!
Tanrım, alın üstümden!
Oh, God, get him off me!
Alın şunu üstümden!
Get him off me!
Onun için alım-satım işi yaptın.
Meaning you bought and sold works of art for him.
Bir muhasebe dersi alırsın, belki?
Oh, a course in actuarial accountancy, perhaps?
Kim Constanine için tablo satın alırdı?
Who used to buy paintings for Constantine?
Ailemizin hayatlarını diğerlerinin önüne koyma alışkanlığını bırakmalıyız.
We have got to stop making it a habit of putting our family lives ahead of others.
Seni çoktan alıp almadığını merak ediyorum.
I wonder if it hasn't already got to you.
Sen hava alırsın o da işini yapar, lütfen.
Get some air, let her work. Please.
Gerekenleri bulup bir cadının da yardımı alıp...
I got the right ingredients and then with the help of a witch...
Bizden önce gelenlerden günahlarını miras alırız. Bu günahları da bizden sonra gelenlere bırakırız.
We inherit the sins of those who come before us, and those sins are passed to the ones who come next.
Ama bulsan bile onu bağlayan büyüleri bozman sonsuz zamanını alır. Bu da ancak ailemin ellerinde ölmediğin varsayımında.
But even if you do find him, it'll take you an eternity to break the spells that bind him, and that's assuming you don't die by my family's hand first.
Alışkındım ama etrafı fazla karıştırmasından dolayı insanların onu ciddiye alacağını ve başının derde gireceğini düşünmedim.
I used to, uh... I-I didn't think people would take him serious, that he would get into trouble for messing around too much.
Dağılmaya alışkınım.
Used to be messed up.
Alışkın mı?
Used to be?
Hayır, yıl içinde bizde kalıyorlar, sonra geri veriyoruz, yazın güncelliyorlar ya da yenisini alıyorlar.
No, we keep them during the year and then we return them so that they can update or replace them over the summer.
Bugün anneniz bize bir ev satın alırken ikinizin görevi burada kalmak olacak.
Uh, so today, while your mom is buying us a new house, uh, you two are to plant yourselves here. That is your job.
Kendi yatırımımın tamamını tazmin eder, net kazancın da % 2,5'ini alırım.
I would get to recoup 100 % on my investment. I'd get two-and-a-half percent of... - you know, the net profits.
Kirayı ayın birinde alırım.
Rent's due on the first, skipper.
- Başını alırsın!
- The fuck you are!
Bu müşteri yakın geçmişte mali sıkıntılar yaşamış olabilir veya işini aniden bırakmak gibi alışılmadık bir karar almış olabilir.
Now, this client... say he's maybe had recent financial problems or demonstrated unusual behavior, like quitting his job suddenly.
- Kopyasını alıp dağıtacaklarını bilmiyordum.
- I didn't know he was gonna make copies and pass them around.
Halkının büyüsünü al ve onları öldür.
Take your people's magic and kill them all.
Valizlerimi benim için alır mısın lütfen?
Can you grab those suitcases in there for me, please?
İyi madem, tehlikeli bir yere giderken yanına ne alırsın?
OK, when you go somewhere dangerous, what do you take?
Her tavsiyesini dikkate alır mısın?
And you listen to all of his suggestions?
Ne alırdınız?
What can I get you?
Onun yanında olmaktan keyif alırdın.
You would have enjoyed her company.
Benim bebeğimi alır mısın?
What if you took my baby?
Onu alır mısın anne?
Do you mind, Mama?
- Babamın gravürünü alıyorum.
Oh, I'm, uh, getting Dad's print.
Bu rafların hepsi dört litrelik sıvı alır.
Each one of these shelves can hold a gallon of liquid.
O jeneratörden her blok enerji istihkakını alır.
From this generator, each block draws its allowance of power...
Korkmuş bir çocuk bul, kafasını karıştır sonra da istediğin her sözü ağzından al.
Take a scared kid, mess with his head, you can put any words you want in his mouth.
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın şunu 54
alın onu 55
alın bakalım 97
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın şunu 54
alın onu 55
alın bakalım 97