Americans перевод на английский
7,213 параллельный перевод
- Amerikalılar mı?
The Americans?
Seni kaybettiğimizden beri Amerikalılar ile beraberim.
I've been a while with the Americans ever since we lost you.
Üçüncü dünya ülkelerinde acı içerisinde, korkunç koşullarda köle gibi çalışarak, bencil Amerikalılar için hazır giyim üretiyorlar.
it evokes terrible images of poor people and children suffering in third world countries, slaving away in awful conditions to make products for us selfish Americans.
Amerikalı veya Avrupalılara kıyafet yapmak için bir fabrikada çalışan insanlar beni rahatsız eder mi?
Does it bother me that people are working in a factory, making clothes for Americans or for, you know, Europeans?
Kötü çalışma koşulları olan işyerlerini konuşuyoruz, normal Amerikalıların bakış açısından, bizim düzeyimizdeki, çocuk işçi çalıştıran düşük ücretli işyerleri... Bu, ülkenin iş hukukunu ihlal etmek anlamına geliyor, Ama bazı püf noktaları var, bu gece anlatmak istediğim, Kennedy.
So, we're talking about places with very poor working conditions as us normal Americans would experience it, very low wages by our standard, maybe children working places that might not obey local labor laws, but there are characteristics of the ones I want to talk to you about tonight,
20 milyon Amerikalı açık ve net diyor. Tek bir yazarı kovmazsan, filmimize bilet almayacaklarmış.
Twenty million Americans are saying loud and clear, they will never buy a ticket to our movie unless you fire one writer.
10 gün önce ulusumuza Vietnam ile ilgili yaptığım bildiride önümüzdeki sene bir 150 bin Amerikalının daha Vietnam'dan çekilmesine karar verdiğimizi beyan etmiştim.
10 days ago with my report to the nation on Vietnam, I announced the decision to withdraw an additional 150,000 Americans from Vietnam over the next year.
- 10 yildan beri bugünü Amerikalilar'in yaptiklarinin cezasini çektigini görmeyi bekliyordum.
I've been waiting 10 years for this moment, to see the Americans pay for what they have done.
- Savcılık kaçarsa Bu warrantless nöbet Amerikalıların verilerin yanı sıra Tüm bu diğer yabancılar, Bu kalıcı olabilir nasıl emsal
- If the prosecution gets away with this warrantless seizure of Americans'data as well as all these other foreigners, it could have a lasting precedent for how the Fourth Amendment works in the digital age.
Bu durumda, bir emsal teşkil edeceğini ve warrantless arama Amerikalıların dijital mülkiyet?
Would this case set a precedent for the warrantless search of Americans'digital property?
Şu an bu uygulanabilir bir şey değil ve Amerikalılar da biliyor.
At the moment it's just not viable, and the Americans know it, too.
- Amerikalılar çarmıha gerer bizi.
- The Americans will crucify us.
Amerikalılar artık amaca hizmet etmediğimizi düşünüyor.
The Americans feel we're no longer fit for purpose.
Amerikalılar, MI5'ın zayıf halka olduğunu düşünüyor ve bence içeriden biri de onlara katılıyor.
The Americans think MI5 is a weak link and I think somebody here agrees with them.
Eğer Amerikalılar desteklerini çekerse tüm istihbarat birimimiz tamamen çöker.
For goodness'sake. If the Americans withdraw their support, our entire intelligence apparatus will completely collapse.
Amerikalılar hiç şüphesiz seni Genel Müdür yapardı.
The Americans would have made you Director General, no doubt.
Amerikalılar, Tanrı'nın hepimizin bir arada olmasını istediğinin açık bir göstergesiydi.
Americans were the manifestation of what God wanted us all to be.
Kuzey Atlanta kökenli, çoğunlukla Meksikalılar, Orta Amerikalılar.
Northern Atlanta-based, mostly Mexicans, central Americans.
Amerikalıların kayıtsız şartsız teslimiyet gibi önemsiz bir şeyin iyi bir savaşı engellemesine izin vermeyeceğini biliyorum.
I know Americans aren't apt to let a little thing like an unconditional surrender get in the way of a good war.
Pakistan Hükümeti bile, Amerika'ya Laskhar olayını bastırdığını gösteriyor.
Even the Pakistan government have to show the Americans that we're serious about suppressing Lashkar,
Amerikanlar, Chicago dosyalarını gönderdiler.
The Americans have sent the Chicago inmate files.
Vasudha, o Amerikalılarla birlikte hapse atıldım.
Vasudha, I was taken prisoner... -... along with those Americans.
O Amerikalılardan birini öldürmem için beni zorladılar.
Forced me to kill one of those Americans.
Artık hepsi Kübalı, Amerikalı, Meksikalı, Çinli.
They're all Cubans, Americans, Mexicans and Chinese now.
Şunu da bilmelisin ki Amerikalılar mutlu değil.
But just so you should know, the Americans aren't happy.
Amerikalılar'ın amına koyayım.
Oh, fuck the Americans.
10 Amerikalıdan 8'ine göre liderlik ve itibar konusunda yetersizmişsin.
It says that eight out of ten Americans agree that you lack, quote, "effectiveness and leadership."
Kızıl derililer bu bölgedeki ormanlara geldiklerinde burada fazla kalmamışlar. Hemen ayrılmışlar çünkü ağaçlar çok uzun olduğu için içlerinde hayalet olmasından korkmuşlar.
So, actually, when the native Americans came through this area of the woods, they didn't spend any time here, and they left because they were afraid that the trees were so tall that there was ghosts in them.
- Amerikalılar bizi devre dışı bırakmaya mı çalışacak?
Are the Americans gonna try and muscle in on us? No.
Yani Amerikalılara, Kraylerin tek varis olduğunu kanıtlamalısınız.
So you have to prove to the Americans that the Krays are the only game in town.
Amerikalılar hep aynıdır, güzel bir kadın gördüklerinde.
Americans are all the same, any sight of a pretty woman.
Amerikalılara bilgi iletirken ve onlardan bilgi alırken oldukça işimize yarayan birisiydi ta ki bazı belgeler alı konulana dek.
Well, he made himself pretty useful passing information to and from the Americans, until some documents were intercepted.
Yıl 2003'tü ve Amerikalılar, diktatör Saddam Hüseyin'i devirmek için... Irak'ı işgal etmek üzereydi.
It was 2003, and the Americans were about to invade Iraq to oust the dictator, Saddam Hussein.
Irak'taki ana muharebe harekatı sona ermiştir.
My fellow Americans, major combat operations in Iraq have ended.
Koduğumun Amerikalılarına söyle, kardeşimin kanı yerde kalmayacak.
[in Arabic] Tell those fucking Americans my brother's blood will not be in vain.
Iraklıların öfkesinin geri planında... Amerikalılara karşı silahlı direniş oluşuyordu.
Behind all the Iraqis'anger, an armed resistance against the Americans was rising.
Görünmeyen düşmanla savaşan Amerikalılar kontrolü kaybetmeye devam etti.
The Americans'grip kept slipping, fighting an enemy they couldn't see.
Komutanım, şuradaki bütün Amerikalılara saldırdık.
[in Arabic] Sir, all the Americans were attacked over there.
Kendimi bu gerillaların eline teslim etmiştim. Amerikalıların peşinde olduğu ve benim ulaştığım adamların. Dost muyuz, yoksa beni öldürecekler mi, bilmiyordum.
I'd surrendered myself to these guerrillas, men the Americans were hunting and I had found, not knowing if they were friends or if they were going to kill me.
Onlar Amerikalıları hedef alırken suçluluk hissetmiştim.
There was a guilt in watching this happen as they targeted the Americans.
Biz de Amerikalılar vatanımızdan gidene dek cihat ilan ediyoruz.
And we will wage jihad and wage jihad until the Americans leave our homeland.
Amerikalılar savaşın kontrolünü kaybediyordu.
The Americans were losing control of the war.
Hayfa Caddesi, Amerikalılar için cehenneme dönmüştü.
Haifa Street was a special kind of hell to the Americans.
Amerikalılar bıkıp usanmadan Zerkavi'yi arıyordu. O ise savaşın kontrolünü eline geçiriyordu.
The Americans pursued Zarqawi relentlessly, but still he was taking over the war.
İsyancıların kalesi olan şehri. Amerikalıların şehri geri almaktan başka çaresi yoktu... ve bunun için 10.000 kişilik bir güç oluşturdular.
An insurgent stronghold, the Americans had no choice but to take the city back, assembling a force of 10,000 troops to do it.
Amerikalara bilgi vermekle suçlanan adama... ölüm cezası verilmişti.
Accused of informing to the Americans, he's been sentenced to death.
Çatışmalar o kadar kötüydü ki... Amerikalılar sadece şu tek yolu açık tutmak için mücadele ediyordu. Üstünde beş ücra ABD karakolu vardı.
So bad was the fighting, the Americans were struggling just to keep this one solitary road open, a road dotted with five lonely US outposts.
Amerikalılar sayıca az. İhtiyaç duyulan askerin ancak üçte biri mevcut.
The Americans were outnumbered, with barely a third of the troops they actually needed.
Zerkavi, Amerikalıların gitmesini istiyordu.
WARE [narrating] : Zarqawi wanted the Americans gone.
Amerikalılar için Irak'ın hiçbir yerinde savaş buradaki kadar kanlı değildi.
WARE [narrating] : Nowhere in Iraq was the war as bloody for the Americans as here.
Amerikalılar saldırıyı püskürtmüştü.
The Americans had beaten back the attack.
amerika 2119
amerikalı 196
amerikan 72
amerikalılar 135
amerikalı mısın 27
amerika birleşik devletleri 72
amerikalı mısınız 19
amerika mı 23
amerikan ordusu 21
amerikalıyım 27
amerikalı 196
amerikan 72
amerikalılar 135
amerikalı mısın 27
amerika birleşik devletleri 72
amerikalı mısınız 19
amerika mı 23
amerikan ordusu 21
amerikalıyım 27