Anlayacaksın перевод на английский
2,721 параллельный перевод
# Aşkın çok tatlı olduğunu anlayacaksın #
¢ Ü You'll look out your door ¢ Ü
# Aşkın çok tatlı olduğunu anlayacaksın #
¢ Ü You'll know love so sweet ¢ Ü
Ve nihayet acımı anlayacaksın.
And then finally you'll know my pain.
Aralarında horoz olduğunu nasıl anlayacaksın?
How do you tell if one's a rooster?
Ama çok yakında, sen anlayacaksın.
But pretty soon, you will.
Bence, onların düşmanların olmadığını anlayacaksın.
I think you'll find that they're not your enemies.
Bu sorunun cevabını, o yaşa geldiğinde anlayacaksın.
That's how old you'll be when you find out.
Anlayacaksın, Kanaklarla birçok şey tartışıldı.
You will see, with the Kanaks Much has been discussed.
# Yakında bunu anlayacaksın #
¶ Soon you'll realize that ¶
Ebeveyn olduğunda evladının senden nefret etmesinin ne demek olduğunu anlayacaksın.
When you're a parent some day, you'll understand what it feels like to have your child hate you.
Neler olduğunu anlayacaksın.
See what was done.
Anlayacaksın.
You will.
Zamanı gelince anlayacaksın.
In time you'll see.
Benim evim olmadığını anlayacaksınız.
You'll see it isn't my place.
Merak etme, anlayacaksın.
Do not worry, you'll understand.
Yakında mutlu evliliğin anahtarının... -... iyi bir tartışmadan zevk almak olduğunu anlayacaksınız.
You'll soon find that the key to a happy marriage is the ability to enjoy a good argument.
Bir gün, anlayacaksın.
One day, you'll understand.
Devam etmeme izin verirsen anlayacaksın.
Let me go on, and then you'll understand.
Bir gün kendi hizmetçini tuttuğunda anlayacaksın bunu.
You'll understand that once you've hired help of your own.
Anlayacaksınız.
You'll understand.
Ama bir gün ikiniz de bunu anlayacaksınız.
Someday you girls will understand.
Konu şu Profesör : Hayatında hiç acı olmazsa mutlu olduğunu nasıl anlayacaksın?
The point is, professor, that if you ain't got no pain in your life, how would you even know when you was happy?
Çizeceğim şey oradaysa haklı olduğumu anlayacaksın.
And then if it's still there, you'll know I'm right.
Patronun maaşından kestiği zaman anlayacaksın.
When your boss deducts it from your pay, you'll understand.
Çıkmak için çırpınacaksın, ama sonra kimsenin seni duyamayacağını anlayacaksın.
You'll struggle to get out, but then you realize no one can hear you.
Belki bir gün biriyle tanışacaksın ve beni anlayacaksın.
Maybe someday you'll meet somebody, and you'll understand.
Anlayacaksın.
You'll know.
Döndüğümüzde olan biteni daha iyi anlayacaksın.
What you'll see in perspective when we come back home.
Anlayacaksın.
Oh, you'll see.
Zor olsa da anlayacaksın. Dar görüşlü olmayı.
For it's hard, you will find to be narrow of mind
Ve bunun nasıl bir şey olduğunu sen de anlayacaksın.
And now you're gonna know how that feels.
Gözlerimin içine baktığında anlayacaksın.
Look into my eyes and you'll know
Buralarda benim kadar kaldığında ne demek istediğimi anlayacaksın.
When you've been around as long as I have, you'll get what I mean.
Ne zaman anlayacaksın bunu? "
When are you going to get this? "
Topuklu çizmelere zaafım olduğunu öğrenince beni anlayacaksın.
This whole story makes more sense - Okay. If you know I got a thing for thigh-high boots.
Yani demek istediğim, yaşınız ilerledikçe cinselliğinizi keşfedeceksiniz ve sizinle olmak isteyen yetişkinlerle ciddi ilişkiler yaşadığınızda utanacak bir şey olmadığını anlayacaksınız.
[Claire] So I guess what I'm saying here is that... as you get older and explore your sexuality, you will discover that as long as you are in a committed relationship... with consenting adults, there's really nothing to be embarrassed about.
Yıllardır sahnelerde eksik olan tarzda bir havası olduğunu anlayacaksınız.
I think you will agree it has a certain flair that has been lacking from this stage in years past.
Bir gün büyüdüğünde bunu anlayacaksın.
Look, one day you'll, uh... You'll get this when you're older.
Biz insan olan kurbana ne olduğunu anlamaya çalışırken sen de bisiklete ne olduğunu anlayacaksın.
We will recreate what happened to the human victim while you recreate what happened to his bicycle.
Seni tutukladığım anda mahvettiğin şeyin paradan çok daha öte olduğunu anlayacaksın.
And when I arrest you, you're going to realize that what you destroyed today was worth a hell of a lot more than money.
Bir gün sana iyi babalık yaptığımı anlayacaksın.
Someday you'll understand that I'm just being a good dad.
Bir şey bilmediğini çok çabuk anlayacaksın.
You're gonna figure out real quick how much you don't know.
Ama anlayacaksın.
But you will.
Biraz zaman geçirince anlayacaksın.
Just gotta give it some time.
Ama her şey yoluna girecek. Çünkü sana her şeyi anlatacağım. Ve senden neden gizli tuttuğumu anlayacaksın.
But it's all going to be ok, because I am going to tell you everything, and you're going to understand why I had to keep it from you, and we're going to be fine.
Sizin de olduğunda anlayacaksınız.
You guys will see when you get it together.
"Anlayacaksın ki"
I You're gonna find Yes, you will
Bu makarnayı tattığında, sana söylemek istediğimi anlayacaksın.
Once you taste that pasta, you'll be glad you went the extra mile.
Bir gün, kendi kararlarını vermeye başlayınca anlayacaksın, Loretta.
Some day, when you got tads of your own, you'll understand, Loretta.
Nasıl anlayacaksın ki?
How could you?
Asıl tuhaf olanın ne olduğunu anlayacaksın.
Check this out.