Anlayamıyor musun перевод на английский
285 параллельный перевод
Dubois'nın bunu neden yaptığını anlayamıyor musun?
Can't you understand why Dubois is doing this?
Bunu anlayamıyor musun?
Can't you understand that?
Bir kızın senden hoşlanıp hoşlanmadığını anlayamıyor musun?
Can't you tell whether or not a girl likes you?
- Anlayamıyor musun?
- Can't you, dear?
- Anlayamıyor musun?
- Can't you?
# Anlayamıyor musun #
Can't you understand it
# Haydut olmak istiyorum Anlayamıyor musun #
Want to be a bandit Can't you understand it
# Anlayamıyor musun # #
Can't you understand it
Burada oturup diğer insanların sevişmelerini izlemek zorunda kalırsam aklımı kaçıracağımı anlayamıyor musun?
Can't you see I'll go out of my mind if I have to sit by and watch other people make love?
Anlayamıyor musun?
Can't you see?
Anlayamıyor musun?
Don't you?
Son zamanlardaki halimden anlayamıyor musun?
Can't you tell from the way I've been lately?
Anlayamıyor musun, Jesse?
Can't you see, Jesse?
Seninle servetin için evlenmediğimi anlayamıyor musun?
Can't you understand that I didn't marry you for your fortune?
Anlayamıyor musun? Genç bir erkek belki dönüş yolunda bir şey yapabilir.
The return journey would be risky with a young man.
- Anlayamıyor musun Pete?
- l can't see why you- - - Can't you, Pete?
Neler olabileceğini anlayamıyor musun?
Can't you see what the outcome might be?
Gloria, anlayamıyor musun?
Gloria, can't you understand?
- Anlayamıyor musun, Vinnie?
- Can't you get it, Vinnie?
Bayan Wilberforce'un, planım için sadece ufak bir parça olmadığını onun çekirdeğindeki kişi olduğunu anlayamıyor musun?
CAN'T YOU APPRECIATE THAT MRS. WILBERFORCE IS NOT A MERE APPENDAGE TO MY PLAN, SHE'S THE VERY CORE OF IT.
Görünüşünden anlayamıyor musun?
Can't you tell by looking at him?
İşe yaramazlığımın ne berbat bir şekilde ispatlandığını anlayamıyor musun?
Can't you see what a terrible confirmation of my uselessness it is?
Yüzüme bakarak anlayamıyor musun?
Can't you tell just by looking at me?
Bunu anlayamıyor musun?
Don't you see that?
Vanya, savaşın yetişkin erkekler için olduğunu anlayamıyor musun aptal?
Vanya, can'tyou understand, silly, that war is for grown men?
Anlayamıyor musun?
Can't you understand that?
Senin de onlar gibi bir fahişe olmanı istemediğimi anlayamıyor musun?
- No, I didn't... - You're lying! I didn't open the window...
Bunu anlayamıyor musun?
I needed to get away, can't you see?
Farkı anlayamıyor musun?
Can't you hear the difference?
Bunu hâlâ anlayamıyor musun?
Don't you understand?
Ne yapıyorum anlayamıyor musun?
Can't you understand what I'm doing?
Anlayamıyor musun, bu bir acil durum?
Can't you understand this is an emergency?
Anlayamıyor musun, Katish?
Can't you see the point, Katish?
Başka doğru yok, bunu anlayamıyor musun? !
There's no other kid of right, can't you understand that?
Bir şey iğrenç koktuğunda anlayamıyor musun?
Don't you know when something stinks?
İstenmediğini anlayamıyor musun?
Can't you see you're not wanted?
Anlayamıyor musun, annen bu evde O canavarın 40 yıl kölesi oldu!
Do you realize your mother spent 40 years in that house slaving for that monster?
Tanrı aşkına Alistair, bunun doğal olmadığını anlayamıyor musun?
For chrissake, Alistair, can't you see it ain't natural?
Beni anlayamıyor musun?
Don't you see that?
Anlayamıyor musun sen?
Haven't you understood?
Bunun bir tuzak olduğunu anlayamıyor musun?
Hasn't occurred to you how convenient this whole operation has been?
Anlayamıyor musun
Can't you just see it
İngilizce anlayamıyor musun?
I'm right here. Shoot. Can't you understand plain English?
- Anlayamıyor musun?
- You can't understand?
Sana acıdığımı anlayamıyor musun?
Can't you understand I feel pity for you?
Oyuncakla gerçek parça arasındaki farkı anlayamıyor musun?
You can't tell the difference between a toy and a real piece?
Anlayamıyor musun?
Can't you feel it yourself?
Anlayamıyor musun?
Sir...
Nasıl anlayamıyor musun?
A mine blew up next to him.
Anlayamıyor musun?
Can't you understand?
Bunu anlayamıyor musun?
I'm nothing, Pop.